Oh, oh
– Oh, oh
Yeah, oh, oh
– Evet, oh, oh
Sheesh, yeah, yeah
– Evet, evet, evet
This gon’ be your favorite song, yeah
– Bu senin en sevdiğin şarkı olacak, evet
What you doing now? What you doing later?
– Şimdi ne yapıyorsun? Daha sonra ne yapıyorsun?
What you doing when you wake up?
– Uyandığında ne yapıyorsun?
What you doing out? Hit mi casa later
– Dışarıda ne yapıyorsun? Mi casa’ya sonra uğra.
You don’t even need no makeup
– Makyaja bile ihtiyacın yok.
Girl, do me a favor
– Kızım, bana bir iyilik yap.
Tell me, would you be my lunch time?
– Söylesene, öğle yemeği saatim olur musun?
On your lunch break before you go home
– Eve gitmeden önce öğle tatilinde
Could you squeeze a nigga in you, baby?
– İçine bir zenci sıkar mısın bebeğim?
Maybe while you getting dressed
– Belki giyinirken
Maybe when you in the shower
– Belki duştayken
Have your meeting in my bed
– Toplantını yatağımda yap.
I just need a half an hour
– Sadece yarım saate ihtiyacım var.
Come through, come through, what you doing in your spare time?
– Geç, geç, boş zamanlarında ne yapıyorsun?
Come through, come through, can I do you in your spare time?
– Geç, geç, boş vakitlerinde yapabilir miyim?
I know you busy, girl, yeah, you got work tomorrow, yeah
– Meşgul olduğunu biliyorum kızım, evet, yarın işin var, evet
You don’t go to clubs, no, that’s why your money long, long
– Kulüplere gitmiyorsun, hayır, bu yüzden paran uzun, uzun
Baby girl, you should come through in your spare time
– Bebeğim, boş vakitlerinde gelmelisin.
Where are you in your spare time?
– Boş zamanlarında neredesin?
Hey girl won’t you come through in your spare time?
– Hey kızım boş vakitlerinde gelmeyecek misin?
Ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, in your spare time
– Ooh, ooh, ooh, ooh, boş zamanlarında
Oh girl, you know I wish I could hit you right now
– Oh kızım, biliyorsun keşke şu anda sana vurabilseydim
You know exactly what would go down
– Tam olarak ne olacağını biliyorsun.
I’ve been up and down your whole page
– Tüm sayfanı aşağı yukarı gezdim
Thinking ’bout you screaming my name
– Adımı haykırmanı düşünüyorum.
What you doing in your spare time?
– Boş zamanlarınızda neler yapıyorsunuz?
Can I do you in your spare time?
– Boş zamanlarında yapabilir miyim?
What you doing when you get home from work?
– İşten eve döndüğünde ne yapıyorsun?
If you need it like me, could you swing by?
– Benim gibi ihtiyacın olursa uğrayabilir misin?
Know your career on a incline
– Kariyerinizi bir eğimde tanıyın
Baby, I don’t need a set time
– Bebeğim, belirli bir zamana ihtiyacım yok.
Early in the morning or late at night
– Sabahın erken saatlerinde veya gece geç saatlerde
Know you got a little spare time
– Biraz boş vaktin olduğunu biliyorum.
Come through, come through, what you doing in your spare time?
– Geç, geç, boş zamanlarında ne yapıyorsun?
Come through, come through, can I do you in your spare time?
– Geç, geç, boş vakitlerinde yapabilir miyim?
I know you busy, girl, yeah, you got work tomorrow, yeah
– Meşgul olduğunu biliyorum kızım, evet, yarın işin var, evet
You don’t go to clubs, no, that’s why your money long, long
– Kulüplere gitmiyorsun, hayır, bu yüzden paran uzun, uzun
Baby girl, you should come through in your spare time
– Bebeğim, boş vakitlerinde gelmelisin.
Where are you in your spare time?
– Boş zamanlarında neredesin?
Hey girl won’t you come through in your spare time?
– Hey kızım boş vakitlerinde gelmeyecek misin?
Ooh, ooh, ooh, ooh, ooh, in your spare time
– Ooh, ooh, ooh, ooh, boş zamanlarında
I know you working, baby
– Çalıştığını biliyorum bebeğim.
I know you got hoes on your line
– Hattında çapalar olduğunu biliyorum.
I know you busy, baby
– Meşgul olduğunu biliyorum bebeğim.
Won’t take up too much of your time
– Fazla vaktini almayacak.
I know you nasty, baby
– Seni kötü tanıyorum bebeğim.
I know you need that in your life
– Hayatında buna ihtiyacın olduğunu biliyorum.
So, I’ma just creep up from behind
– Bu yüzden, sadece arkadan sürüneceğim.
You at your friend house, I don’t mind
– Senin arkadaşın senin evinde, benim için sorun yok
Come through, come through, what you doing in your spare time?
– Geç, geç, boş zamanlarında ne yapıyorsun?
Come through, come through, can I do you in your spare time?
– Geç, geç, boş vakitlerinde yapabilir miyim?
I know you busy, girl, yeah, you got work tomorrow, yeah
– Meşgul olduğunu biliyorum kızım, evet, yarın işin var, evet
You don’t go to clubs, no, that’s why your money long, long
– Kulüplere gitmiyorsun, hayır, bu yüzden paran uzun, uzun
Baby girl, you should come through in your spare time
– Bebeğim, boş vakitlerinde gelmelisin.
Where are you in your spare time?
– Boş zamanlarında neredesin?
Is you at the crib or nah?
– Beşik veya Hayır de var mı?
Is you at the job or nah?
– İş veya Hayır de var mı?
Is you in the bed or nah?
– Yatak veya nah değil mi?
In need of some head or nah?
– Kafaya mı ihtiyacın var, yok mu?
Just let me know
– Sadece bana haber ver
Just let me know girl, when you got some spare time
– Boş vaktin olduğunda bana haber ver kızım.
Eric Bellinger – Spare Time İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.