And you got me like, “Oh, what you want from me?”
– Ve beni çıldırtıyorsun, “Benden ne istiyorsun?”
(What you want from me?)
– (Benden ne istiyorsun?)
And I tried to buy your pretty heart, but the price too high
– Ve senin o tatlı kalbini satın almaya çalıştım fakat bedeli çok ağırdı
Baby you got me like “Oh”
– Bebeğim beni çıldırtıyorsun
You love when I fall apart (fall apart)
– Beni sevdiğin an parçalanıyorum (parçalanıyorum)
So you can put me together and throw me against the wall
– Ardından sen tekrar beni birleştiriyorsun ve duvara fırlatıp atıyorsun
Baby you got me like i-i-i-i-i-i-i-i-i-hiii, woo i-i-i-i-i-i-i-i-i-hiii
– Bebeğim beni delirtiyorsun, delirtiyorsun
Don’t you stop loving me (loving me)
– Beni sevmeyi bırakacak mısın? (bırakacak mısın?)
Don’t quit loving me (loving me)
– Beni sevmekten vazgeçecek misin? (vazgeçecek misin?)
Just start loving me (loving me)
– Sadece beni sevmeye başla (sevmeye başla)
And babe I’m fist-fighting with fire
– Ve bebeğim ateşle dövüşüyorum
Just to get close to you
– Sadece sana yakın olabilmek için
Can we burn something babe
– Bir şeyleri (marijuana) yakabilir miyim
And I run for miles just to get a taste
– Ve senden bir tat almak için miller aştım
Must be love on the brain
– Bu beyindeki aşk olmalı
That’s got me feeling this way
– Bu bana böyle hissettiriyor
It beats me black and blue but it fucks me so good
– Beni morluklar içinde bıraksa da o kadar güzel beceriyor ki
And I can’t get enough
– Ve buna doyamıyorum
Must be love on the brain yeah
– Beyindeki aşk olmalı, evet
And it keeps cursing my name
– Ve ismimi de lanetleyip duruyor
No matter what I do
– Ne yaptığım önemli değil
I’m no good without you
– Sensiz iyi değilim
And I can’t get enough
– Ve buna doyamıyorum
Must be love on the….. brain
– Bu beyindeki aşk olmalı
Baby keep loving me
– Bebeğim beni sevmeye devam et
Just love me
– Sadece sev, böyle
Yeah, just love me
– Evet, sadece sev
All you need to do is love me, yeah
– Senden tek isteğim beni sevmen, evet
Got me like, ah-ha-ha-owww
– Beni delirtiyorsun
I’m tired of being played like a violin
– Violin gibi çalınmaktan yoruldum
What do I gotta do to get in your motherfuckin’ heart?
– Senin o kahrolası kalbine girmem için daha ne yapmalıyım?
Baby like i-i-i-i-i-i-i-i-i-hiii, woo i-i-i-i-i-i-i-i-i-hiii
– Bebeğim beni delirtiyorsun, delirtiyorsun
Baby you got me like i-i-i-i-i-i-i-i-i-hiii, woo i-i-i-i-i-i-i-i-i-hiii
– Bebeğim beni delirtiyorsun, delirtiyorsun
Don’t you stop loving me (loving me)
– Beni sevmeyi bırakacak mısın? (bırakacak mısın?)
Don’t quit loving me (loving me)
– Beni sevmekten vazgeçecek misin? (vazgeçecek misin?)
Just start loving me (loving me)
– Sadece beni sevmeye başla (sevmeye başla)
And babe I’m fist-fighting with fire
– Ve bebeğim ateşle dövüşüyorum
Just to get close to you
– Sadece sana yakın olabilmek için
Can we burn something babe
– Bir şeyleri (marijuana) yakabilir miyim
And I run for miles just to get a taste
– Ve senden bir tat almak için miller aştım
Must be love on the brain
– Bu beyindeki aşk olmalı
That’s got me feeling this way
– Bu bana böyle hissettiriyor
It beats me black and blue but it fucks me so good
– Beni morluklar içinde bıraksa da o kadar güzel beceriyor ki
And I can’t get enough
– Ve buna doyamıyorum
Must be love on the brain yeah
– Beyindeki aşk olmalı, evet
And it keeps cursing my name
– Ve ismimi de lanetleyip duruyor
No matter what I do
– Ne yaptığım önemli değil
I’m no good without you
– Sensiz iyi değilim
And I can’t get enough
– Ve buna doyamıyorum
Must be love on the….. brain
– Bu beyindeki aşk olmalı
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.