I just wanna love myself
– Sadece kendimi sevmek istiyorum
난 좋을 때도 나쁠 때도, love my weakness
– Zayıflığımı seviyorum, iyi olduğumda ve kötü olduğumda.
화려했던 기대와는 달리 왠지
– Parlak olan beklentilerin aksine, bir şekilde
볼품없다 해도, find the good parts, the good parts (ah)
– iyi parçaları bul, iyi parçaları (ah)
얄궂은 phone 화면 위로
– Kalitesiz telefon ekranı yukarı
애꿎은 내 손가락만, tick, tick
– sadece parmağım, tik, tik
Oh, my, 기분은 falling down
– Aman tanrım, ruh hali düşüyor.
Pic of mine, zoom in, out, pretend I’m fine
– Fotoğrafım, yakınlaştır, uzaklaştır, iyiymişim gibi davran
I just wanna love myself
– Sadece kendimi sevmek istiyorum
난 좋을 때도 나쁠 때도, love my weakness
– Zayıflığımı seviyorum, iyi olduğumda ve kötü olduğumda.
화려했던 기대와는 달리 왠지
– Parlak olan beklentilerin aksine, bir şekilde
볼품없다 해도, find the good parts, the good parts
– iyi parçaları bul, iyi parçaları
(Oh-ooh-ooh-ooh)
– (Oh-ooh-ooh-ooh)
Good, good (oh-ooh-ooh-ooh)
– Güzel, güzel (oh-ooh-ooh-ooh)
Good, good (oh-ooh-ooh-ooh)
– Güzel, güzel (oh-ooh-ooh-ooh)
실수해도 좋아, find the good parts
– Bir hata yapabilir, iyi parçaları bulabilirsin
(Oh-ooh-ooh-ooh)
– (Oh-ooh-ooh-ooh)
Good, good (oh-ooh-ooh-ooh)
– Güzel, güzel (oh-ooh-ooh-ooh)
Good, good (oh-ooh-ooh-ooh)
– Güzel, güzel (oh-ooh-ooh-ooh)
이대로도 좋아, find the good parts
– iyi parçaları bulun
모든 게 so blurry 허나 바랜 polaroid
– Tüm eşcinseller çok bulanık ama soluk polaroid
그게 때로는 better than the 4K cam
– Bu bazen 4K kameradan daha iyidir
흐릿한 내 마음을 아름답게 해
– Puslu kalbimi güzelleştir
I just wanna love myself
– Sadece kendimi sevmek istiyorum
난 좋을 때도 나쁠 때도, love my weakness
– Zayıflığımı seviyorum, iyi olduğumda ve kötü olduğumda.
화려했던 기대와는 달리 왠지
– Parlak olan beklentilerin aksine, bir şekilde
볼품없다 해도, find the good parts, the good parts
– iyi parçaları bul, iyi parçaları
Like a film, 아련히 남을 오늘을 wanna share
– Bir film gibi, bugün paylaşmak istiyorum
좀 흐릿한 나 창핀한, reels
– Biraz puslu veya utanç verici, makaralar
마주 볼 courage 그거면 충분해
– bununla yüzleşecek cesaret yeter.
‘Cause I don’t want to blame my weakness
– Çünkü zayıflığımı suçlamak istemiyorum
있는 그대로의 나를 사랑할래
– Beni olduğun gibi sevmeni istiyorum.
화려했던 기대와는 달리 왠지
– Parlak olan beklentilerin aksine, bir şekilde
볼품없다 해도, love my bad parts, my bad parts
– kötü yanlarımı seviyorum, kötü yanlarımı
(Oh-ooh-ooh-ooh)
– (Oh-ooh-ooh-ooh)
Good, good (oh-ooh-ooh-ooh)
– Güzel, güzel (oh-ooh-ooh-ooh)
Good, good (oh-ooh-ooh-ooh)
– Güzel, güzel (oh-ooh-ooh-ooh)
실수해도 좋아, find the good parts
– Bir hata yapabilir, iyi parçaları bulabilirsin
(Oh-ooh-ooh-ooh)
– (Oh-ooh-ooh-ooh)
Good, good (oh-ooh-ooh-ooh)
– Güzel, güzel (oh-ooh-ooh-ooh)
Good, good (oh-ooh-ooh-ooh)
– Güzel, güzel (oh-ooh-ooh-ooh)
이대로도 좋아, find the good parts
– iyi parçaları bulun
Good, good (oh-ooh-ooh-ooh)
– Güzel, güzel (oh-ooh-ooh-ooh)
Good, good (oh-ooh-ooh-ooh)
– Güzel, güzel (oh-ooh-ooh-ooh)
실수해도 좋아, find the good parts
– Bir hata yapabilir, iyi parçaları bulabilirsin
LE SSERAFIM – Good Parts (when the quality is bad but I am) Korece Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.