Tyler, The Creator – See You Again İngilizce Şarkı Sözleri & Türkçe Çevirisi

Video Klip

Şarkı Sözleri

Okay, okay, okay, okay, okay, okay, o-
– Tamam, tamam, tamam, tamam, tamam, tamam, o-

You live in my dream state
– Sen benim rüya halimde yaşıyorsun
Relocate my fantasy
– Fantezimin yerini değiştir
I stay in reality
– Gerçekte kalıyorum
You live in my dream state
– Sen benim rüya halimde yaşıyorsun
Any time I count sheep
– Ne zaman koyun saysam
That’s the only time we make up, make up
– Sadece o zaman barışırız, barışırız
You exist behind my eyelids, my eyelids
– Göz kapaklarımın arkasında varsın, göz kapaklarımın
Now, I don’t wanna wake up
– Şimdi, uyanmak istemiyorum

20/20, 20/20 vision
– 20/20, 20/20 vizyon
Cupid hit me, cupid hit me with precision, eye
– Aşk tanrısı bana vurdu, aşk tanrısı bana hassas bir şekilde vurdu, göz
Wonder if you look both ways when you cross my mind
– Aklımdan geçtiğinde her iki tarafa da bakıp bakmadığını merak ediyorum
I said, I said
– Dedim, dedim
I’m sick of, sick of, sick of, sick of chasing
– Bıktım, bıktım, bıktım, kovalamaktan bıktım
You’re the one that’s always running through my daydreams, I
– Her zaman hayallerimin içinden geçen sensin, ben
I can only see your face when I close my eyes
– Yüzünü ancak gözlerimi kapattığımda görebiliyorum.
So…
– Böyle…

Can I get a kiss?
– Bir öpücük alabilir miyim?
And can you make it last forever?
– Ve sonsuza dek sürmesini sağlayabilir misin?
I said I’m ’bout to go to war (Uh-huh)
– Savaşa gideceğimi söyledim (Uh-huh)
And I don’t know if I’ma see you again
– Ve seni tekrar görecek miyim bilmiyorum
Can I get a kiss? (Can I?)
– Bir öpücük alabilir miyim? (Yapabilir miyim?)
And can you make it last forever? (Can you?)
– Ve sonsuza dek sürmesini sağlayabilir misin? (Yapabilir misin?)
I said I’m ’bout to go to war (I’m ’bout to)
– Savaşa gitmek üzereyim dedim (savaşa gitmek üzereyim)
And I don’t know if I’ma see you again
– Ve seni tekrar görecek miyim bilmiyorum
Ugh, switch it up
– Değiştir şunu.

I said, okay, okay, okay, okey-dokey, my infatuation
– Dedim ki, tamam, tamam, tamam, tamam-tamam, aşkım
Is translating to another form of what you call it? (Love)
– Sizin deyiminizle başka bir biçime çevirmek mi? (Aşk)
Oh yeah, oh yeah, oh yeah, I ain’t met you, I’ve been looking
– Oh evet, oh evet, oh evet, seninle tanışmadım, bakıyordum
Stop the waiting ‘fore I stop the chasing, like an alcoholic
– Bir alkolik gibi kovalamayı durdurana kadar beklemeyi bırak
“You don’t understand me”—what the fuck do you mean?
– “Beni anlamıyorsun”- ne demek istiyorsun?
It’s them rose-tinted cheeks, yeah, it’s them dirt-colored eyes
– Onlar gül rengi yanaklar, evet, onlar toprak rengi gözler
Sugar-honey iced tea, bumblebee on the scene
– Şeker-bal buzlu çay, olay yerinde yaban arısı
Yeah, I’d give up my bakery to have a piece of your pie
– Evet, pastanenden bir parça almak için pastanemden vazgeçerdim.
Ugh!
– Ahh!

20/20, 20/20 vision
– 20/20, 20/20 vizyon
Cupid hit me, cupid hit me with precision, eye
– Aşk tanrısı bana vurdu, aşk tanrısı bana hassas bir şekilde vurdu, göz
Wonder if you look both ways when you cross my mind
– Aklımdan geçtiğinde her iki tarafa da bakıp bakmadığını merak ediyorum
I said, I said
– Dedim, dedim
I’m sick of, sick of, sick of, sick of chasing
– Bıktım, bıktım, bıktım, kovalamaktan bıktım
You’re the one that’s always running through my daydreams, I
– Her zaman hayallerimin içinden geçen sensin, ben
I can only see your face when I close my eyes
– Yüzünü ancak gözlerimi kapattığımda görebiliyorum.
So…
– Böyle…

Can I get a kiss? (Can I get a kiss?)
– Bir öpücük alabilir miyim? (Bir öpücük alabilir miyim?)
And can you make it last forever? (Make it last forever)
– Ve sonsuza dek sürmesini sağlayabilir misin? (Sonsuza dek sürmesini sağla)
I said I’m ’bout to go to war (‘Bout to go to war)
– ‘Savaşa gitmek üzereyim’ dedim (‘Savaşa gitmek üzereyim)
I don’t know if I’ma see you again (See you again)
– Seni tekrar görecek miyim bilmiyorum (Tekrar görüşürüz)
Can I get a kiss? (Can I?)
– Bir öpücük alabilir miyim? (Yapabilir miyim?)
And can you make it last forever? (Can you?)
– Ve sonsuza dek sürmesini sağlayabilir misin? (Yapabilir misin?)
I said I’m ’bout to go to war (‘Bout to)
– Savaşa gitmek üzereyim dedim (Savaşa gitmek üzereyim)
And I don’t know if I’ma see you again
– Ve seni tekrar görecek miyim bilmiyorum

Okay, okay, okay, okay, okay, okay, okay, o—
– Tamam, tamam, tamam, tamam, tamam, tamam, tamam, o—
(La la, la la la la, la la)
– (La la, la la la la, la la)
Okay, okay, okay, okay, okay, okay, okay, o—
– Tamam, tamam, tamam, tamam, tamam, tamam, tamam, o—
(La la, la la la, la la)
– (La la, la la la, la la)
Okay, okay, okay, okay, okay, okay, okay, o—
– Tamam, tamam, tamam, tamam, tamam, tamam, tamam, o—
(La la, la la la la, la la
– (La la, la la la, la la
La la, la la la la)
– La la, la la la la)
One more time?
– Bir kez daha mı?


Tyler

Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler: