Rufus Wainwright – I Don’t Know What It Is İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları

I don’t know what it is
– Ne olduğunu bilmiyorum.
But you got to do it
– Ama bunu yapmalısın.
I don’t know where to go
– Nereye gideceğimi bilmiyorum.
But you got to be there
– Ama orada olmalısın.
I don’t know where to fall
– Nereye düşeceğimi bilmiyorum.
But I know that its comfortable where
– Ama nerede rahat olduğunu biliyorum
I don’t know where it is
– Nerede olduğunu bilmiyorum.

Putting all of my time
– Tüm zamanımı harcadım
In learning to care
– Bakmayı öğrenirken
And a bucket of rhymes
– Ve bir kova tekerleme
I threw up somewhere
– Bir yere kustum.
Want a locket of who
– Kimin madalyonunu istiyorsun?
Made me lose my perfunctory view
– Bu benim kusursuz görüşümü kaybetmeme neden oldu.
Of all that is around
– Etraftaki her şeyden
And of all that I do
– Ve tüm yaptıklarımdan

So I knock on the door
– Bu yüzden kapıyı çalıyorum.
Take a step that is new
– Yeni bir adım atın
Never been here before
– Daha önce buraya hiç gelmemiştim.
Is there anyone else who’s too
– Başka biri de var mı
In love with beauty
– Güzelliğe aşık
Playing all of the games
– Tüm oyunları oynamak
And thinks three’s company
– Ve üç’ün şirketini düşünüyor
Is there anyone else
– Başka biri var mı
Who wears slightly mysterious bruises
– Kim biraz gizemli çürükler giyer
I don’t know what it is
– Ne olduğunu bilmiyorum.

Sick of lookin’ around
– Etrafa bakmaktan bıktım
At friendly faces
– Dost canlısı yüzlerde
All declaring a war on far off places
– Hepsi uzak yerlere savaş ilan ediyor
Is there anyone else
– Başka biri var mı
Who is through with complaining about
– Şikayet etmeyi kim bitirdi
What’s done unto us?
– Bize ne oldu?

So I knock on the door
– Bu yüzden kapıyı çalıyorum.
And I am on the train
– Ve ben trendeyim
Going god knows where to
– Nereye gideceğini tanrı bilir
To get me over
– Beni unutturmak için
To get me over
– Beni unutturmak için
Get me heaven or hell
– Bana cenneti ya da cehennemi getir
Calais or Dover
– Calais veya Dover

I was hoping the train
– Treni umuyordum.
Was my big number
– Bu benim büyük numaramdı.
Taking the Santa Fe and the Atchinson Topeka
– Santa Fe ve Atchinson Topeka’yı almak
But we’re chugging along, Dunaway by the crossing
– Ama birlikte takılıyoruz, Geçidin yanındaki Dunaway
And could be heading for Poland
– Ve Polonya’ya gidiyor olabilir
Or Limbo or Lower Manhattan
– Veya Limbo veya Aşağı Manhattan
Find myself running around
– Kendimi etrafta koşarken buluyorum.

I don’t know what it is, so get me over
– Ne olduğunu bilmiyorum, o yüzden beni buraya getir.
I don’t know what it is, so get me over
– Ne olduğunu bilmiyorum, o yüzden beni buraya getir.
I don’t know what it is, so get me over
– Ne olduğunu bilmiyorum, o yüzden beni buraya getir.

To get me over
– Beni unutturmak için
You gotta do it
– Bunu yapmalısın.
You gotta be there
– Orada olmalısın.




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın