Drake – Texts Go Green İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

If I come around you, can I be myself?
– Etrafınıza gelirsem, kendim olabilir miyim?
Wind up in a mirror just to see yourself
– Sadece kendini görmek için aynaya sarıl
If I was in your shoes, I would hate myself
– Senin yerinde olsam kendimden nefret ederdim.
Left all this behind to be with someone else, oh
– Bütün bunları geride bırakıp başkasıyla birlikte olmak için, oh
Why should I fake it anymore?
– Neden artık numara yapayım ki?
If I found the ting and work that can you take it anymore?
– Ting’i ve işi bulursam daha fazla dayanabilir misin?
This time I have left, cannot be wasted anymore
– Bu sefer ayrıldım, artık boşa harcanamam.
You realize it now and you made a mistake
– Şimdi farkına vardın ve bir hata yaptın.

Texts go green, it’s a little different, don’t it?
– Mesajlar yeşile dönüyor, biraz farklı, değil mi?
Know you missed the days when I was grippin’ on it
– Benim onu kavradığım günleri kaçırdığını biliyorum.
Know you’re in a house tonight just thinkin’ on it
– Bu gece bir evde olduğunu biliyorum sadece üzerinde düşünüyorum
I moved on so long ago
– Çok uzun zaman önce aldım

I moved on so long ago
– Çok uzun zaman önce aldım
You’re still thinking ’bout me, though
– Hala bana ışık ver yeter düşündüğün, ama
I’m still tryna make sense of it all
– Hala her şeyi anlamaya çalışıyorum.
You’re still saying things to keep me involved
– Hala beni bu işin içinde tutacak şeyler söylüyorsun.
‘Posed to let me know how you feel, now what to do?
– Nasıl hissettiğini bana bildirmek için poz verdi, şimdi ne yapacaksın?
It shouldn’t take a text from me to speak your truth, rough
– Benden bu sizin gerçeği konuşmak için bir metin almak zor olmamalı

You’re dealing with me rough
– Benimle kaba davranıyorsun.
I know you like it rough
– Kabalıktan hoşlandığını biliyorum.
But this might be too much
– Ama bu çok fazla olabilir
You’re dealing with me rough
– Benimle kaba davranıyorsun.
I know you like it rough
– Kabalıktan hoşlandığını biliyorum.
But this might be too much
– Ama bu çok fazla olabilir
But this might be too much for me
– Ama bu benim için çok fazla olabilir.

Dodging girls on the scene and girls from my dreams
– Olay yerindeki kızlardan ve rüyalarımdaki kızlardan kaçmak
Well, don’t wanna make something from nothing, that’s where I be
– Yoktan bir şey yapmak istemiyorum, ben oradayım.
Well, keep getting nothing from something, how’s that fair to me?
– Bir şeyden hiçbir şey almamaya devam et, bu benim için nasıl adil olur?
I’m thinking something for something, that’s what I need
– Bir şey için bir şey düşünüyorum, ihtiyacım olan şey bu
I’m too behind in a race to rush for my lead
– Liderliğim için acele etmek için yarışta çok gerideyim.
I’m not rushing you, trust me, I’m
– Seni aceleye getirmiyorum, güven bana, ben

I’m the last person that needs to rush anything, wait
– Acele etmesi gereken son kişi benim, bekle.
I feel like everything these days leads to nothing, wait
– Bu gün hiçbir şey neden her şey gibi, bekleyin
I feel like everything these days leads to nothing
– Her şey gibi bu gün için hiçbir ipucu hissediyorum
It’s clear that we all get lonely, then you call me
– Belli ki hepimiz yalnız kalıyoruz, sonra beni arıyorsun.
All I needed from you was to hold me down when things aren’t working
– Senden tek istediğim işler yolunda gitmediğinde beni tutmaktı.
For some reason, I believed in you
– Nedense sana inandım.

Texts go green, it’s a little different, don’t it?
– Mesajlar yeşile dönüyor, biraz farklı, değil mi?
Know you missed the days when I was grippin’ on it
– Benim onu kavradığım günleri kaçırdığını biliyorum.
Know you’re in a house tonight just thinkin’ on it
– Bu gece bir evde olduğunu biliyorum sadece üzerinde düşünüyorum
I moved on so long ago
– Çok uzun zaman önce aldım

So long ago
– Uzun zaman önce.
I can’t even remember when we lost each other
– Birbirimizi ne zaman kaybettiğimizi bile hatırlamıyorum.
Was it last year? This year? Or some other?
– Geçen yıl mıydı? Bu yıl mı? Ya da başka?
Been so long since you said things that cover up
– Örtbas edecek şeyler söyleyeli çok uzun zaman oldu.
The lies, we can do it this time
– Yalanlar, bu sefer yapabiliriz.
Just have some faith, we can do it this time
– Biraz inan, bu sefer yapabiliriz.
Your favorite thing to say, “We can do it this time”
– En sevdiğin şey, “Bu sefer yapabiliriz.”
Just have some faith, we can do it this time
– Biraz inan, bu sefer yapabiliriz.

Been dealing with me rough
– Bana sert satıyormuş
You’re dealing with me rough
– Benimle kaba davranıyorsun.
You’re dealing with me rough
– Benimle kaba davranıyorsun.
You’re dealing with me rough
– Benimle kaba davranıyorsun.
You’re dealing with me rough
– Benimle kaba davranıyorsun.
You’re dealing with me rough
– Benimle kaba davranıyorsun.
You’re dealing with me rough
– Benimle kaba davranıyorsun.
You’re dealing with me rough
– Benimle kaba davranıyorsun.
You’re dealing with me
– Benimle uğraşıyorsunuz
Oh
– Ey




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın