You may keep me in
– Beni içeride tutabilirsin.
In between your walls
– Duvarlarının arasında
Ban me from traveling
– Seyahat etmemi yasakla.
And tell me not to sing
– Ve bana şarkı söylemememi söyle
And you may have your thoughts
– Ve düşüncelerin olabilir.
A sketch of who I am
– Kim olduğumun bir taslağı
A notion you’ve conceived
– Senin tasarladığın bir fikir
A sight you want to see
– Görmek istediğin bir manzara
But you don’t know me
– Ama beni tanımıyorsun.
No, you don’t know me
– Hayır, beni tanımıyorsun.
You claim to walk in love
– Aşık olduğunu iddia ediyorsun.
Though mercy is your foe
– Merhamet senin düşmanın olsa da
You’ve already dug a grave
– Zaten bir mezar kazdın.
Now you hope I misbehave
– Umarım yaramazlık yaparım.
You say you know the cause
– Sebebini bildiğini söylüyorsun.
Of every shattered dream
– Her paramparça rüyanın
Even when there’s none to blame
– Suçlanacak kimse yokken bile
You always shout my name
– Her zaman adımı haykırıyorsun.
But I don’t owe you
– Ama sana borçlu değilim.
I’ve never owed you
– Sana hiç borcum olmadı.
You may keep me here
– Beni burada tutabilirsin.
You seem to know just how
– Nasıl olduğunu biliyor gibisin.
To pin me to the ground
– Beni yere sabitlemek için
Each time you come around
– Her gelişinde
Take away my home
– Evimi götür
Obscuring what I am
– Ne olduğumu gizlemek
And plague me all night long
– Ve bütün gece beni rahatsız etti.
And lay claim to Freedom’s song
– Ve Özgürlüğün şarkısına sahip çık
But you don’t own me
– Ama bana sahip değilsin.
No, you don’t own me
– Hayır, bana sahip değilsin.
You don’t own me
– Bana sahip değilsin.
You don’t own me
– Bana sahip değilsin.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.