I’m still the same 都好像沒有變
– Ben hala aynıyım, değişmemiş gibi görünüyor.
Nothing changed 還是討厭下雨天
– Hiçbir şey değişmedi ya da yağmurlu günlerden nefret etmedi
還是不愛認錯
– Hala itiraf etmekten hoşlanmıyorum.
脾氣是硬了點
– Öfke biraz zor.
這我都清楚但我沒有辦法改變
– Bunu biliyorum, ama değiştiremem.
我後悔高中花錢裝很吵的排氣管
– Lisede gürültülü bir egzoz borusu için para ödediğim için pişmanım.
想努力賺錢養妳 卻養成了壞習慣
– Seni büyütmek için para kazanmaya çalışıyorum, ama kötü alışkanlıklar var.
我還想帶妳到處晃晃到處帶妳玩
– Sana etrafı gezdirmek istiyorum. Sana etrafı gezdirmek istiyorum.
Cuz me without you it feels like
– Cuz me without you It feels like
情人節沒有愛人
– Bir sevgilisi olmadan Sevgililer Günü
像台相機沒有快門
– Deklanşörsüz bir kamera gibi
像張書桌沒有檯燈
– Lambasız bir masa gibi.
Cuz me without you it feels like
– Cuz me without you It feels like
A sentence without no spaces
– Boşluksuz bir cümle
It be like youtube without no playlist
– Hiçbir çalma listesi olmadan youtube gibi olacak
Or a chapter without no pages
– Ya da sayfaları olmayan bir bölüm
Cuz me without you it feels just wrong
– Çünkü sensiz ben sadece yanlış hissediyorum
I don’t wanna live without you
– Sensiz yaşamak istemiyorum
I dont wanna be alone and
– Yalnız kalmak istemiyorum ve
想念妳的每個角度
– Her açını özlüyorum
如果我們還能夠重來
– Eğer baştan başlayabilirsek,
Oh
– Ey
You dont know how I feel inside
– İçimde nasıl hissettiğimi bilmiyorsun.
So.
– Böyle.
I don’t wanna live without you
– Sensiz yaşamak istemiyorum
我沒有辦法
– Yapabileceğim bir şey yok.
Cuz I’ve been through that
– Çünkü yaşadığım bu
重蹈覆徹 I can’t do that
– Bunu bir daha yapamam.
沒得負責 oh damn too bad
– Kahretsin çok kötü, lanet olsun, çok kötü, lanet olsun, çok kötü, lanet olsun, çok kötü.
I need you right now yo where you at?
– Şu anda sana ihtiyacım var, Neredesin?
先把我的面子放兩邊
– Her iki tarafta da ilk benim resmimi koymak.
榨乾我就像搶劫
– İçimi boşaltmak beni soymak gibi.
Goddamn I got nothing left
– Lanet olsun, hiçbir şeyim kalmadı.
掉進去no fun down here
– Burada eğlence yok, burada eğlence yok, burada eğlence yok.
救救我 I call my friends
– Bana yardım et. Arkadaşlarımı ararım.
訴苦 說了好幾遍
– Birkaç kez şikayet ettim.
他們叫我振作點
– Kendimi toparlamamı söylediler.
I know man but I fuckin can’t
– Biliyorum dostum ama yapamam
幫我刪了instagram
– Benim için instagram’ı sil.
Your post I don’t wanna see
– Senin yazını görmek istemiyorum
想到妳曾經promise me
– Bir zamanlar bana söz verdiğini düşün.
我乾掉一支Hennessy
– Bir Hennessy alacağım.
I just wanna know baby why you gonna go
– Sadece bilmek istiyorum bebeğim neden gideceksin
我們之間太多 的我捨不得放手 yeah
– Aramızda çok fazla şey var. Gitmene izin veremem. evet.
失去妳就像失去我的麥克風
– Seni kaybetmek mikrofonumu kaybetmek gibidir.
我不要我的fans 不要IG的followers cuz
– Hayranlarımı istemiyorum, IG takipçilerini istemiyorum, çünkü.
I don’t wanna live without you
– Sensiz yaşamak istemiyorum
I don’t wanna be alone and
– Yalnız kalmak istemiyorum ve
想念妳的每個角度
– Her açını özlüyorum
如果我們還能夠重來
– Eğer baştan başlayabilirsek,
Oh
– Ey
You don’t know how I feel inside
– İçimde ne hissettiğimi bilmiyorsun.
So
– Böyle
I don’t wanna live without you
– Sensiz yaşamak istemiyorum
我沒有辦法
– Yapabileceğim bir şey yok.
I don’t wanna live without you
– Sensiz yaşamak istemiyorum
I don’t wanna be alone and
– Yalnız kalmak istemiyorum ve
想念妳的每個角度
– Her açını özlüyorum
如果我們還能夠重來
– Eğer baştan başlayabilirsek,
Oh
– Ey
You don’t know how I feel inside
– İçimde ne hissettiğimi bilmiyorsun.
So
– Böyle
I don’t wanna live without you
– Sensiz yaşamak istemiyorum
我沒有辦法
– Yapabileceğim bir şey yok.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.