YENA – SMARTPHONE Korece Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

(Mmh-mmh-mmh, ha ha)
– (Mmh-mmh-mmh, ha ha)
터져 대는 flash (yeah, yeah, yeah)
– Yanıp sönen flaş (evet, evet, evet)
쏟아져 대는 message (yeah, yeah, yeah)
– Dökülen mesaj (evet, evet, evet)
환히 웃다가도 막 가끔 난 외로워 (he-he-hell yeah!)
– o-o-cehennem evet!)

세상은 내게 complicated
– Dünya benim için karmaşık
덥거나 추워 내겐 매일이
– Benim için her gün sıcak ya da soğuk.
뭐가 그리들 serious 한 거야 왜 이리 (he-he-hell yeah!)
– o-o-cehennem evet!)

(Oh) 집 밖은 위험해 I’m in my room
– Evin dışında çok tehlikeli. Odamdayım.
(Oh) 행복하기도 허전하기도
– (Oh) Mutluyum ve mutlu değilim.
필요해 작은 방안의 best friend
– Küçük bir odada en iyi arkadaşa ihtiyacım var.

Push! Swipe!
– İt! Tokatla!
아무렇게
– Tesadüfen
I’m in my moo-o-on 나랑 놀래?
– Moo-o-on’umdayım bana şaşırdın mı?
그럼 thumb, thumb
– Sonra başparmak, başparmak.
Thumb, thumb, thumbs it up
– Başparmak, başparmak, başparmak
여기 여기 붙어라 smartphone
– Burada, burada, burada, burada, burada, burada.

Push! Swipe!
– İt! Tokatla!
그래 너 babe
– Evet bebeğim
I’m feeling you-ooh-ooh, 나랑 놀래?
– Seni hissediyorum -ooh-ooh, bana şaşırdın mı?
잠시 dumb, dumb, dumb
– bir süreliğine aptal, aptal, aptal
Dumb, dumb it out
– Aptal, aptal
여기 여기 붙어라, smartphone
– Burada kal, akıllı telefon

내 맘대로 mix-matching (uh)
– karışım eşleştirme (uh)
내 손에 담긴 airplane (uh-huh)
– elimde uçak (uh-huh)
어디로 갈지 뭘 할진 몰라도 get connected
– Nereye gittiğin ya da ne yapacağın önemli değil, bağlantı kur
이 별은 나를 담기엔 너무 좁아, you feel me?
– Bu yıldız beni zaptedemeyecek kadar dar, beni hissediyor musun?

He-he-hell yeah!
– O-o-cehennem evet!
열어 손가락을 펼쳐
– Parmaklarını aç ve aç
뭐가 멀어 초록 버튼 주저 말고
– Uzakta olan şey, yeşil düğmeyle tereddüt etmeyin.
Fast to the push
– İtmek için hızlı
(What’s your name baby?)
– (Adın ne bebeğim?)
(What’s your, what’s your name baby?)
– (Senin adın ne bebeğim?)
He-he-hell yeah!
– O-o-cehennem evet!

(Oh) 집 밖은 위험해 I’m in my room
– Evin dışında çok tehlikeli. Odamdayım.
(Oh) 행복하기도 허전하기도
– (Oh) Mutluyum ve mutlu değilim.
필요해 작은 방안의 best friend (ooh)
– Küçük bir odaya ihtiyacım var en iyi arkadaş (ooh)

Push! Swipe! 아무렇게
– İt! Tokatla! Tesadüfen
I’m in my moo-o-on, 나랑 놀래?
– Moo-o-on’umdayım, bana şaşırdın mı?
그럼 thumb, thumb, thumb
– Sonra başparmak, başparmak, başparmak
Thumb, thumbs it up
– Başparmak, başparmak yukarıya
여기 여기 붙어라 smartphone
– Burada, burada, burada, burada, burada, burada.

Push! Swipe!
– İt! Tokatla!
그래 너 babe
– Evet bebeğim
I’m feeling you-ooh-ooh, 나랑 놀래?
– Seni hissediyorum -ooh-ooh, bana şaşırdın mı?
잠시 dumb, dumb, dumb
– bir süreliğine aptal, aptal, aptal
Dumb, dumb it out
– Aptal, aptal
여기 여기 붙어라 smartphone
– Burada, burada, burada, burada, burada, burada.

Oh (hey yeah, hey yeah)
– Oh (hey evet, hey evet)
You’re the one (hey yeah, hey yeah)
– Sen osun (hey evet, hey evet)
That I want (hey yeah, hey yeah)
– İstediğim şey (hey evet, hey evet)
Show it up, on my phone, woah-oh-oh
– Telefonumda göster, woah-oh-oh

외톨이라고 놀려대라지
– Yalnız olduğu için onunla dalga geç.
I’m too cool for you
– Senin için fazla havalıyım.
세상이 나를 외면했다니
– Dünya beni geri çevirdi.
하하, 참 웃겨
– Haha, çok komik.
(Oh-oh) What you say what you say I’m a princess
– (Oh-oh) Ne diyorsun ne diyorsun ben bir prensesim
(Oh-oh) What you say what you say I’m a goddess
– (Oh-oh) Ne diyorsun ne diyorsun ben bir tanrıçayım
여긴 뭐든 이뤄질 수 있는 나의 별이니
– Bu benim yıldızım, her şeyin yapılabileceği yer.

(Oh, woah-oh) Push! Swipe! 아무렇게
– İt! İt! Tokatla! Tesadüfen
I’m in my moo-o-on, 놀래? (나랑 놀래?)
– Moo-o-on’umdayım, şaşırdın mı? (Bana şaşırdın mı?)
그럼 thumb, thumb
– Sonra başparmak, başparmak.
Thumb, thumb, thumbs it up
– Başparmak, başparmak, başparmak
여기 여기 붙어라, smartphone
– Burada kal, akıllı telefon

Push! Swipe!
– İt! Tokatla!
그래 너 babe (oh, yeah, ayy)
– Evet bebeğim (oh, evet, evet)
I’m feeling you-ooh-ooh 나랑 놀래?
– Seni hissediyorum-ooh-ooh bana şaşırdın mı?
잠시 dumb, dumb
– bir an için aptal, aptal
Dumb, dumb, dumb it out
– Aptal, aptal, aptal
여기 여기 붙어라, smartphone
– Burada kal, akıllı telefon

(Oh) Hey yeah, hey yeah
– (Oh) Hey evet, hey evet
You’re the one (hey yeah, hey yeah)
– Sen osun (hey evet, hey evet)
That I want (hey yeah, hey yeah)
– İstediğim şey (hey evet, hey evet)
Show it up, on my phone, woah-oh-oh
– Telefonumda göster, woah-oh-oh

Oh, you’re the one
– Oh, sensin
That I want
– İstediğim
여기 여기 붙어라, smartphone
– Burada kal, akıllı telefon




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın