How do you do that thing so easily
– O şeyi nasıl bu kadar kolay yapabiliyorsun
And chase those shadows from inside of me
– Ve o gölgeleri içimden kovala
I wanna show you what you mean to me
– Ne demek istediğini bana göstermek istiyorum
Yeah, what you mean to me
– Evet, benim için ne demek istiyorsun
There were bones in my garden
– Bahçemde kemikler vardı.
Ghosts in the darkness
– Karanlıkta hayaletler
Holes in my heart, yeah
– Kalbimdeki delikler, evet
You’re exposing my demons
– Şeytanlarımı açığa vuruyorsun.
Show me the meaning
– Bana anlamını göster
Oh, what a feeling, yeah
– Oh, ne duygu, evet
There in the middle of the night, comes daylight
– Gecenin bir yarısı, gün ışığı geliyor
Keep me up all night, the way you burn bright
– Beni bütün gece uyanık tut, parlak yandığın gibi
Give me what I want, I’m begging, let your love shine on
– Bana istediğimi ver, yalvarıyorum, aşkın parlasın
Oh baby, you’re my midnight sun
– Bebeğim, sen benim gece yarısı güneşimsin.
Oh baby, you’re my midnight sun
– Bebeğim, sen benim gece yarısı güneşimsin.
Oh baby, you’re my midnight sun
– Bebeğim, sen benim gece yarısı güneşimsin.
All of my troubles, they all disappear
– Bütün dertlerim, hepsi yok oluyor
There’ll be no worries, I cried all my tears
– Endişelenecek bir şey yok, tüm gözyaşlarımı ağladım
I’m living feelings, now I’ve got to here
– Duyguları yaşıyorum, şimdi buraya gelmeliyim.
Yeah, now I’ve got to here
– Evet, şimdi buraya gelmeliyim.
No more bones in my garden
– Bahçemde daha fazla kemik yok
Ghosts in the darkness
– Karanlıkta hayaletler
Holes in my heart, yeah
– Kalbimdeki delikler, evet
You’re exposing my demons
– Şeytanlarımı açığa vuruyorsun.
Show me the meaning
– Bana anlamını göster
Oh, what a feeling, yeah
– Oh, ne duygu, evet
There in the middle of the night, comes daylight
– Gecenin bir yarısı, gün ışığı geliyor
Keep me up all night, the way you burn bright
– Beni bütün gece uyanık tut, parlak yandığın gibi
Give me what I want, I’m begging, let your love shine on
– Bana istediğimi ver, yalvarıyorum, aşkın parlasın
Oh baby, you’re my midnight sun
– Bebeğim, sen benim gece yarısı güneşimsin.
Oh baby, you’re my midnight sun
– Bebeğim, sen benim gece yarısı güneşimsin.
Oh baby, you’re my midnight sun
– Bebeğim, sen benim gece yarısı güneşimsin.
So don’t worry about the night
– Bu yüzden gece için endişelenme.
Let the midnight sun come shining through
– Gece yarısı güneşinin parlamasına izin ver
I don’t worry about the night
– Gece için endişelenmiyorum.
‘Cause the midnight sun shines out of you
– Çünkü gece yarısı güneşi senden parlıyor
So don’t worry about the night
– Bu yüzden gece için endişelenme.
Let the midnight sun come shining through (oh yeah)
– Gece yarısı güneşinin parlamasına izin ver (oh evet)
(I don’t worry) I don’t worry about the night
– (Endişelenmiyorum) Gece için endişelenmiyorum
‘Cause the midnight sun shines out of you (oh)
– Çünkü gece yarısı güneşi senden parlıyor (oh)
There in the middle of the night, comes daylight
– Gecenin bir yarısı, gün ışığı geliyor
Keep me up all night, the way you burn bright
– Beni bütün gece uyanık tut, parlak yandığın gibi
Give me what I want, I’m begging, let your love shine on
– Bana istediğimi ver, yalvarıyorum, aşkın parlasın
Oh baby, you’re my midnight sun
– Bebeğim, sen benim gece yarısı güneşimsin.
Oh baby, you’re my midnight sun
– Bebeğim, sen benim gece yarısı güneşimsin.
Oh baby, you’re my midnight sun
– Bebeğim, sen benim gece yarısı güneşimsin.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.