Yo, lil’ bih, it’s NKO on beat
– Ben, lil ‘bh, NKO yenildi
Non perdo tempo per un’altra baby mama
– Başka bir baba için zaman harcamam.
Il denaro porta solo rischio e infami
– Para sadece risk getirir ve rezil olur
Tutti i miei amici sono fuori per la grana
– Bütün arkadaşlarım mısır gevreği için dışarıdalar.
Quindi su le mani figli di puttana
– Ellerini kaldır orospu çocukları
Ho fatto scelte che, no, non dovevo non fare
– Hayır, yapmamam gereken seçimler yaptım.
Ma ho dovuto rischiare
– Ama şansımı denemek zorundaydım.
Perché qua nessuno ti da gratis da mangiare
– Çünkü burada kimse sana bedava yemek vermiyor.
E i miei c’han fame, i miei c’han fame
– Ve benimkiler aç, benimkiler aç
Vestiti nero, ma non siamo a un funerale
– Siyah kıyafetler, ama cenazede değiliz.
Cerco il mio posto nel mondo
– Dünyadaki yerimi arıyorum.
Non mi sto guardando attorno
– Etrafa bakmıyorum.
Il battito mi sale, adrenalina, opps nel blocco
– Nabzım yükseliyor, adrenalin, blokta opps
Nonna prega tutto il giorno, proteggimi dal mondo
– Büyükanne bütün gün dua et, beni dünyadan koru
Dalla droga che vedo e dalle spie che io c’ho attorno
– Gördüğüm uyuşturucular ve etrafımdaki casuslar
Hai delle isole negli occhi
– Gözlerinde Adalar var.
Ho il cuore a pezzi, vorrei darti più di quanto mi conosci
– Kalbim kırıldı, sana beni tanıdığından fazlasını vermek istiyorum.
Ma non posso, io, no, non posso
– Ama yapamam, ben, hayır, yapamam
Se vuoi fumiamo e lo facciamo senza emotions
– İstersen sigara içelim ve duygu olmadan yapalım.
La vita che facevo non la immagino nemmeno più
– Artık yaptığım hayatı hayal bile edemiyorum.
Sto su un grattacielo e se mi guardi non cederò più
– Bir gökdelendeyim ve bana bakarsan artık pes etmeyeceğim.
Io non ho tempo per un altro baby dad
– Başka bir babaya ayıracak vaktim yok.
Metà di ‘sti problemi sai che li hai causati te
– Bu sorunların yarısını kendin yarattığını biliyorsun.
Farò sempre più soldi, quindi mi fido sempre meno
– Daha fazla para kazanacağım, bu yüzden daha az ve daha az güveniyorum
Son cresciuta tra mille volti, riconosco un uomo sincero
– Binlerce Yüzün arasında büyüdüm, samimi bir adamı tanıyorum.
So che guardi da lassù, vegli su di me con Dio
– Oraya baktığını biliyorum, Tanrı’yla bana göz kulak ol
Non sei fiero dei tattoo, io avrei voluto dirti: “Addio”
– Dövmelerle gurur duymuyorsun, “hoşçakal” demek istedim.
Perché hai delle isole negli occhi
– Neden gözlerinde Adalar var
Pensa solo a me, fanculo tutte ‘ste thotties
– Sadece beni düşün, hepsini siktir et
Ti porto dove il freddo mi gelava quell’inverno
– Seni o kış soğuğun beni dondurduğu yere götürüyorum.
Il posto non importa, sei tu che lo rendi bello
– Yer önemli değil, onu güzelleştiriyorsun.
Hai delle isole negli occhi
– Gözlerinde Adalar var.
Ho il cuore a pezzi, vorrei darti più di quanto mi conosci
– Kalbim kırıldı, sana beni tanıdığından fazlasını vermek istiyorum.
Ma non posso, io, no, non posso
– Ama yapamam, ben, hayır, yapamam
Se vuoi fumiamo e lo facciamo senza emotions
– İstersen sigara içelim ve duygu olmadan yapalım.
Mi dici che a te non passerà mai
– Bana bunun seni asla geçmeyeceğini söyle.
Ma chissà se tu la sai la metà dei miei guai
– Ama sorunlarımın yarısını bilip bilmediğini kim bilebilir
Girerei il mondo solo per poi dire un giorno
– Dünyayı sadece bir gün söylemek için gezerdim.
Di esser stato in ogni posto col tuo profumo addosso
– Parfümünle her yerde olmak
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.