(It starts with) One thing /
– Bir şeyle başlıyor
I dont know why It doesnt even matter how hard you try
– Ne kadar uğraşırsan uğraş hiçbir önemi yok, neden bilmiyorum.
Keep that in mind /
– Aklında şunu tut
I designed this rhyme To explain in due time
– Bu şiiri(güfteyi) uygun zamanda açıklamak için yazdım(tasarladım)
All I know time is a valuable thing
– Tek bildiğim zaman değerli bir şeydir
Watch it fly by as the pendulum swings
– Sarkaç sallanırken onun uçup gitmesini seyret
Watch it count down to the end of the day
– Günün sonuna kadar zamanın geriye doğru sayımını izle
The clock ticks life away
– Saat hayatı uzaklaştırarak işliyor
Its so unreal
– Bu çok gerçekdışı
Didnt look out below
– Dışarıdan aşağıya bakmadım
Watch the time go right out the window
– Zamanı pencerenin önünden geçip giderken seyret
Trying to hold on
– Tutunamaya çalışırken
but didnt even know Wasted it all just to Watch you go
– Ama zamanı sadece senin gitmeni izlemek için harcadığımı bile bilmiyordum
I kept everything inside and even though I tried /
– Herşeyi içimde tuttum ve uğraşmama rağmen
it all fell apart
– Herşey dağılıverdi
What it meant to me / will eventually / be a memory / of a time when I tried so hard
– Böylesine fazla uğraşırsam bütün bunların bana ifade ettiği eninde sonunda sadece bir hatıradan ibaret olacak
And got so far
– Ve o kadar ileri gittim
But in the end It doesn’t even matter
– Ama en sonunda hiçbir önemi bile kalmadı
I had to fall To lose it all
– Hepsini kaybetmek için düşmeliydim
But in the end It doesn’t even matter
– Ama en sounda hiçbir önemi kalmadı
One thing / I dont know why It doesnt even matter how hard you try
– Bir şey…. Ne kadar uğraştığının hiçbir önemi kalmıyor,neden bilmiyorum
Keep that in mind / I designed this rhyme To remind myself how I tried so hard
– Şunu bil ki(aklında tut ki) bu şiiri(güfteyi) kendime ne kadar çok uğraştığımı hatırlatmak için yazdım
In spite of the way you were mocking me Acting like I was part of your property
– Benle dalha geçip durmana rağmen, senin bir parçanmışım gibi hareket ediyordum
Remembering all the times you fought with me Im surprised it got so (far)
– Kavga ettiğimiz zamanları hatırlıyorum da nasıl bu kadar ileri gitti şaşırıyorum
Things arent the way they were before
– Hiçbirşey eskisi gibi değil artık
You wouldnt even recognize me anymore
– Beni artık tanıyamazsın bile
Not that you knew me back then
– Beni yeniden tanıyacaksın sonra
But it all comes back to me
– Ama hepsi bana geri dönüyor
In the end
– en sonunda
I kept everything inside and even though I tried /
– Herşeyi içimde tuttum ve uğraşmama rağmen
it all fell apart
– Herşey dağılıverdi
What it meant to me / will eventually / be a memory / of a time when I tried so hard
– Böylesine fazla uğraşırsam bütün bunların bana ifade ettiği eninde sonunda sadece bir hatıradan ibaret olacak
And got so far
– Ve o kadar ileri gittim
But in the end It doesn’t even matter
– Ama en sonunda hiçbir önemi bile kalmadı
I had to fall To lose it all
– Hepsini kaybetmek için düşmeliydim
But in the end It doesn’t even matter
– Ama en sounda hiçbir önemi kalmadı
I’ve put my trust in you
– Sana güvenmiştim
Pushed as far as I can go
– Gidebileceğim yere kadar zorlamıştım
And for all this Theres only one thing you should know
– Ve bütün bunlar için bilmen gereken tek şey var
I’ve put my trust in you
– Sana güvenmiştim
Pushed as far as I can go
– Gidebileceğim yere kadar zorlamıştım
And for all this Theres only one thing you should know
– Ve bütün bunlar için bilmen gereken tek şey var
I tried so hard
– O kadar çok uğraştım
And got so far
– Ve o kadar ileri gittim
But in the end It doesn’t even matter
– Ama en sonunda hiçbir önemi bile kalmadı
I had to fall To lose it all
– Hepsini kaybetmek için düşmeliydim
But in the end It doesn’t even matter
– Ama en sounda hiçbir önemi kalmadı
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.