They say boys don’t cry
– Erkekler ağlamaz diyorlar
But your dad has shed a lot of tears
– Ama baban bir sürü gözyaşı dökmüştür
They say I should be a strong man
– Güçlü bir adam olmam gerektiğini söylüyorlar
But baby, I’m still filled with fear
– Ama bebeğim, ben hala korkuyla doluyum
Sometimes I don’t know who I am
– Bazen kim olduğumu bilmiyorum
Sometimes I question why I’m here
– Bazen neden burada olduğumu soruyorum
I just wanna be a good dad
– Sadece iyi bir baba olmak istiyorum
Will I be? I have no idea
– Olabilecek miyim? Hiçbir fikrim yok
They say girls shouldn’t be tough
– Kızlar güçlü olmamalı diyorlar
And moms should raise their kids at home
– Ama annelerin evde çocuklarını yetiştirmeleri gerekiyor
But baby, I know that that isn’t true
– Ama bebeğim, bunun doğru olmadığını biliyorum
Cause your momma’s the toughest person I know
– Çünkü Annen tanıdığım en güçlü insan
I wanna raise you to be like her
– Ben seni onun gibi olman için yetiştirmek istiyorum
And watch you show the world how to do it on your own
– Ve Kendi başına bunu nasıl yaptığını dünyaya göstermeni izle
I’m still tryna figure out who I am
– Hala kim ollduğumu çözmeye çalışıyorum
I don’t wanna mess this up or do this wrong
– Bunu mahvetmek istemiyorum ya da yanlış yapmak
I’m gonna be there for your first breath
– Senin ilk öpücüğün için orada olacağım
I don’t know if I’ll be there for your first step
– İlk adımın için orda olup olmayacağımı bilmiyorum
I can promise you that I’ll try to work less
– Daha az çalışacağıma sana söz verebilirim
But the tour’s routed, and I got this album
– Ama tur güzergahında ilerledi ve ben bu albümü aldım
Put in so many hours, and
– Çok fazla saatharcadığım
To be something that I can look back and I can be proud of
– Geriye dönüp bakabileceğim ve gurur duyabileceğim
Don’t wanna be a dad that’s living in FaceTime
– Yüz yüze yaşayacağım bir baba olmak istemiyorum
I won’t spoil you, you can trust that
– Seni mahvetmeyeceğim, buna güvenebilirsin
For your sweet 16, you get a bus pass
– Sen 16 yaşında olduğun için, otobüse biniş kartın var
Had your heart broken? Been there, done that
– Kalbin mi kırıldı, ordasın, yaptın
I love you and I can’t give you enough of that
– Seni seviyorum ve sana bunu yeterince veremiyorum
Get back to community that raised you up
– Seni büyüten çevreye geri dön
You put the work in, don’t worry about the praise, my love
– Bu işi al, övgüyü dert etme, sevgilim
Don’t try to change the world, find something that you love
– Dünyayı değiştirmeye çalışma, sevdiğin bir şey bul
And do it every day
– Ve her gün onu yap
Do that for the rest of your life
– Hayatın geri kalanı için bunu yap
And eventually, the world will change
– Ve sonunda, dünya değişecek
I’ll be patient, one more month
– Sabırlı olacağım, bir ay daha
You’ll wrap your fingers round my thumb
– Parmaklarını başparmağının etrafınca sar
Times are changing, I know, but who am I if
– Zaman değişiyor, biliyorum, ama ben kimim
I’m the person you become
– Senin olduğun kişiyim
If I’m still growing up, up, up, up
– Eğer hala büyüyorsam
If I’m still growing up, up, up, up
– Eğer hala büyüyorsam
I’m still growing up
– Hala büyüyorum
Listen to your teachers, but cheat in calculus
– Öğretmenlerini dinle, ama hesap makinesiyle kopya çek
Tell the truth, regardless of the consequence
– Doğruları söyle, sonucunu umursamadan
And every day, give your momma a compliment
– Ve her gün, annene bir övgü ver
Take your girl to the prom
– Kızını geziye götür
But don’t get too drunk hanging out the limo
– Limuzin şoförüyle takılacak kadar çok içme
Slow dance with your woman in your arms
– Kollarındaki kadınlarla yavaş dans et
Sneak her in after but boy, you better tiptoe
– Ona gizlice sokul ama sonra oğlum, parmak uçlarında yürüsen iyi olur
Don’t wake your mom up, do yoga,
– Anneni uyandırma, yoga yap,
The quickest way to happiness? Learning to be selfless
– Mutluluğun en çabuk yolu ne biliyor musun? özverili olmayı öğrenmek
Ask more questions, talk about yourself less
– Daha fazla soru sor, kendin hakkında az konuş
Watch the sun set with best friends from a rooftop
– Çatıdan en iyi arkadaşlarınla güneşin batışını seyret
Wear a helmet, don’t be stupid
– Bir başlık tak, aptal olma
Jaywalk, but look before you do it
– Dikkatsizce yürü ama onu yapmadan önce bir bak
If it snows, go outside, build a jump, get some help
– Eğer kar yağarsa,dışarı çık, bir atlayış yap, biraz yardım al
Go to festivals, camp, fall in love and dance
– Festivallere, kampa git, aşık ol ve dans et
You’re only young once, my loved one, this is your chance
– Sadece bir kere genç olacaksın, benim sevdiğim, bu senin şansın
Take risks, cause life moves so fast
– Riskler al, çünkü hayat çok hızlı ilerliyor
I’ll be patient, one more month
– Sabırlı olacağım, bir ay daha
You’ll wrap your fingers round my thumb
– Parmaklarını başparmağının etrafınca sar
Times are changing, I know, but who am I if
– Zaman değişiyor, biliyorum, ama ben kimim
I’m the person you become
– Senin olduğun kişiyim
If I’m still growing up, up, up, up
– Eğer hala büyüyorsam
I’m still growing up, up, up, up
– Hala büyüyorum
I’ll be patient, one more month
– Sabırlı olacağım, bir ay daha
You’ll wrap your fingers round my thumb
– Parmaklarını başparmağının etrafınca sar
Times are changing, I know, but who am I if
– Zaman değişiyor, biliyorum, ama ben kimim
I’m the person you become
– Senin olduğun kişiyim
If I’m still growing up, still growing up, still growing up
– Eğer hala büyüyorsam, hala büyüyorsam
If I’m still growing up, still growing up, still growing up
– Parmaklarını başparmağının etrafınca sar
I’m still growing up
– Hala büyüyorum
I’m still growing up, ooh
– Hala büyüyorum
I’m still growing up
– Hala büyüyorum
I’m still growing up
– Hala büyüyorum
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.