Ayy, yo
– Ayy, yo
Ayy, ayy
– Ayy, ayy
Oh
– Ey
Finding myself, showing myself
– Kendimi bulmak, kendimi göstermek
Finding a way to stay outta the way
– Yoldan çekilmenin bir yolunu bulmak
Holding me back, supposed to come right back
– Beni tutan, birazdan gelecek
Guardin’ myself while I’m out on display
– Ben dışarıdayken kendimi koruyorum.
I know you know all about it
– Her şeyi bildiğini biliyorum.
I know, deep down, you feel the same
– Biliyorum, derinlerde, sen de aynı şeyi hissediyorsun.
I know you know how I feel
– Nasıl hissettiğimi bildiğini biliyorum.
I know you know how I feel
– Nasıl hissettiğimi bildiğini biliyorum.
How do I, how do I feel? How do I feel?
– Nasıl hissediyorum, nasıl hissediyorum? Nasıl hissediyorum?
How do you say to my face, “Time heals”?
– Yüzüme “Zaman iyileşir” nasıl dersin?
Then go and leave me again, unreal
– O zaman git ve beni tekrar terk et, gerçek dışı
I see us fadin’ away
– Uzak fadin bizi görüyorum
I’m still holdin’ my breath for the day that you will
– Senin yapacağın gün için hala nefesimi tutuyorum.
See that the effort I make is too real
– Gösterdiğim çabanın çok gerçek olduğunu gör
How can you say that you know I feel?
– Hissettiğimi bildiğini nasıl söylersin?
Ayy (whee)
– Ayy (whee)
How can you say you know what I’m feeling?
– Ne hissettiğimi bildiğini nasıl söylersin?
Know what I’m feeling, you don’t feel nothing
– Ne hissettiğimi biliyorsun, hiçbir şey hissetmiyorsun.
Nothing is healing, time is just killing
– Hiçbir şey iyileşmiyor, zaman sadece öldürüyor
How can you say you know what I’m feeling?
– Ne hissettiğimi bildiğini nasıl söylersin?
Know what I’m feeling, you don’t feel nothing
– Ne hissettiğimi biliyorsun, hiçbir şey hissetmiyorsun.
Time isn’t healing, time is revealing
– Zaman iyileşmiyor, zaman açığa çıkıyor
How are you feeling? You don’t feel nothing
– Nasıl hissediyorsun? Hiçbir şey hissetmiyor musun
Just like I expected, falling back on me
– Tam beklediğim gibi, üzerime düşerek
Falling with I, falling back on me
– Benimle düşmek, bana geri dönmek
Falling back on me, falling back on me
– Bana geri dönmek, bana geri dönmek
Falling back on me, falling back on me
– Bana geri dönmek, bana geri dönmek
Falling back on me, falling back on me
– Bana geri dönmek, bana geri dönmek
Falling back on me, falling back on me
– Bana geri dönmek, bana geri dönmek
Falling back on me, falling back on me
– Bana geri dönmek, bana geri dönmek
Falling back on me, falling back on me
– Bana geri dönmek, bana geri dönmek
Falling back on me, falling back on me
– Bana geri dönmek, bana geri dönmek
Falling back on me, falling back on me
– Bana geri dönmek, bana geri dönmek
Falling back on me, falling back on me
– Bana geri dönmek, bana geri dönmek
What would you do without me?
– Ben olmasam ne yapardın?
What would you do without me?
– Ben olmasam ne yapardın?
I think you would lose everything
– Bence her şeyini kaybedersin.
Fallin’ back on me
– Tekrar üzerime düşüyorum.
Wherever you are, you don’t test
– Nerede olursan ol, test yapmazsın.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.