Numéro 10 comme Amel Majri
– Amel Majri olarak 10 numara
J’déborde et j’frappe fort, j’suis pas nerveux, j’fais des singeries
– Taşıyorum ve sert vuruyorum, gergin değilim, maskaralık yapıyorum
Dans ma défonce, j’pense à des dingueries
– Kafamda çılgınca şeyler düşünüyorum.
Je sors tôt comme un Dingari
– Dingari gibi erken çıkıyorum.
J’mélange le madesu et le riz
– Madesu ve pirinci karıştırıyorum.
L’argent, ça rend heureux
– Para seni mutlu ediyor
Les euros avant le sourire de toutes ces folles
– Tüm bu çılgınların gülümsemesinden önceki euro
J’suis vrai jusqu’à la fin, j’ai toujours fait beaucoup d’efforts
– Sonuna kadar doğruyum, her zaman çok çaba harcadım.
On a montré qu’c’est nous les plus forts
– En güçlü olduğumuzu gösterdik.
0.2 Géné’, c’est moi, les vrais 0.2 s’reconnaissent
– 0.2 Gen’, benim, gerçek 0.2 birbirini tanıyor
Y en a beaucoup qui veulent tter-gra
– Tter-gra isteyen çok kişi var.
Depuis l’début, à mes côtés, y a Pasta
– En başından beri, yanımda makarna var.
J’dormais chez lui quand mes frères étaient pas là
– Kardeşlerim yokken onun evinde uyurdum.
0.2 Géné’, c’est moi, les vrais 0.2 s’reconnaissent
– 0.2 Gen’, benim, gerçek 0.2 birbirini tanıyor
Y en a beaucoup qui veulent tter-gra
– Tter-gra isteyen çok kişi var.
Depuis l’début, à mes côtés, y a Pasta
– En başından beri, yanımda makarna var.
J’dormais chez lui quand mes frères étaient pas là
– Kardeşlerim yokken onun evinde uyurdum.
Mon cœur était vide, j’avais besoin d’aide
– Kalbim bomboştu, yardıma ihtiyacım vardı.
J’avais besoin d’elle, mais elle était pas là
– Ona ihtiyacım vardı ama orada değildi.
J’suis rempli d’balafres, mais j’fais comme si tout allait
– Çiziklerle doluyum ama her şey yolundaymış gibi davranıyorum.
On s’dira pas à tout à l’heure
– Seninle daha sonra konuşmayacağız.
Mon cœur était vide, j’avais besoin d’aide
– Kalbim bomboştu, yardıma ihtiyacım vardı.
J’avais besoin d’elle, mais elle était pas là
– Ona ihtiyacım vardı ama orada değildi.
J’suis rempli d’balafres, mais j’fais comme si tout allait
– Çiziklerle doluyum ama her şey yolundaymış gibi davranıyorum.
On s’dira pas à tout à l’heure
– Seninle daha sonra konuşmayacağız.
On s’dira pas à tout à l’heure
– Seninle daha sonra konuşmayacağız.
Le parloir est fini, j’vais remonter dans ma cellule
– Salon bitti, hücreme geri dönüyorum.
On s’dira pas à tout à l’heure
– Seninle daha sonra konuşmayacağız.
On va rentrer chacun d’son côté encore une fois, c’est nul
– Bir kez daha eve tek başımıza gideceğiz, bu berbat.
On s’dira pas à tout à l’heure, nan, nan
– Daha sonra veda etmeyeceğiz, hayır, hayır
On s’dira pas à tout à l’heure
– Seninle daha sonra konuşmayacağız.
Le parloir est fini, j’vais remonter dans ma cellule
– Salon bitti, hücreme geri dönüyorum.
On s’dira pas à tout à l’heure (Nan)
– Daha sonra veda etmeyeceğiz.
Moi, j’t’ai toujours dit qu’tout allait
– Sana her zaman her şeyin yolunda olduğunu söylemiştim.
J’suis pas trop du genre à parler, à communiquer
– Çok fazla konuşan, iletişim kuran biri değilim.
J’veux pas raconter ma vie aux gens
– İnsanlara hayatımdan bahsetmek istemiyorum.
J’ai compté d’l’argent, j’ai retrouvé l’sourire
– Parayı saydım, gülümsemeyi buldum.
J’voulais toutes les fourrer, j’voulais toutes les fuir
– Hepsini itmek istedim, hepsinden kaçmak istedim
J’savais pas c’que j’voulais, je savais c’que j’volais
– Ne istediğimi bilmiyordum, ne çaldığımı biliyordum.
J’étais jeune, inconscient, j’voulais tout niquer
– Gençtim, baygındım, her şeyi becermek istiyordum.
Moi, c’est Dieu qui m’protège
– Beni koruyan Tanrı’dır.
Tous les jours j’vais au contact, j’ai peur de rien pour mes intérêts
– Her gün temasa geçiyorum, çıkarlarım için hiçbir şeyden korkmuyorum
J’veux l’meilleur pour ma mère, jamais d’la vie j’vais m’laisser faire
– Annem için en iyisini istiyorum, hayatımda asla kendime izin vermeyeceğim
J’les voyais pas m’donner la ce-for
– Bana ce-for verdiklerini göremedim.
Regarde où on en est, j’avais les trois trous sur l’bonnet
– Bak neredeyiz, kaputun üzerinde üç delik vardı.
Concentré pour chercher la money, j’ai fini à Fleury
– Parayı aramaya konsantre olunca Fleury’de kaldım.
B3, troisième étage, j’vais chez l’parloir, première série
– B3, üçüncü kat, salona gidiyorum, birinci seri
Mon cœur était vide, j’avais besoin d’aide
– Kalbim bomboştu, yardıma ihtiyacım vardı.
J’avais besoin d’elle, mais elle était pas là
– Ona ihtiyacım vardı ama orada değildi.
J’suis rempli d’balafres, mais j’fais comme si tout allait
– Çiziklerle doluyum ama her şey yolundaymış gibi davranıyorum.
On s’dira pas à tout à l’heure
– Seninle daha sonra konuşmayacağız.
Mon cœur était vide, j’avais besoin d’aide
– Kalbim bomboştu, yardıma ihtiyacım vardı.
J’avais besoin d’elle, mais elle était pas là
– Ona ihtiyacım vardı ama orada değildi.
J’suis rempli d’balafres, mais j’fais comme si tout allait
– Çiziklerle doluyum ama her şey yolundaymış gibi davranıyorum.
On s’dira pas à tout à l’heure
– Seninle daha sonra konuşmayacağız.
On s’dira pas à tout à l’heure
– Seninle daha sonra konuşmayacağız.
Le parloir est fini, j’vais remonter dans ma cellule
– Salon bitti, hücreme geri dönüyorum.
On s’dira pas à tout à l’heure
– Seninle daha sonra konuşmayacağız.
On va rentrer chacun d’son côté encore une fois, c’est nul
– Bir kez daha eve tek başımıza gideceğiz, bu berbat.
On s’dira pas à tout à l’heure, nan, nan
– Daha sonra veda etmeyeceğiz, hayır, hayır
On s’dira pas à tout à l’heure
– Seninle daha sonra konuşmayacağız.
Le parloir est fini, j’vais remonter dans ma cellule
– Salon bitti, hücreme geri dönüyorum.
On s’dira pas à tout à l’heure
– Seninle daha sonra konuşmayacağız.
Le parloir est fini, j’vais remonter dans ma cellule
– Salon bitti, hücreme geri dönüyorum.
On s’dira pas à tout à l’heure
– Seninle daha sonra konuşmayacağız.
On va rentrer chacun d’son côté encore une fois, c’est nul
– Bir kez daha eve tek başımıza gideceğiz, bu berbat.
On s’dira pas à tout à l’heure, nan, nan
– Daha sonra veda etmeyeceğiz, hayır, hayır
On s’dira pas à tout à l’heure
– Seninle daha sonra konuşmayacağız.
Le parloir est fini, j’vais remonter dans ma cellule
– Salon bitti, hücreme geri dönüyorum.
On s’dira pas à tout à l’heure
– Seninle daha sonra konuşmayacağız.
On s’dira pas à tout à l’heure
– Seninle daha sonra konuşmayacağız.
On s’dira pas à tout à l’heure
– Seninle daha sonra konuşmayacağız.
On va rentrer chacun d’son côté encore une fois, c’est nul
– Bir kez daha eve tek başımıza gideceğiz, bu berbat.
On s’dira pas à tout à l’heure
– Seninle daha sonra konuşmayacağız.
On s’dira pas à tout à l’heure
– Seninle daha sonra konuşmayacağız.
On s’dira pas à tout à l’heure
– Seninle daha sonra konuşmayacağız.
Le parloir est fini, j’vais remonter dans ma cellule
– Salon bitti, hücreme geri dönüyorum.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.