We go to dinner but no one listens when I speak
– Yemeğe gidiyoruz ama konuştuğumda kimse dinlemiyor.
Everybody’s talking so I sit there by myself and eat
– Herkes konuşuyor yani orada tek başıma oturuyorum ve yemek
And then I leave
– Ve sonra gidiyorum
It’s like no one cares about what’s going on
– Sanki kimse ne olup bittiğini umursamıyormuş gibi
Could it be that I’ve done something wrong?
– Yanlış bir şey yapmış olabilir miyim?
(Done something wrong)
– (Yanlış bir şey yaptım)
What should I do? (What should I do?)
– Ne yapmalıyım? (Ne yapmalıyım?)
What would you do
– Ne yapardın
When you’re all alone in a crowded room?
– Kalabalık bir odada yapayalnızken mi?
What should I do? (What should I do?)
– Ne yapmalıyım? (Ne yapmalıyım?)
What would you do
– Ne yapardın
When there’s no one there?
– Orada kimse yokken mi?
There to be true
– Gerçek olmak için
All day, I’m waiting
– Bütün gün bekliyorum.
I sit beside my phone, me and me
– Telefonumun yanında oturuyorum, ben ve ben
Oh-oh, someone to talk to
– Oh-oh, konuşacak biri
Someone to tell about my week (oh-oh-oh)
– Haftamı anlatacak biri (oh-oh-oh)
It’s like no one cares about what’s going on
– Sanki kimse ne olup bittiğini umursamıyormuş gibi
(What’s going on)
– (Neler oluyor)
Could it be that I’ve done something wrong?
– Yanlış bir şey yapmış olabilir miyim?
(Done something wrong)
– (Yanlış bir şey yaptım)
What should I do? (What should I do?)
– Ne yapmalıyım? (Ne yapmalıyım?)
What would you do
– Ne yapardın
When you’re all alone
– Yapayalnızken
In a crowded room?
– Kalabalık bir odada mı?
What should I do? (What should I do?)
– Ne yapmalıyım? (Ne yapmalıyım?)
What would you do?
– Ne yapardın?
When there’s no one there (no one there, yeah)
– Orada kimse olmadığında (orada kimse yok, evet)
There to be true
– Gerçek olmak için
Show up to parties
– Partilere gel
Late nights, strobe light, passed
– Gece geç saatlerde, flaş ışığı, geçti
On the floor, I just came here for a good time (a good time)
– Katta, sadece burada iyi bir zaman (iyi bir zaman)geldim
But it’s hard to conversate with the light weight (light weight)
– Ama hafif (hafif) ile konuşmak zor.
Who chooses to ignore what I might say (might say)
– Söyleyebileceklerimi görmezden gelmeyi seçen (diyebilir)
Need someone to confide in
– Birine güvenmek lazım
Ask me how my day went (ask me how my day went)
– Günümün nasıl geçtiğini sor (günümün nasıl geçtiğini sor)
‘For I sneak out of bathroom window
– ‘Banyo penceresinden gizlice kaçtığım için
Alone again
– Yine yalnız
What should I do? (What should I do?)
– Ne yapmalıyım? (Ne yapmalıyım?)
What would you do
– Ne yapardın
When you’re all alone
– Yapayalnızken
In a crowded room?
– Kalabalık bir odada mı?
What should I do? (What should I do)
– Ne yapmalıyım? (Ne yapabilirim)
What would you do
– Ne yapardın
When there’s no one there
– Orada kimse yokken
There to be true?
– Gerçek olmak için?
What should I do? (What should I do?)
– Ne yapmalıyım? (Ne yapmalıyım?)
What would you do?
– Ne yapardın?
When you’re all alone (all alone)
– Yapayalnızken (yapayalnız)
In a crowded room
– Kalabalık bir odada
What should I do? (What should I do?)
– Ne yapmalıyım? (Ne yapmalıyım?)
What would you do
– Ne yapardın
When there’s no one there
– Orada kimse yokken
There to be true?
– Gerçek olmak için?
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.