Eden Muñoz & Michelle Maciel – No Sabía Cuánto İspanyolca Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Un beso en la peda te robé
– Peda’ya bir öpücük Seni çaldım
Y aunque no te conocía me enculé
– Ve seni tanımıyor olmama rağmen götümden sikildim.
Era tímido, pero como quiera te hablé
– Utangaçtım ama yine de seninle konuştum.
Conectamos tanto que esa noche yo supe
– O kadar çok bağlandık ki o gece biliyordum

Tú me ibas a doler
– Bana zarar verecektin.
Pero no sabía cuánto
– Ama ne kadar olduğunu bilmiyordum.
Pensé no eres pa’ tanto
– Pa’ bu kadar değil diye düşündüm
Y qué duro la cagué
– Ve ne kadar berbat ettim
Pero si puedo regreso
– Ama eğer geri dönebilirsem
Nomás pa’ darte un último beso
– Sadece sana son bir öpücük vermek için

Me quede con ganas de decirte todo lo que siento
– Sadece sana hissettiğim her şeyi anlatmak istiyorum.
Pero me callé por miedo a que pienses que soy intenso
– Ama gergin olduğumu düşünmenden korktuğum için sessiz kaldım.

Tenía poco pa’ ofrecer, mami me prestaba el carro
– Çok az teklifim vardı, annem arabayı bana ödünç verirdi.
Las veces que nos vimos flores no te faltaron
– Birbirimizi gördüğümüz zamanlarda çiçek sıkıntısı yoktu.
Canciones que te dediqué en un cd quemado
– Yanmış bir cd’de sana adadığım şarkılar
Tú y yo en la banqueta tomando cheves y hablando
– Sen ve ben kaldırımda cheves içip konuşuyoruz.

No me querías siempre lo supe
– Beni sevmedin Her zaman biliyordum
Siempre soñé que me invitarás a llevarte al super
– Her zaman seni başkente götürmem için beni davet edeceğini hayal etmiştim.
Y llevar nuestros perros a pasear
– Ve köpeklerimizi yürüyüşe çıkaralım.
Pero con verte en la peda me tuve que conformar
– Ama seni peda’da görünce anlaşmak zorunda kaldım.
(Chale, wey)
– (Chale, wey)

Nunca existieron
– Hiç var olmadılar
Los domingos de mandil
– Önlük Pazar Günleri
Y los lunes de dormir
– Ve Pazartesi günleri uyuyor
Los martes de cena y drinks
– Salı günleri akşam yemeği ve içecekler için
Miércoles Netflix ‘n’ chill
– Çarşamba Netflix ‘n’ chill
Los jueves de tirar hueva y no salir
– Perşembe günleri yumurta atıp dışarı çıkmamak

¿Por qué nadie me advirtió a mí?
– Neden kimse beni uyarmadı?

Que me ibas a doler
– Beni inciteceğini
Pero no sabía cuánto
– Ama ne kadar olduğunu bilmiyordum.
Pensé no eres pa’ tanto
– Pa’ bu kadar değil diye düşündüm
Y qué duro la cagué
– Ve ne kadar berbat ettim
Pero si puedo regreso
– Ama eğer geri dönebilirsem
Nomas pa’ darte un último beso
– Sadece sana son bir öpücük vermek için

Me quede con ganas de decirte todo lo que siento
– Sadece sana hissettiğim her şeyi anlatmak istiyorum.
Pero me callé por miedo a que pienses que soy intenso
– Ama gergin olduğumu düşünmenden korktuğum için sessiz kaldım.
Cada notificación me emociona bien cabrón
– Her bildirim beni heyecanlandırıyor iyi piç
Porque pienso que eres tú dedicándome una canción
– Çünkü sanırım bana bir şarkı ithaf ediyorsun.
Un círculo vicioso que me tiene viendo al techo
– Beni tavana diken diken eden bir kısır döngü
Diciéndome es la pendejada más grande que has hecho
– Bana söylemek şimdiye kadar yaptığın en büyük şey

Y si te vuelvo a ver, me vuelvo a ilusionar
– Ve seni tekrar görürsem, tekrar heyecanlanırım.
Por eso digo no cuando me invitan a pistear
– Bu yüzden beni işemeye davet ettiklerinde hayır diyorum.
Y me conozco bien, que yo no sé ocultar
– Ve kendimi iyi tanıyorum, nasıl saklanacağımı bilmediğimi
Que si te miro con alguien sé que me vo’a emputar
– Eğer sana tanıdığım biriyle bakarsam, sana emputar olacağımı

Tú me ibas a doler
– Bana zarar verecektin.
Pero no sabía cuánto
– Ama ne kadar olduğunu bilmiyordum.
Pensé no eres pa’ tanto
– Pa’ bu kadar değil diye düşündüm
Y qué duro la cagué
– Ve ne kadar berbat ettim

Pero si puedo regreso
– Ama eğer geri dönebilirsem
Nomas pa’ darte un último beso
– Sadece sana son bir öpücük vermek için




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın