That’s it, turn the page on the day, walk away
– İşte bu, o gün sayfayı çevir, uzaklaş
‘Cos there’s sense in what I say
– Çünkü söylediklerimin bir anlamı var.
I’m 45th generation Roman
– Ben 45. nesil Romanım.
But I don’t know ’em
– Ama onları tanımıyorum.
Or care when I’m spitting
– Ya da tükürdüğümde umursarım
So return to your sitting position and listen it’s fitting
– Bu yüzden oturma pozisyonunuza geri dönün ve uygun olduğunu dinleyin
I’m miles ahead and they chase me
– Kilometrelerce öndeyim ve beni takip ediyorlar.
Show yer face on TV, then we’ll see
– Yüzünü televizyonda göster, sonra göreceğiz.
You can’t do half, my crew laughs
– Yarısını yapamazsın, mürettebatım gülüyor
At yer rhubarb and custard verses
– Ravent ve muhallebi ayetlerinde
You rain down curses but I’m waving
– Küfürler yağdırıyorsun ama el sallıyorum.
Yer hearse is driving by
– Cenaze arabası geçiyor
Streets riding high, with the beats in the sky
– Sokaklar yükseklere biniyor, gökyüzündeki ritimlerle
All stare, eyes glazed
– Tüm bakışlar, gözler sırlı
Garage burnt down, the fire raged
– Garaj yandı, yangın çıktı
For 40 days and in 40 ways
– 40 gün boyunca ve 40 şekilde
But through the blaze they see it fade
– Ama ateşin içinden kaybolduğunu görüyorlar.
The sea of black, the beaming heat on their faces
– Kara deniz, yüzlerindeki ışıl ışıl ısı
Then a figure emerges from the wastage
– Sonra israftan bir figür ortaya çıkıyor
Eyes transfixed with a piercing gaze
– Delici bir bakışla transfekte edilmiş gözler
One hand clutching a sword raised to the sky
– Bir eli göğe kaldırılmış bir kılıcı tutuyor
They wonder how, they wonder why
– Nasıl olduğunu merak ediyorlar, nedenini merak ediyorlar
The sky turns white, it all becomes clear
– Gökyüzü beyazlaşıyor, her şey netleşiyor
They felt lifted from their fears
– Korkularından kurtulduklarını hissettiler.
They shed tears in the light
– Işıkta gözyaşı döktüler
After six dark years
– Altı karanlık yıldan sonra
Young bold soldiers, the fire burns
– Genç cesur askerler, ateş yanıyor
Cracks and smoulders
– Çatlaklar ve yanıklar
Five years older and wiser
– Beş yaş büyük ve bilge
The fires are burning on fire, never tire
– Ateşler yanıyor, asla yorulmuyor
Slay warriors in the forests and on higher
– Ormanlarda ve daha yükseklerde savaşçıları öldür
We sing, hear the strings rising
– Şarkı söyleriz, tellerin yükseldiğini duyarız
The war’s over, the bells ring
– Savaş bitti, çanlar çaldı
Memories fading, soldiers slaying
– Hatıralar soluyor, askerler öldürülüyor
Looks like geezers raving
– Çılgınlar gibi görünüyor.
The hazy fog over the Bull Ring
– Boğa Yüzüğünün üzerindeki puslu sis
The lazy ways the birds sing
– Kuşların şarkı söylemesinin tembel yolları
A new baby’s born every day
– Her gün yeni bir bebek doğar
Few men may be scorned today
– Bugün çok az insan küçümsenebilir
But look at things the other way
– Ama diğer tarafa bak
Cos it may well be yer final day
– Çünkü son günün olabilir.
And then the crowds roar, they slay, they all say
– Ve sonra kalabalıklar kükrüyor, öldürüyorlar, hepsi diyor ki
I produce this using only my bare wit
– Bunu sadece çıplak zekamı kullanarak üretiyorum
Gimme a jungle, a garage beat and admit defeat
– Bana bir orman ver, bir garaj yendi ve yenilgiyi kabul et
Use war and past injury as my metaphor and simile
– Savaşı ve geçmiş yaralanmayı metaforumum olarak kullan ve benzet
Get all applications into me before the deadline
– Son başvuru tarihinden önce tüm başvuruları bana iletin
Cos it’s a fine line between strifeful crimes
– Çünkü kavgacı suçlar arasında ince bir çizgi var.
And a life of crime
– Ve bir suç hayatı
But you will reach the day, and it’s all mine
– Ama güne ulaşacaksın ve hepsi benim olacak
You can take it or leave it
– Onu alabilir ya da bırakabilirsin.
I shake and reveal stage tricks like Jimi Hendrix
– Jimi Hendrix gibi sahne numaralarını sallıyorum ve ortaya çıkarıyorum
In the afterlife gladiators meet their maker
– Öbür dünyada gladyatörler yaratıcılarıyla buluşuyor
Float through the wheat fields and lakes of blue water
– Buğday tarlalarında ve mavi su göllerinde süzülün
To the next life from the fortress
– Kaleden sonraki hayata
Away from the knives and slaughter
– Bıçaklardan ve katliamdan uzak
To their wives and daughters
– Eşlerine ve kızlarına
Once more before the Lord judges over all of us
– Tanrı hepimizi yargılamadan önce bir kez daha
Cos in this place you’ll see me
– Çünkü bu yerde beni göreceksin.
Brace yourself, cos this goes deep
– Kendini hazırla, çünkü bu derinlere iniyor.
I’ll show you the secrets, the sky and the birds
– Sana sırları, gökyüzünü ve kuşları göstereceğim.
Actions speak louder than words
– Eylemler kelimelerden daha yüksek sesle konuşur
Stand by me my apprentice
– Yanımda dur çırağım
Be brave, clench fists
– Cesur ol, yumruklarını sık

The Streets – Turn The Page İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.