dhruv – moonlight İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

Can we go where no one else goes?
– Kimsenin gitmediği yere gidebilir miyiz?
Can I know what no one else knows?
– Başka kimsenin bilmediğini öğrenebilir miyim?
Can we fall in love in the moonlight?
– Ay ışığında aşık olabilir miyiz?

I wanna get lost with you
– Seninle kaybolmak istiyorum.
I wanna be lost in you (you, ooh)
– İçinde kaybolmak istiyorum (sen, ooh)
Been waiting a while for you
– Bir süredir seni bekliyordum.
I need to do this right with you (you, ooh)
– Bunu seninle doğru yapmam gerek (sen, ooh)
(I mean, if you want to)
– (Yani, eğer istersen)

Can we go where no one else goes?
– Kimsenin gitmediği yere gidebilir miyiz?
Can I know what no one else knows?
– Başka kimsenin bilmediğini öğrenebilir miyim?
Can we fall in love in the moonlight?
– Ay ışığında aşık olabilir miyiz?

Poetry and handpicked flowers
– Şiir ve özenle seçilmiş çiçekler
Say you’ll meet me at the altar
– Benimle mihrapta buluşacağını söyle.
Can we fall in love in the moonlight?
– Ay ışığında aşık olabilir miyiz?

Moonlight
– Ay ışığı
I’ll be smitten with you on these blue nights
– Bu mavi gecelerde sana aşık olacağım
You’ll be holding me until the sunrise
– Güneş doğana kadar beni tutacaksın.
And the songbirds be waking up
– Ve ötücü kuşlar uyanıyor
Oh, true love
– Oh, gerçek aşk
Kinda hoped it would feel like a rom-com
– Bir rom-com gibi hissedeceğini umuyordum
I’ve been planning this out in my notebook
– Bunu defterimde planlıyordum.
Since I was a little boy
– Küçüklüğümden beri

I wanna feel safe with you
– Seninle güvende hissetmek istiyorum.
But never be tame with you (you, ooh)
– Ama asla seninle uysal olma (sen, ooh)
And dwell in this dream with you
– Ve bu rüyada seninle yaşamak
Let the pain disappear with you (you, nah-nah-nah) (nah, nah, nah)
– Acının seninle birlikte kaybolmasına izin ver (sen, nah-nah-nah) (nah, nah, nah)

Bottle of Barolo in the palm of my hands
– Avucumun içinde bir şişe Barolo
Maybe we could sip this liquor, pretend like we’re in France
– Belki bu likörü yudumlayıp Fransa’daymışız gibi davranabiliriz.
For the night-time
– Gece vakti için
It’s the right-time
– Doğru zaman.
And happy ever after always seemed like a stretch
– Ve sonsuza dek mutlu olmak her zaman bir gerginlik gibi görünüyordu
I said fuck those fairytales and now I want nothing less
– O masalları siktir et dedim ve şimdi daha azını istemiyorum
From you alright? Is that alright?
– Senden iyi mi? Sorun olur mu?
(Baby no)
– (Bebek yok)

Can we go where no one else goes?
– Kimsenin gitmediği yere gidebilir miyiz?
Can I know what no one else knows?
– Başka kimsenin bilmediğini öğrenebilir miyim?
Can we fall in love in the moonlight?
– Ay ışığında aşık olabilir miyiz?

Poetry and handpicked flowers
– Şiir ve özenle seçilmiş çiçekler
Say you’ll meet me at the altar
– Benimle mihrapta buluşacağını söyle.
Can we fall in love in the moonlight?
– Ay ışığında aşık olabilir miyiz?

Moonlight
– Ay ışığı
I’ll be smitten with you on these blue nights
– Bu mavi gecelerde sana aşık olacağım
You’ll be holding me until the sunrise
– Güneş doğana kadar beni tutacaksın.
And the songbirds be waking up
– Ve ötücü kuşlar uyanıyor
Oh, true love
– Oh, gerçek aşk
Kinda hoped it would feel like a rom-com
– Bir rom-com gibi hissedeceğini umuyordum
I’ve been planning this out in my notebook
– Bunu defterimde planlıyordum.
Since I was a little boy
– Küçüklüğümden beri




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın