Bluefire
– Mavi ateş
Rápido llega’ y rápido te vas
– Çabuk gel ve çabuk git
Entras por alante, pero sales por atrás, sí
– Önden geliyorsun, ama arkadan geliyorsun, evet
Mami no quiero que quede en un casi, yeah
– Anne Rüyamda olmasını istemiyorum, evet.
Contigo siempre quise más
– Seninle her zaman daha fazlasını istedim.
En la cama me das guerra y cuando terminamos paz
– Yatakta bana savaş veriyorsun ve barışı bitirdiğimizde
Pero tu siempre pendiente a ver qué opinan los demá’
– Ama sen her zaman başkalarının ne düşündüğünü görmeyi beklersin. ‘
No hay nadie que me lo haga así (así)
– Bunu bana böyle yapacak kimse yok (böyle)
Y aunque lo hubiera no quisiera que fuera nadie má’
– Olsaydı bile, başka biri olmasını istemezdim.
Parece que olvidaste lo rico que se siente en mi habitación
– Odamda ne kadar zengin hissettirdiğini unutmuş gibisin.
Tu cuerpo con el mío, mai, combinan
– Bedeninle benimkini birleştir mai.
De una manera que es vernos, apagar las luces, cámara y acción (oh)
– Birbirini görecek şekilde, ışıkları, kamerayı ve eylemi kapatın (oh)
Y todo sin meter el corazón (yeh, yeh, yeh, yeh)
– Ve hepsi kalbi koymadan (yeh, yeh, yeh, yeh)
Ya no está pa enchule (enchule)
– Artık pa enchule olduğunu (enchule)
A ninguno le dice, tos mejor circulen
– Hiç kimseye, öksürüğün daha iyi dolaştığını söylemiyor
Pero cuando tienes ganas todos saben a qué nene acude’
– Ama böyle hissettiğinde, herkes hangi bebeğe gideceğini bilir.’
Tengo hueco en mi mente pa que te mudes
– Sen hareket edene kadar aklımda bir delik var.
Y llévame por el mal
– Ve beni kötülüğün içinden geçir
Hoy te traigo mis islas para hacerlo vista al mar
– Bugün sana adalarımı okyanus manzarası için getirdim.
Siempre está caliente pero el corazón frío esquimal
– Eskimo’nun kalbi her zaman sıcak ama soğuktur
Dale caéle pa’l hotel para hacerte mi ritual
– Seni ritüelim yapması için otele ver.
Que tú tienes el poder para jugar con mi mente
– Zihnimle oynama gücüne sahip olduğunu
Cómo se siente, cómo se siente
– Nasıl hissettiriyor, nasıl hissettiriyor
Sabiendo que de todos soy el diferente
– Benim farklı biri olduğumu bilmek
Y no fuma, pero su nota es sobresaliente
– Ve sigara içmiyor, ama notu olağanüstü
Parece que olvidaste lo rico que se siente en mi habitación
– Odamda ne kadar zengin hissettirdiğini unutmuş gibisin.
Tu cuerpo con el mío mai combinan
– Vücudunu benimkiyle birleştir mai.
De una manera que es vernos, apagar las luces, cámara y acción
– Birbirlerini görecek şekilde, ışıkları, kamerayı ve eylemi kapatın
Y todo sin meter el corazón
– Ve hepsi kalbi koymadan
Si te fueras de mi cama, sería como LA sin Lebrón (sin Lebrón)
– Yatağımı terk etseydin, Lebron’suz olan (Lebron’suz) gibi olurdu.
Lo tuyo no es genético, es un don
– Seninki genetik değil, bir hediye.
Nadie se explica como la mueves tan ca-brón
– Kimse nasıl bu kadar hızlı hareket ettiğini açıklayamaz.
Se ve ese cuerpito de tanto ir a la playa (playa)
– O küçük bedeni sahile bu kadar çok gitmekten görebilirsin (plaj)
La combi Versace no falla
– Versace kombi başarısız olmaz
Te pediría de rodillas que nunca te vayas
– Dizlerimin üstüne çöküp gitmeni asla istemem.
Te darás cuenta cuando ninguno de estos bobos de la talla (yeh)
– Bu aptal topların hiçbirinin boyutu olmadığı zaman öğreneceksin (yeh)
Mami otros sí, yo no te fallaré
– Anne, evet, seni hayal kırıklığına uğratmayacağım.
Tus gemidos en mi cabeza no se callan (yeh)
– Kafamdaki inlemelerin susmayacak (yeh)
Cada vez que te veo escribo un himno y siempre nos pasa lo mismo, que
– Seni her gördüğümde bir ilahi yazıyorum ve aynı şey hep başımıza geliyor.
Rápido llegas y rápido te vas
– Çabuk gel ve çabuk git
Entras por alante, pero sales por atrás, sí
– Önden geliyorsun, ama arkadan geliyorsun, evet
Mami, no quiero que quede en un casi, yeah
– Anne, rüyamda olmasını istemiyorum, evet.
Contigo siempre quise más
– Seninle her zaman daha fazlasını istedim.
En la cama me das guerra y cuando terminamos, paz
– Yatakta bana savaş veriyorsun ve işimiz bittiğinde barış
Pero tu siempre pendiente a ver qué opinan los demás
– Ama her zaman başkalarının ne düşündüğünü görmeyi beklersin.
No hay nadie que me lo haga así (así)
– Bunu bana böyle yapacak kimse yok (böyle)
Y aunque lo hubiera no quisiera que fuera nadie más
– Ve olsaydı bile başka biri olmasını istemezdim.
Parece que olvidaste lo rico que se siente en mi habitación
– Odamda ne kadar zengin hissettirdiğini unutmuş gibisin.
Tu cuerpo con el mío mai combinan
– Vücudunu benimkiyle birleştir mai.
De una manera que es vernos, apagar las luces, cámara y acción
– Birbirlerini görecek şekilde, ışıkları, kamerayı ve eylemi kapatın
Y todo sin meter el corazón
– Ve hepsi kalbi koymadan
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.