Sunday mornings were your favorite
– Pazar sabahları senin favorindi.
I used to meet you down on Woods Creek Road
– Seninle Woods Creek yolunda buluşurduk.
You did your hair up like you were famous
– Saçını ünlü gibi yapmışsın.
Even though it’s only church where we were going
– Gittiğimiz yer sadece kilise olsa da
Now Sunday mornings, I just sleep in
– Şimdi Pazar sabahları, sadece uyuyorum.
It’s like I buried my faith with you
– Sanki inancımı seninle birlikte gömmüş gibiyim.
I’m screaming at a God, I don’t know if I believe in
– Bir Tanrıya bağırıyorum, inanıp inanmadığımı bilmiyorum.
‘Cause I don’t know what else I can do
– Çünkü başka ne yapabilirim bilmiyorum.
I’m still holding on to everything that’s dead and gone
– Hala ölü ve giden her şeye tutunuyorum.
I don’t wanna say goodbye ’cause this one means forever
– Veda etmek istemiyorum çünkü bu sonsuza dek sürecek
Now you’re in the stars and six feet’s never felt so far
– Şimdi yıldızların içindesin ve altı ayak hiç bu kadar uzak hissetmemişti
Here I am alone between the heavens and the embers
– Gökler ve közler arasında yalnızım.
Oh, it hurts so hard for a million different reasons
– Milyonlarca farklı nedenden dolayı çok acı veriyor.
You took the best of my heart and left the rest in pieces
– Kalbimin en iyisini aldın ve gerisini paramparça ettin.
Digging through your old birthday letters
– Eski doğum günü mektuplarını karıştırıyorsun.
A crumpled twenty still in the box
– Hala kutuda buruşuk bir yirmi
I don’t think that I could ever find a way to spend it
– Harcayacak bir yol bulabileceğimi hiç sanmıyorum.
Even if it’s the last twenty that I’ve got
– Sahip olduğum son yirmi olsa bile
Oh, I’m still holding on to everything that’s dead and gone
– Hala ölü ve giden her şeye tutunuyorum.
I don’t wanna say goodbye ’cause this one means forever
– Veda etmek istemiyorum çünkü bu sonsuza dek sürecek
Now you’re in the stars and six feet’s never felt so far
– Şimdi yıldızların içindesin ve altı ayak hiç bu kadar uzak hissetmemişti
Here I am alone between the heavens and the embers
– Gökler ve közler arasında yalnızım.
Oh, it hurts so hard for a million different reasons
– Milyonlarca farklı nedenden dolayı çok acı veriyor.
You took the best of my heart and left the rest in pieces
– Kalbimin en iyisini aldın ve gerisini paramparça ettin.
I’m still holding (on), holding (on), holding on
– Hala tutuyorum (açık), tutuyorum (açık), tutuyorum
I’m still holding (on), holding (on), holding on
– Hala tutuyorum (açık), tutuyorum (açık), tutuyorum
I’m still holding (on), holding (on), I’m still holding on
– Hala tutuyorum (açık), tutuyorum (açık), hala tutuyorum
I’m still, ooh, still holding on
– Hala, ooh, hala dayanıyorum
I’m still holding on to everything that’s dead and gone
– Hala ölü ve giden her şeye tutunuyorum.
I don’t wanna say goodbye ’cause this one means forever
– Veda etmek istemiyorum çünkü bu sonsuza dek sürecek
Now you’re in the stars and six feet’s never felt so far
– Şimdi yıldızların içindesin ve altı ayak hiç bu kadar uzak hissetmemişti
Here I am alone between the heavens and the embers
– Gökler ve közler arasında yalnızım.
Oh, it hurts so hard for a million different reasons
– Milyonlarca farklı nedenden dolayı çok acı veriyor.
You took the best of my heart and left the rest in pieces
– Kalbimin en iyisini aldın ve gerisini paramparça ettin.
Benson Boone – In The Stars 英語 歌詞 土耳其 翻譯
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.