Swear I couldn’t sleep awake last night
– Yemin ederim dün gece uyanık uyuyamadım
No point in turning off the lights
– Işıkları kapatmanın bir anlamı yok
Not the same without your head on my shoulders
– Kafan omuzlarımda olmadan aynı değil
Growing pains, but I don’t wanna get older
– Büyüyen ağrılar, ama yaşlanmak istemiyorum
Almost like we left it all on read
– Neredeyse her şeyi okumaya bıraktığımız gibi
Couple of feelings that were laid to rest
– Dinlenmeye bırakılmış birkaç duygu
Didn’t know that the party was over
– Partinin bittiğini bilmiyordum.
And it’s true that I need you, get closer
– Ve sana ihtiyacım olduğu doğru, yaklaş
Burning photos, had to learn to let go
– Fotoğrafları yakmak, bırakmayı öğrenmek zorunda kaldı
I used to weep
– Eskiden ağlardım
Somebody in another skin (Another skin)
– Başka bir ciltteki biri (Başka bir cilt)
I heard that you’re happy without me
– Bensiz mutlu olduğunu duydum.
And I hope it’s true (I hope, I hope it’s true)
– Ve umarım doğrudur (umarım, umarım doğrudur)
It kills me a little, that’s okay
– Beni biraz öldürüyor, sorun değil
‘Cause I’d die for you
– Çünkü senin için ölürüm
You know I’d still die for you
– Hala senin için öleceğimi biliyorsun.
I hope you’re getting everything you needed
– Umarım ihtiyacın olan her şeyi alıyorsundur.
Found the puzzle piece and feel completed
– Bulmacanın bir parçasını buldum ve tamamlanmış hissediyorum
Just wanted you to know every reason
– Sadece her sebebini bilmeni istedim.
Hope you really know that I mean that
– Umarım bunu kastettiğimi gerçekten biliyorsundur.
I couldn’t see the forest from the trees
– Ormanı ağaçlardan göremedim
The only time, we speak is in my dreams
– Konuştuğumuz tek zaman rüyalarımda
Burning photos, had to learn to let go
– Fotoğrafları yakmak, bırakmayı öğrenmek zorunda kaldı
I used to weep
– Eskiden ağlardım
Somebody in another skin (Another skin)
– Başka bir ciltteki biri (Başka bir cilt)
I heard that you’re happy without me
– Bensiz mutlu olduğunu duydum.
And I hope it’s true (I hope, I hope it’s true)
– Ve umarım doğrudur (umarım, umarım doğrudur)
It kills me a little, that’s okay
– Beni biraz öldürüyor, sorun değil
‘Cause I’d die for you
– Çünkü senin için ölürüm
You know I’d still die for you
– Hala senin için öleceğimi biliyorsun.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.