Video Klip
Şarkı Sözleri
Is there nothing but the cold at the centre of a blackhole?
– Bir kara deliğin ortasındaki soğuktan başka bir şey yok mu?
Ooh, bitch
– Ooh, kaltak
The signal fire’s gonna burn out
– Sinyal ateşi sönecek
Through the sirens and the flares
– Sirenler ve işaret fişekleri aracılığıyla
I was swallowed by the storm clouds
– Fırtına bulutları tarafından yutuldum
Hail stones on a glass house
– Cam bir evde dolu taşlar
There were diamonds in the air
– Havada elmaslar vardı
And the oxygen left my chest
– Ve oksijen göğsümü terk etti
Lost souls trapped beneath this ceiling
– Bu tavanın altında kapana kısılmış kayıp ruhlar
It’s figure eight ’til the ghosts have been laid to rest
– Hayaletler dinlenene kadar sekiz rakamı var.
Pull it tight, try to stop this bleeding
– Sıkıca çekin, bu kanamayı durdurmaya çalışın
Stampede as the horrors run through my head
– Dehşet kafamın içinden geçerken izdiham
Death stared and I died a thousand times
– Ölüm baktı ve ben binlerce kez öldüm
Nightmares left a riot in my mind
– Kabuslar aklımda bir isyan bıraktı
Is today so hollow if there were no tomorrow?
– Yarın olmasaydı bugün bu kadar boş muydu?
Midnight, we cut the power lines
– Gece yarısı, elektrik hatlarını kestik.
No light but the fire in my eyes
– Gözlerimdeki ateşten başka ışık yok
Is today so hollow if there were no tomorrow?
– Yarın olmasaydı bugün bu kadar boş muydu?
Ooh, bitch
– Ooh, kaltak
Sick of living with the pain now
– Artık acıyla yaşamaktan bıktım
Someone take me for repair
– Biri beni tamir için götürsün
There’s a bitter taste in my mouth
– Ağzımda acı bir tat var
In the silence, there was ill health
– Sessizlikte, kötü sağlık vardı
Maybe life just isn’t fair
– Belki hayat adil değildir
Maybe I’m just fucking self-obsessed
– Belki de sadece kendime takıntılıyım
Don’t say I gotta chase this feeling
– Bu duyguyu kovalamam gerektiğini söyleme
Bullets hit, but it’s only gonna dent the vest
– Mermiler isabet etti, ama bu sadece yeleği ezecek
Wartime with the whole world sleeping
– Bütün dünya uyurken savaş zamanı
Bombs drop on the prison hope built instead
– Umut yerine inşa edilen hapishaneye bombalar düşüyor
Struck down
– Aşağı vurdu
Souls carried through an unknown universe
– Bilinmeyen bir evrende taşınan ruhlar
No service for the faithless, everything turns to dust
– Kafirlere hizmet yok, her şey toza dönüşüyor
Death stared and I died a thousand times
– Ölüm baktı ve ben binlerce kez öldüm
Nightmares left a riot in my mind
– Kabuslar aklımda bir isyan bıraktı
Is today so hollow if there were no tomorrow?
– Yarın olmasaydı bugün bu kadar boş muydu?
Midnight, we cut the power lines
– Gece yarısı, elektrik hatlarını kestik.
No light but the fire in my eyes
– Gözlerimdeki ateşten başka ışık yok
Is today so hollow if there were no tomorrow?
– Yarın olmasaydı bugün bu kadar boş muydu?
There were diamonds in the air
– Havada elmaslar vardı
And the oxygen left my chest
– Ve oksijen göğsümü terk etti
Is there anybody there?
– Orada kimse var mı?
I pray that I’ll be blessed
– Kutsanmam için dua ediyorum
Heaven to Earth, God only knows if we’re here in spirit
– Cennetten Dünyaya, Tanrı sadece burada ruh halinde olup olmadığımızı bilir
Chapter and verse, there’s nowhere to go when the sky is the limit
– Bölüm ve ayet, gökyüzü sınır olduğunda gidecek hiçbir yer yok
Reign, reign
– Saltanat, saltanat
Is there nothing but the cold at the centre of a blackhole?
– Bir kara deliğin ortasındaki soğuktan başka bir şey yok mu?
Heaven to Earth, God only knows if we’re here in spirit
– Cennetten Dünyaya, Tanrı sadece burada ruh halinde olup olmadığımızı bilir
Chapter and verse, nowhere to go when the sky is the limit
– Bölüm ve ayet, gökyüzü sınır olduğunda gidecek hiçbir yer yok