A husband waits outside
– Bir koca dışarıda bekler
A crying child pushes a child into the night
– Ağlayan bir çocuk bir çocuğu geceye iter
She was told he would come this time
– Bu sefer geleceğini söyledi.
Without leaving so much as a feather behind
– Bir tüy kadar geride bırakmadan
To enact, at last, the perfect plan
– En sonunda mükemmel planı hayata geçirmek için
One more sweet boy to be butchered by men
– Erkekler tarafından katledilecek bir tatlı çocuk daha
The gateway to the world
– Dünyaya açılan kapı
Was still outside of reach of him
– Hala ulaşamayacağı bir yerdeydi.
Would never belong to angels
– Asla meleklere ait olmayacaktı
Had never belonged to men
– Hiçbir zaman erkeklere ait olmadı
The swan upon Leda
– Leda’daki kuğu
Empire upon Jerusalem
– Kudüs üzerine imparatorluk
A grandmother smugglin’ meds
– İlaç kaçakçılığı yapan bir büyükanne
Past where the god-child soldier, Setanta, stood dead
– Tanrı çocuğu asker Setanta’nın ölü durduğu yer
Our graceful turner of heads
– Zarif baş döndürücümüz
Weaves through the checkpoints like a needle and thread
– Bir iğne ve iplik gibi kontrol noktalarından geçer
Someone’s frightened boy waves her on
– Birinin korkmuş çocuğu onu sallıyor
She offers a mother’s smile, and soon she’s gone
– Bir annenin gülümsemesini sunuyor ve yakında gidiyor
The gateway to the world
– Dünyaya açılan kapı
The gun in a trembling hand
– Titreyen bir eldeki silah
When nature unmakes the boundary
– Doğa sınırı aştığında
The pillar of myth still stands
– Efsanenin direği hala duruyor
The swan upon Leda
– Leda’daki kuğu
Occupier upon an ancient land
– Eski bir toprak üzerinde işgalci
The gateway to the world
– Dünyaya açılan kapı
Was still outside the reach of him
– Hala onun ulaşamayacağı bir yerdeydi.
Would never belong to angels
– Asla meleklere ait olmayacaktı
Had never belonged to men
– Hiçbir zaman erkeklere ait olmadı
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.