Are you a man who loves, and cherishes, and cares for me?
– Beni seven, değer veren ve değer veren bir adam mısın?
(Is that you? Is that you? Is that you?)
– (Sen misin? O sen misin? O sen misin?)
Or are you a guard in a prison of maximum security?
– Yoksa yüksek güvenlikli bir hapishanede gardiyan mısınız?
(Is that you? Is that you? Is that you?)
– (Sen misin? O sen misin? O sen misin?)
Do we stay home all the time, ’cause you want me all to yourself?
– Hep evde mi kalacağız, çünkü beni kendine mi istiyorsun?
(Is that you? Is that you? Is that you?)
– (Sen misin? O sen misin? O sen misin?)
Or am I locked away out of fear that I’ll find someone else?
– Yoksa başka birini bulacağımdan korktuğum için mi hapsedildim?
(Is that you? Is that you?)
– (Sen misin? O sen misin?)
Well I don’t like
– Şey sevmiyorum
Living under your spotlight
– Spot ışığının altında yaşamak
Just because you think I might
– Sadece yapabileceğimi düşündüğün için
Find somebody worthy
– Layık birini bul
Oh I don’t like
– Oh sevmiyorum
Living under your spotlight
– Spot ışığının altında yaşamak
Maybe if you treat me right
– Belki bana doğru davranırsan
You won’t have to worry
– Endişelenmene gerek kalmayacak.
Is this a relationship fulfilling your needs, as well as mine?
– Bu benim kadar senin de ihtiyaçlarını karşılayan bir ilişki mi?
(Is that you? Is that you? Is that you)
– (Sen misin? O sen misin? Bu sensin)
Or is this just my sentence, am I doing time?
– Yoksa bu sadece benim cümlem mi, zaman mı geçiriyorum?
(Is that you? Is that you? Is that you)
– (Sen misin? O sen misin? Bu sensin)
If this is love (real, real love), then I’m staying no doubt
– Eğer bu aşksa (gerçek, gerçek aşk), o zaman hiç şüphem yok
(Is that you? Is that you? Is that you)
– (Sen misin? O sen misin? Bu sensin)
But if I’m just love’s prisoner, then I’m busting out!
– Ama eğer sadece aşkın esiriysem, o zaman kaçıyorum demektir!
(Is that you? Is that you?)
– (Sen misin? O sen misin?)
Baby I don’t like
– Bebeğim sevmiyorum
Living under your spotlight
– Spot ışığının altında yaşamak
Just because you think I might
– Sadece yapabileceğimi düşündüğün için
Find somebody worthy
– Layık birini bul
Oh I don’t like
– Oh sevmiyorum
Living under your spotlight
– Spot ışığının altında yaşamak
Maybe if you treat me right
– Belki bana doğru davranırsan
You won’t have to worry
– Endişelenmene gerek kalmayacak.
Oh, you oughta be ashamed of yourself!
– Kendinden utanmalısın!
What the hell do you think you’re doing?
– Ne yaptığını sanıyorsun sen?
Loving me, loving me so wrong
– Beni sevmek, beni çok yanlış sevmek
Baby all I do is try, to show you that you’re my
– Bebeğim tek yaptığım sana benim olduğunu göstermeye çalışmak.
One and only guy
– Bir ve tek adam
No matter who may come along
– Kim gelirse gelsin
Open your eyes ’cause baby I don’t like…
– Gözlerini aç çünkü bebeğim hoşuma gitmiyor…
Hey, ’cause I don’t like
– Hey, çünkü sevmiyorum
Living under your spotlight
– Spot ışığının altında yaşamak
Just because you think I might
– Sadece yapabileceğimi düşündüğün için
Find somebody worthy
– Layık birini bul
No I don’t like
– Hayır sevmiyorum
Living under your spotlight
– Spot ışığının altında yaşamak
Maybe if you treat me right
– Belki bana doğru davranırsan
You won’t have to worry
– Endişelenmene gerek kalmayacak.
I don’t like
– Sevmiyorum
Jennifer Hudson – Spotlight İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.