Muni Long – Pain İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Why is it so hard to keep it real?
– Gerçek tutmak neden bu kadar zor?
And why don’t you just tell me what you feel?
– Neden bana ne hissettiğini söylemiyorsun?
Oh I, want a homie, lover, friend
– Bir dost, sevgili, arkadaş istiyorum.
Someone who’s genuine
– Gerçek biri
So if you didn’t love me, baby, why would you pretend?
– Madem beni sevmedin bebeğim, neden rol yapasın ki?

If you knew me back then
– O zamanlar beni tanısaydın
You don’t know me now
– Artık beni tanımıyorsun.
Things are different and let me show you how
– Her şey farklı ve sana nasıl olduğunu göstereyim.
I’m not the same, I’ve changed
– Ben aynı değilim, değiştim.
And you feel that pain, I hope you do
– Ve bu acıyı hissediyorsun, umarım hissedersin
And when you do, I’m telling you
– Ve bunu yaptığında, sana söylüyorum

That’s that pain (that pain), that’s that pain (that pain)
– İşte o acı (o acı), işte o acı (o acı)
Do you feel that pain? That pain, ah-aah
– Bu acıyı hissediyor musun? Bu acı, ah-aah
That’s that pain (I know), do you feel that pain?
– Bu acı (biliyorum), bu acıyı hissediyor musun?
I hope you cry, I hope it cross your mind least once a day
– Umarım ağlarsın, umarım günde en az bir kere aklından geçer

Now I done tried to keep it kosher, keep my petty low
– Şimdi koşer tutmaya çalıştım, alçakgönüllülüğümü korudum.
Don’t play wit me, don’t play wit me, ‘fore I put on a show
– Benimle oyun oynama, benimle oyun oynama, bir gösteri yapmadan önce
I’ll wake this whole neighborhood up
– Bütün mahalleyi uyandıracağım.
I’ll make a nigga wish he would’ve
– Bir zenciye keşke yapsaydı diyeceğim.
Loved me better, treat me gooder
– Beni daha çok sevdi, bana daha iyi davran
When all I wanted was forever
– Tek istediğim sonsuza dek

You knew me back then
– Beni beklettiğin
You don’t know me now
– Artık beni tanımıyorsun.
Things are different and let me show you how
– Her şey farklı ve sana nasıl olduğunu göstereyim.
I’m not the same, I’ve changed
– Ben aynı değilim, değiştim.
And you gon’ feel that pain, I hope you do
– Ve o acıyı hissedeceksin, umarım hissedersin.
And when you do, I’m telling you
– Ve bunu yaptığında, sana söylüyorum

That’s that pain (that pain), that’s that pain (that pain)
– İşte o acı (o acı), işte o acı (o acı)
Do you feel that pain? That pain, ah-aah
– Bu acıyı hissediyor musun? Bu acı, ah-aah
That’s that pain (I know), do you feel that pain?
– Bu acı (biliyorum), bu acıyı hissediyor musun?
I hope you cry, I hope it cross your mind least once a day
– Umarım ağlarsın, umarım günde en az bir kere aklından geçer

That’s that pain (that pain), that’s that pain (that pain)
– İşte o acı (o acı), işte o acı (o acı)
Do you feel that pain? That pain, ah-aah
– Bu acıyı hissediyor musun? Bu acı, ah-aah
That’s that pain (I know), do you feel that pain?
– Bu acı (biliyorum), bu acıyı hissediyor musun?
I hope you cry, I hope it cross your mind least once a day
– Umarım ağlarsın, umarım günde en az bir kere aklından geçer

That’s that pain, I hope you feel it, hope it hurt
– İşte bu acı, umarım hissedersin, umarım acıtır
Hope it knocks you off your feet
– Umarım seni ayaklarından indirir.
I hope it put you in the dirt
– Umarım bu seni çamura gömmüştür.
Skrrt, skrrt, standing there on the curb
– Skrrt, skrrt, kaldırımda duruyor.
Looking stupid, watching these four Pirellis burn
– Bu dört Pirellinin yanmasını izlerken aptal görünüyorum.
I hope it hurt, I hope it hurt over and over again
– Umarım acıtır, umarım tekrar tekrar acıtır

Pain
– Ağrı
Pain
– Ağrı
Feel what I feel when I felt what I felt, yeah
– Hissettiklerimi hissettiğimde hissettiklerimi hisset, evet




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın