Linkin Park – A Light That Never Comes Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

Nah, you don’t know me
– hayır, beni tanımıyorsun
Lightning above and a fire below me
– üzerimde bir yıldırım ve altımda bir yangın var
You cannot catch me, cannot hold me
– beni yakalayamazsın, beni tutamazsın
You cannot stop, much less control me
– beni durduramaz, daha çok kontrol edemezsin
When it rains, it pours
– yağmur yağdığında, dökülür
When the floodgates open, brace your shores
– taşkın kapakları açıldığında, desteklerini hazır tut
That pressure don’t care when it breaks your doors
– bu baskı aldırmaz kapılarını kırarken
Say it’s all you can take, better take some more
– tüm dayanabileceğinin bu olduğunu söylersin, en iyisi biraz dahasına katlan


‘Cause I know what it’s like to test fate
– çünkü biliyorum kaderi test etmek nasıldır bilirim
Had my shoulders pressed with that weight
– omuzlarma bu yük binmişti
Stood up strong in spite of that hate
– bu nefrete rağmen daha güçlü ayağa kalktım


Night gets darkest right before dawn
– tam şafaktan önce gece en karanlık halini alır
What don’t kill you makes you more strong
– seni öldürmeyen daha güçlü kılar
And I been waiting for it so long
– ve bunu çok uzun zamandır bekliyordum


The nights go on
– geceler devam eder
Waiting for a light that never comes
– hiç gelmeyen bir ışığı beklerken
I chase the sun
– güneşi takip ederim
Waiting for a light that never comes
– hiç gelmeyen bir ışığı beklerken
(Oh) (Oh) (Oh)
– (Oh) (Oh) (Oh)
Waiting for a light that never comes
– hiç gelmeyen bir ışığı beklerken


When I was young, they told me, they said
– ben gençken, bana anlattılar, dediler ki
Make your bed, you lie in that bed
– yerini yap, oraya uzan
A king can only reign ’til instead
– bir kral sadece o gün gelene dek hüküm sürebilir
There comes that day it’s “off with his head”
– “uçurun kellesini” günü gelene dek


Night gets darkest right before dawn
– tam şafaktan önce gece en karanlık halini alır
What don’t kill you makes you more strong
– seni öldürmeyen daha güçlü kılar
You’ll have my mercy then when you’re gone
– sana merhamet edeceğim gittiğinde


The nights go on
– geceler devam eder
Waiting for a light that never comes
– hiç gelmeyen bir ışığı beklerken
I chase the sun
– güneşi takip ederim
Waiting for a light that never comes
– hiç gelmeyen bir ışığı beklerken
(Oh) (Oh) (Oh)
– (Oh) (Oh) (Oh)
Waiting for a light that never comes
– hiç gelmeyen bir ışığı beklerken


And I told them:
– ve onlara dedim ki:
Nah, you don’t know me
– hayır, beni tanımıyorsunuz
Lightning above and a fire below me
– üzerimde yıldırım ve altımda bir yangın var
You cannot catch me, cannot hold me
– beni yakalayamazsınız, beni tutamazsınız
You cannot stop, much less control me
– beni durduramaz, daha çok kontrol edemezsiniz
When it rains, it pours
– yağmur yağdığında, dökülür
When the floodgates open, brace your shores
– taşkın kapakları açıldığında, desteklerini hazır tut
That pressure don’t care when it breaks your doors
– bu baskı aldırmaz kapılarını kırarken
Say it’s all you can take, better take some more
– tüm dayanabileceğinin bu olduğunu söylersin, en iyisi biraz dahasına katlan


(Oh) (Oh) (Oh)
– (Oh) (Oh) (Oh)
Waiting for a light that never comes
– hiç gelmeyen bir ışığı beklerken


The nights go on
– geceler devam eder
Waiting for a light that never comes
– hiç gelmeyen bir ışığı beklerken
I chase the sun
– güneşi kovalıyorum
Waiting for a light that never comes
– hiç gelmeyen bir ışığı beklerken
(Oh) (Oh) (Oh)
– (Oh) (Oh) (Oh)
Waiting for a light that never comes
– hiç gelmeyen bir ışığı beklerken




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın