I can feel your eyes in the back of my head burning, burning, burning
– Kafamın arkasındaki gözlerinin yandığını, yandığını, yandığını hissedebiliyorum.
Floating through the room as the hairs on my arm rising, rising, rising
– Kolumdaki kıllar yükselirken, yükselirken, yükselirken odanın içinde süzülüyor
I’m chemically drawn closer to you
– Kimyasal olarak sana yaklaştım.
Eyes wide, eyes wide open
– Gözler geniş, gözler geniş açık
Will you be my future or just an escape?
– Benim geleceğim mi olacaksın yoksa sadece bir kaçış mı?
Love me, love me, love me
– Sev beni, sev beni, sev beni
You’ll never get to heaven on a night like this
– Böyle bir gecede asla cennete gidemezsin.
Those nights when your friends are gone
– Arkadaşlarının gittiği o geceler
When you’re holding on for someone to leave with
– Birinin gitmesini beklediğin zaman
Those nights when you crave someone
– Birine özlem duyduğun o geceler
To be there at dawn, to wake with, ’cause aren’t we all just
– Şafakta orada olmak, uyanmak, çünkü hepimiz öyle değil miyiz?
Looking for a little bit of hope these days
– Bu günlerde biraz umut arıyorum.
Looking for somebody you can wake up with
– Uyanabileceğin birini arıyorum.
Looking for a little bit of hope these days
– Bu günlerde biraz umut arıyorum.
We are, we are
– Öyleyiz, öyleyiz
Pulling at my t-shirt, your hands everywhere
– Tişörtümü çekiyorum, ellerin her yerde
Rising, rising, rising
– Yükseliyor, yükseliyor, yükseliyor
As you trip and fall, dragging me up the stairs
– Tökezleyip düşerken, beni merdivenlerden yukarı sürüklerken
What’s your, what’s your name, now?
– Senin adın ne şimdi?
You try to get to heaven on a night like this
– Böyle bir gecede cennete gitmeye çalışıyorsun.
But you, you never get to heaven on a night like this
– Ama sen, böyle bir gecede asla cennete gidemezsin.
Those nights when your friends are gone
– Arkadaşlarının gittiği o geceler
When you’re holding on for someone to leave with
– Birinin gitmesini beklediğin zaman
Those nights when you crave someone
– Birine özlem duyduğun o geceler
To be there at dawn, to wake with ’cause aren’t we all just
– Şafakta orada olmak, uyanmak çünkü hepimiz öyle değil miyiz?
Looking for a little bit of hope these days
– Bu günlerde biraz umut arıyorum.
Looking for somebody you can wake up with
– Uyanabileceğin birini arıyorum.
Looking for a little bit of hope these days
– Bu günlerde biraz umut arıyorum.
We are, we are
– Öyleyiz, öyleyiz
(The lights, the lights, the lights)
– (Işıklar, ışıklar, ışıklar)
They cut a path across the room
– Odanın karşısındaki yolu kestiler.
(The lights, the lights, the lights)
– (Işıklar, ışıklar, ışıklar)
A blinding look from me to you
– Benden sana göz kamaştırıcı bir bakış
And I’ll be a rabbit in the headlights
– Ve farların içinde bir tavşan olacağım
We’ll never get to heaven
– Cennete asla ulaşamayacağız.
I’ll be a rabbit in the headlights
– Farlarda tavşan olacağım.
We’ll never get to heaven
– Cennete asla ulaşamayacağız.
Those nights when your friends are gone
– Arkadaşlarının gittiği o geceler
When you’re holding on for someone to leave with
– Birinin gitmesini beklediğin zaman
Those nights when you crave someone
– Birine özlem duyduğun o geceler
To be there at dawn, to wake with ’cause aren’t we all just
– Şafakta orada olmak, uyanmak çünkü hepimiz öyle değil miyiz?
Looking for a little bit of hope these days?
– Bugünlerde biraz umut mu arıyorsun?
Looking for somebody you can wake up with?
– Birlikte uyanabileceğin birini mi arıyorsun?
Looking for a little bit of hope these days?
– Bugünlerde biraz umut mu arıyorsun?
We are, we are
– Öyleyiz, öyleyiz
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.