要疯了又翻到你紫色的外套
– Delirmek ve tekrar mor ceketine dönmek
舍不得丢掉怕你回来冷到
– Onu atmaya dayanamıyorum, çok soğuk döneceğinden korkuyorum.
霓虹的街 慌乱一撇
– Neon sokağı telaşlandı
再也没有忘掉雨中的夜
– Yağmurlu geceyi bir daha asla unutmadım
我也不会奢求你回来
– Geri dönmeni beklemeyeceğim.
我也不想和你 say goodbye
– Ben de sana veda etmek istemiyorum.
我也不会奢求你回来
– Geri dönmeni beklemeyeceğim.
只是思念汹涌又难捱(I still want you to stay)
– Sadece düşünceler kabarıyor ve zor (hala kalmanı istiyorum)
没能出现在你的眼前
– Gözlerinin önünde görünemedi.
我的悲伤被你藏在深夜
– Hüznüm gece geç saatlerde senin tarafından saklanıyor.
多少和你在一起的瞬间
– Seninle kaç dakika
毁灭
– yıkım
我的确想让你回来(I don’t wanna go)
– Gerçekten geri dönmeni istiyorum (gitmek istemiyorum)
回来(wanna go)
– Geri gel (gitmek istiyorum)
不要再次离开(I don’t wanna go)
– Bir daha gitme (gitmek istemiyorum)
离开 离开(wanna go)
– Bırak bırak (gitmek istiyorum)
What can I do
– Ne yapabilirim
What can I do
– Ne yapabilirim
What can I do
– Ne yapabilirim
我只能说我是爱情里的废材
– Ben sadece aşık bir atık malzeme olduğumu söyleyebilirim
我只能说我曾以为我看到你就以为你是我未来
– Sadece seni gördüğümü ve geleceğim olduğunu düşündüğümü söyleyebilirim.
想你就颓废 流泪 烂理由一大堆
– Seni özlersem çökerim ve ağlarım. Bir sürü kötü sebep var.
拨打你的电话的时候会烂醉
– Seni aradığımda sarhoş olacağım.
告诉我要往哪飞 我时刻都在准备
– Nereye uçacağımı söyle, her zaman hazırım.
我再也不想自己有任何的机会后悔
– Bir daha asla pişman olma şansım olmasını istemiyorum.
放开了手 you gotta go
– Elini bırak, gitmelisin.
我不是那种荒唐的人
– Ben gülünç biri değilim.
再说次别走
– Bir daha gitme
记忆不断的在眼前穿插
– Anılar sürekli önünüze serpiştirilir
安心地摸着你的脸颊
– Yanağına gönül rahatlığıyla dokun
你是否也会在深夜里想起我那么一刹那
– Gecenin bir yarısı beni de düşünüyor musun?
I’m on the way I’m on the way
– Yoldayım yoldayım
一个人睡 一个人醉
– Yalnız uyu ve yalnız sarhoş ol
不知道为什么能这样卸下了我的防备
– Neden gardiyanımı bu şekilde boşaltabildim bilmiyorum.
只是为什么会 比他 比他
– Sadece neden onu daha iyi misin?
比他会更好
– Ondan daha iyi olacak
悲伤 当然
– Tabii ki üzücü
不就是你一句滚蛋
– Sadece sen değil misin, defol buradan?
无话 不谈
– – Konuşacak bir şey
变成了各自另一半
– Onların diğer yarısı ol
我们 相反
– Biz tam tersiyiz
注定会被对方纠缠
– Birbirine dolanmak mukadder
当然 当然 当然
– Elbette elbette
I don’t wanna go, wanna go 不想你离开
– Gitmek istemiyorum, gitmek istiyorum gitmeni istemiyorum
其实我最在意的是你能释怀
– Aslında, benim en çok önemsediğim şey senin bırakabilmen.
I don’t wanna go, wanna go 我自己活该
– Gitmek istemiyorum, gitmek istiyorum, bunu hak ediyorum
其实我最在意的只是你的爱
– Aslında en çok değer verdiğim şey senin aşkın.
悲伤 当然
– Tabii ki üzücü
不就是你一句滚蛋
– Sadece sen değil misin, defol buradan?
无话 不谈
– – Konuşacak bir şey
变成了各自另一半
– Onların diğer yarısı ol
我们 相反
– Biz tam tersiyiz
注定会被对方纠缠
– Birbirine dolanmak mukadder
当然 当然 当然
– Elbette elbette
是我没种 让你独自一人悲痛
– Sakın üzülme seni yanlız bırak tohum yok çünkü
我们始终 却都忍不住了眼红
– Sürekli kıskanmaktan kendimizi alamıyoruz.
谁懂 谁能 听懂
– Kim anlar kim anlayabilir
慢慢出现在你的眼前
– Yavaşça gözlerinin önünde belirir
我的悲伤被你藏在深夜
– Hüznüm gece geç saatlerde senin tarafından saklanıyor.
多少和你在一起的瞬间
– Seninle kaç dakika
毁灭
– yıkım
我的确想让你回来(I don’t wanna go)
– Gerçekten geri dönmeni istiyorum (gitmek istemiyorum)
回来(wanna go)
– Geri gel (gitmek istiyorum)
不要再次离开(I don’t wanna go)
– Bir daha gitme (gitmek istemiyorum)
离开 离开(wanna go)
– Bırak bırak (gitmek istiyorum)
What can I do
– Ne yapabilirim
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.