Chefi
– Chefi
Le-le-le-le-lela
– Bu-bu-bu-lela
Le-lela
– Le-lela
Le-lela
– Le-lela
Le-lela
– Le-lela
J’ai sacrifié toute ma vie au mazal, y en a qu’ont fait l’asile
– Bütün hayatımı mazal’a feda ettim, tımarhaneyi yapanlar da var.
Si t’es pas déter’, c’est pas la peine, inch’Allah, demain, ça paie
– Eğer kararlı değilseniz, buna değmez, inç’allah, yarın, öder
Poto, crois pas que je te parle bête, si demain, ça pète
– Poto, seninle aptalca konuştuğumu sanma, eğer yarın osurursa
Pour l’honneur, moi, je prendrai perpète, que Dieu nous préserve
– Onur için, sonsuza dek alacağım, Tanrı bizi korusun
Pas le temps pour faire la mala, j’vais cacher mon biff chez Baba
– Mala yapacak vaktim yok, biff’imi Baba’larda saklayacağım.
On met les gants et on bombarde, si tu me cherches, je suis pas là
– Eldivenleri giyip bombalayacağız, eğer beni arıyorsan, burada değilim.
W ana bel Gucci je zone, Maghrebi, Tounsi, DZ
– W ana bel Gucci I zone, Mağribi, Tounsi, DZ
Tu veux haja, on est bezef de Milano jusqu’à Marseille
– Hac istiyorsun, biz Milano’dan Marsilya’ya bezef’iz.
Sans visa, sans papiers, on viendra même à pied
– Vizesiz, evraksız, yürüyerek bile geleceğiz
On va quitter la calle et faire beaucoup d’papiers
– Caddeden ayrılıp bir sürü evrak işi yapacağız.
Sans visa, sans papiers, on viendra même à pied
– Vizesiz, evraksız, yürüyerek bile geleceğiz
On va quitter la calle et faire beaucoup d’papiers
– Caddeden ayrılıp bir sürü evrak işi yapacağız.
Sans adresse, sans visa ici, c’est devenu bizarre
– Adressiz, vizesiz burada işler garipleşti.
Sans adresse, sans visa, emmenez-moi loin de la misère
– Adressiz, vizesiz, beni sefaletten uzak tut
Sans adresse, sans visa, ici, c’est devenu bizarre
– Adressiz, vizesiz, burada işler garipleşti.
Sans adresse, sans visa, emmenez-moi loin de la misère
– Adressiz, vizesiz, beni sefaletten uzak tut
Je le ferai, s’il faut recommencer, là-bas, je me sentais cadenassé
– Yapacağım, eğer tekrar yapmak zorunda kalırsak, orada kilitli hissettim
Nous voir mourir, non, c’est pas assez, je refusais de vivre dans le passé
– Öldüğümüzü görmek için, hayır, bu yeterli değil, geçmişte yaşamayı reddettim.
Y a des bons, des voleurs et des salauds, on tripe hneuch quand c’est des salauds
– İyi adamlar, hırsızlar ve piçler var, piçler olduğunda hile yaparız.
De toute façon, y a personne quand t’as walou, y a que nos mamans qui pensent à nous
– Her neyse, walou varken kimse yok, sadece bizi düşünen annelerimiz var.
Ne t’en fais pas, non, non, j’fais ma place entre les piranhas
– Merak etme, hayır, hayır, piranhalar arasında kendi yerimi kuruyorum.
Ki kouna w ki rana
– Kı kouna w kı rana
Ne t’en fais pas, non, non, j’fais ma place entre les piranhas
– Merak etme, hayır, hayır, piranhalar arasında kendi yerimi kuruyorum.
Ki kouna w ki rana
– Kı kouna w kı rana
Sans visa, sans papiers, on viendra même à pied
– Vizesiz, evraksız, yürüyerek bile geleceğiz
On va quitter la calle et faire beaucoup d’papiers
– Caddeden ayrılıp bir sürü evrak işi yapacağız.
Sans visa, sans papiers, on viendra même à pied
– Vizesiz, evraksız, yürüyerek bile geleceğiz
On va quitter la calle et faire beaucoup d’papiers
– Caddeden ayrılıp bir sürü evrak işi yapacağız.
Sans adresse, sans visa ici, c’est devenu bizarre
– Adressiz, vizesiz burada işler garipleşti.
Sans adresse, sans visa, emmenez-moi loin de la misère
– Adressiz, vizesiz, beni sefaletten uzak tut
Sans adresse, sans visa, ici, c’est devenu bizarre
– Adressiz, vizesiz, burada işler garipleşti.
Sans adresse, sans visa, emmenez-moi loin de la misère
– Adressiz, vizesiz, beni sefaletten uzak tut
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.