Gibbs & Kiełas – Piękny Świat Lehçe Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Padło mi auto na rondzie, dymiło jak z filmu o Bondzie
– Kavşakta bir arabam var, Bond filmindeki gibi sigara içiyordum.
Trzy pasy wolne nie szkodzi, podjeżdża na tyłek i trąbi
– Üç serbest şerit zarar vermez, kıçına doğru yürür ve korna çalar
Zachciało mi się umyć okna, Olsztyn i parter wieżowca
– Pencereleri yıkamak istedim ve yüksek katlı binanın birinci katında
Mignęła mi koleżki siostra, weź już ten płyn lepiej zostaw
– Kız kardeşim arkadaşım parladı, bu sıvıyı alsan iyi olur
Zatrzymał mnie kiedyś przechodzień, dlaczego mu palę pod blokiem?
– Bir şekilde yoldan geçenler beni bir şekilde durdurdu, neden bloğun altında sigara içiyorum?
Trzy razy klepnął coś w Nokię, (a ja) kupiłem domek na wiosce
– Nokia’ya üç kez bir şey okşadım, (ve ben) köyde bir yazlık satın aldım
Babka na lekcji mnie pyta, dlaczego od szkoły się migam?
– Sınıftaki büyükannem bana neden okuldan yanıp söndüğümü soruyor?
Teraz się zawsze zatrzymam, jak widzę, że zakupy dźwiga
– Şimdi alımların yükseldiğini gördüğüm gibi her zaman duracağım

Za młody żeby mówić czy było warto
– Buna değip değmeyeceğini söylemek için çok genç
Zbyt stary żeby łamał strach
– Korkuyu kırmak için çok yaşlı
Tyle drzwi przede mną ciągle zagadką
– Önümdeki o kadar çok kapı hep bir gizem
Za nimi nowa talia kart
– Arkasında yeni bir kart destesi var
Droga, która będzie idealną
– Mükemmel olacak bir yol
Daj mi mapę jeśli tylko znasz (jeśli tylko ją znasz)
– Sadece biliyorsanız bana bir harita verin (eğer biliyorsanız)
Piękny świat, lubię zapomnieć, że zło nas dosięga
– Güzel dünya, kötülüğün bize ulaştığını unutmayı seviyorum
Wystarczy łza, czujności brak nigdy nie zwycięża
– Sadece bir gözyaşı, uyanıklık yokluğu asla kazanmaz
Nie wiem jak, omijać błędy cudzego sumienia
– Başkalarının vicdanının hatalarını nasıl atlatacağımı bilmiyorum
Mierzone w twarz, nie uniknę ran każdy już oberwał
– Şahsen ölçülen, herkesin zaten aldığı yaralardan kaçamıyorum
Piękny świat lubię zapomnieć, że zło nas dosięga
– Güzel bir dünya, kötülüğün bize ulaştığını unutmayı seviyorum
Wystarczy łza, czujności brak nigdy nie zwycięża
– Sadece bir gözyaşı, uyanıklık yokluğu asla kazanmaz
Nie wiem jak, omijać błędy cudzego sumienia
– Başkalarının vicdanının hatalarını nasıl atlatacağımı bilmiyorum
Mierzone w twarz, nie uniknę ran każdy już oberwał
– Şahsen ölçülen, herkesin zaten aldığı yaralardan kaçamıyorum

Ciągle o krok od zwycięstwa, stu tysięcy godzin do szczęścia
– Sürekli zaferden bir adım uzakta, mutluluğa yüz bin saat
Piach na za ostrych zakrętach, sto powodów dziennie by przestać
– Keskin dönüşlerde kum, durmak için günde yüz neden
Dobre intencje w złych miejscach, naiwne spojrzenie na wszechświat
– Kötü yerlerde iyi niyetler, evrene naif bir bakış açısı
Teraz się zawsze potwierdza, jak widzę w ich oczach ten ciężar
– Şimdi her zaman bu giysiyi gözlerinde nasıl gördüğümü onaylıyorum
Łatwo się mówi, że przejdzie, gorzej się znosi potknięcie
– Neyin geçeceğini söylemek kolaydır, tökezlemeyi daha da kötüleştirir
Nieważne którędy biegniesz, przyzwyczaj do tego sumienie
– Nereye kaçtığın önemli değil, buna alışmalısın.
Łatwo powiedzieć, że bezsens i wrócić na bezpieczny teren
– Anlamsız olduğunu söylemek ve güvenli bölgeye geri dönmek kolaydır
Wystarczy nie wyjść przed szereg, życie i tak prostsze nie będzie
– Sadece sıraya girme, hayat zaten daha kolay olmayacak

Za młody, żeby mówić czy było warto
– Buna değip değmeyeceğini söylemek için çok genç
Zbyt stary, żeby łamał strach
– Korkuyu kırmak için çok yaşlı
Tyle drzwi przede mną ciągle zagadką
– Önümdeki o kadar çok kapı hep bir gizem
Za nimi nowa talia kart
– Arkasında yeni bir kart destesi var
Droga, która będzie idealna
– Mükemmel olacak bir yol
Daj mi mapę, jeśli tylko znasz (jeśli tylko ją znasz)
– Sadece biliyorsanız bana bir harita verin (eğer biliyorsanız)
Piękny świat, lubię zapomnieć, że zło nas dosięga
– Güzel dünya, kötülüğün bize ulaştığını unutmayı seviyorum
Wystarczy łza, czujności brak nigdy nie zwycięża
– Sadece bir gözyaşı, uyanıklık yokluğu asla kazanmaz
Nie wiem jak, omijać błędy cudzego sumienia
– Başkalarının vicdanının hatalarını nasıl atlatacağımı bilmiyorum
Mierzone w twarz, nie uniknę ran każdy już oberwał
– Şahsen ölçülen, herkesin zaten aldığı yaralardan kaçamıyorum
Piękny świat lubię zapomnieć, że zło nas dosięga
– Güzel bir dünya, kötülüğün bize ulaştığını unutmayı seviyorum
Wystarczy łza, czujności brak nigdy nie zwycięża
– Sadece bir gözyaşı, uyanıklık yokluğu asla kazanmaz
Nie wiem jak, omijać błędy cudzego sumienia
– Başkalarının vicdanının hatalarını nasıl atlatacağımı bilmiyorum
Mierzone w twarz, nie uniknę ran każdy już oberwał
– Şahsen ölçülen, herkesin zaten aldığı yaralardan kaçamıyorum




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın