Bideo-Klipa
Hitzak
(Bir, iki, üç)
– (Bat, bi, hiru)
Neden tutunuyorsun
– Zergatik eusten diozu
Bu kadar sıkı
– Oso estua da
Sarktığım halata
– Zintzilikatzen dudan soka
Çıkmak için bu adadan?
– Irla honetatik ateratzeko?
Bu bir kaçış planıydı (Bu bir kaçış planıydı)
– Ihesaldi bat izan zen (ihesaldi bat izan zen)
Dikkatlice zamanladım
– Kontuz ibili naiz
Bu yüzden bırak gideyim
– Utzidazu joaten
Ve dalayım aşağıdaki dalgalara
– Eta utzi olatuetan murgiltzen
Kim bakar bostanlara?
– Nork zaintzen ditu euskaldunak?
Kim onarır çatıları?
– Nork konpontzen ditu teilatuak?
Duygusal işkence
– Tortura emozionala
Tahtının başından
– Tronuaren burutik
Kim getirir suyu
– Nork ekartzen du ura
Dağ başındaki kaynaktan?
– Iturritik mendira?
Ve aynı yolu tekrar döner
– Eta berriro ere berdin
Sözlerini ve onların keskin acısını hissetmek için?
– Bere hitzak eta bere mina sentitzeko?
Ve bıktım usandım artık
– Eta nazkatuta nago
Gözlerimdeki kılcal damarlar patlıyor
– Begietako kapilarrak lehertu egiten zaizkit
Aşkımız ölseydi, en kötü şey bu mu olurdu?
– Gure maitasuna hiltzen bada, hori izango litzateke okerrena?
Kurtarıcım olduğunu düşündüğüm birine göre
– Nire salbatzailea zela uste nuen norbaiten arabera
Şüphesiz bir sürü iş yaptırtıyorsun bana
– Zalantzarik gabe lan asko egitera behartzen nauzu
Ellerimdeki nasırlar çatlıyor
– Eskuetan ditudan kallusak apurtzen ari dira
Aşkımız biterse, kötü bir şey mi olurdu bu?
– Gure maitasuna amaitzen bada, gauza txarra izango litzateke?
Ve sessizlik musallat yatak odamıza
– Eta isiltasunak gure logela estaltzen du
Çok fazla iş yaptırtıyorsun bana
– Lan gehiegi egitera behartzen nauzu
(Çok fazla iş yaptırtıyorsun bana)
– (Lan gehiegi egitera behartzen nauzu)
Özürler benim dilimden
– Barkatu nire hizkuntza
Seninkinden asla
– Inoiz ez zurea
Meşgul akan kadehi şapırdatmakla
– Lanpetuta edalontzia jariatzen
Ve çatalıyla saplamakla
– Eta sardexka batekin sastakatuz
Zeki bir adam olduğunu biliyorum (Zeki bir adam olduğunu biliyorum)
– Tipo azkarra zarela badakit(tipo azkarra zarela badakit)
Ve silah olarak kullanıyorsun
– Arma gisa erabiltzen duzu
Sahte beceriksizliğini
– Inkompetentzia faltsua
Bu kılık değiştirdiğin hakimiyetini
– Hau da zure dominion mozorrotuta
Eğer bir kızımız olsaydı
– Alaba bat izango bagenu
İzlerdim ve kurtaramazdım onu
– Ikusten nuen eta ezin nuen salbatu
Duygusal işkence
– Tortura emozionala
Tahtının başından
– Tronuaren burutik
Senin öğrettiğini yapardı
– Zuk irakatsi zeniona egingo zuen
Aynı zalim kaderi yaşardı
– Patu krudela izango zuen
Bu yüzden kaçmalıyım şimdi
– Horregatik ihes egin behar dut orain
Bu hatayı alabilmem için geri
– Itzul gaitezen akats hau egitera
En azından denemem gerek
– Saiatu beharko nuke behintzat
Gözlerimdeki kılcal damarlar patlıyor
– Begietako kapilarrak lehertu egiten zaizkit
Aşkımız ölseydi, en kötü şey bu mu olurdu?
– Gure maitasuna hiltzen bada, hori izango litzateke okerrena?
Kurtarıcım olduğunu düşündüğüm birine göre
– Nire salbatzailea zela uste nuen norbaiten arabera
Şüphesiz bir sürü iş yaptırtıyorsun bana
– Zalantzarik gabe lan asko egitera behartzen nauzu
Ellerimdeki nasırlar çatlıyor
– Eskuetan ditudan kallusak apurtzen ari dira
Aşkımız biterse, kötü bir şey mi olurdu bu?
– Gure maitasuna amaitzen bada, gauza txarra izango litzateke?
Ve sessizlik musallat yatak odamıza
– Eta isiltasunak gure logela estaltzen du
Çok fazla iş yaptırtıyorsun bana
– Lan gehiegi egitera behartzen nauzu
Bütün gün, her gün, terapist, anne, hizmetçi
– Egun osoa, egunero, terapeuta, ama, neskamea
Şehvetli, sonra bakire, hemşire sonra uşak
– Sentsuala, gero birjina, erizaina eta gero butler
Sadece bir uzantı, erkeğe hizmet için yaşayan
– Luzapen bat besterik ez, gizakiaren zerbitzura bizitzea
Parmağını hiç oynatmasın diye
– Hatza sekula mugitu ez dezan
7/24 bebek makinesi
– 24/7 haurrentzako makina
Pembe panjurlu ev hayallerini yaşasın diye
– Pink blinds etxe bat beraz, zure ametsak bizi ahal izango duzu
Bu bir sevgi göstergesi değil eğer onu zorlarsan
– Ez da maitasun seinale bat behartzen baduzu
Çok fazla iş yaptırıyorsun bana
– Lan gehiegi egitera behartzen nauzu
Bütün gün, her gün, terapist, anne, hizmetçi
– Egun osoa, egunero, terapeuta, ama, neskamea
Şehvetli, sonra bakire, hemşire sonra uşak
– Sentsuala, gero birjina, erizaina eta gero butler
Sadece bir uzantı, erkeğe hizmet için yaşayan
– Luzapen bat besterik ez, gizakiaren zerbitzura bizitzea
Parmağını hiç oynatmasın diye
– Hatza sekula mugitu ez dezan
7/24 bebek makinesi
– 24/7 haurrentzako makina
Pembe panjurlu ev hayallerini yaşasın diye
– Pink blinds etxe bat beraz, zure ametsak bizi ahal izango duzu
Bu bir sevgi göstergesi değil eğer onu zorlarsan
– Ez da maitasun seinale bat behartzen baduzu
Çok fazla iş yaptırıyorsun bana
– Lan gehiegi egitera behartzen nauzu
Gözlerimdeki kılcal damarlar patlıyor (Bütün gün, her gün, terapist, anne, hizmetçi)
– Begietako kapilarrak lehertu egiten zaizkit (egun Osoan, egunero, terapeuta, ama, neskamea)
Aşkımız ölseydi, en kötü şey bu mu olurdu? (Şehvetli, sonra bakire, hemşire sonra uşak)
– Gure maitasuna hiltzen bada, hori izango litzateke okerrena? (Sentsuala, gero birjina, erizaina eta gero butler)
Kurtarıcım olduğunu düşündüğüm birine göre (Sadece bir uzantı, erkeğe hizmet için yaşayan)
– Nire salbatzailea dela uste dudan norbaiten arabera (luzapen Bat besterik ez, gizakiaren zerbitzura bizi dena)
Şüphesiz bir sürü iş yaptırtıyorsun bana (Parmağını hiç oynatmasın diye)
– Zalantzarik gabe, lan asko eginarazten didazu (hatza inoiz mugitu ez dezan)
Ellerimdeki nasırlar çatlıyor (7/24 bebek makinesi)
– Nire eskuetako kallusak pitzadurak dira (24/7 haurtxo makina)
Aşkımız biterse, kötü bir şey mi olurdu bu? (Pembe panjurlu ev hayallerini yaşasın diye)
– Gure maitasuna amaitzen bada, gauza txarra izango litzateke? (Bere ametsak bizi ahal izateko, pertsiana arrosak dituen etxe bat)
Ve sessizlik musallat yatak odamıza (Bu bir sevgi göstergesi değil eğer onu zorlarsan)
– Eta isiltasuna gure logela jazartzen (ez da maitasun seinale bat behartzen baduzu)
Çok fazla iş yaptırtıyorsun bana
– Lan gehiegi egitera behartzen nauzu
