Video Klip
Şarkı Sözleri
Things fall apart
– Her şey dağılıyor
And time breaks your heart
– Ve zaman kalbini kırar
I wasn’t there, but I know
– Orada değildim, ama biliyorum
She was your girl
– O senin kızındı.
You showed her the world
– Ona dünyayı gösterdin
But fell out of love and you both let go
– Ama aşktan düştün ve ikiniz de bıraktınız
She was cryin’ on my shoulder
– Omzumda ağlıyordu.
All I could do was hold her
– Tek yapabildiğim onu tutmaktı.
Only made us closer until July
– Sadece Temmuz ayına kadar bizi daha da yakınlaştırdı
Now, I know that you love me
– Şimdi, beni sevdiğini biliyorum
You don’t need to remind me
– Bana hatırlatmana gerek yok.
I should put it all behind me, shouldn’t I?
– Hepsini arkamda bırakmalıyım, değil mi?
But I see her in the back of my mind
– Ama onu aklımın arkasında görüyorum
All the time
– Her zaman
Like a fever, like I’m burning alive
– Ateş gibi, diri diri yanıyormuşum gibi
Like a sign
– Bir işaret gibi
Did I cross the line?
– Çizgiyi aştım mı?
(Mm) Hmm
– (Mm) Hmm
Well, good things don’t last (Good things don’t last)
– İyi şeyler uzun sürmez (İyi şeyler uzun sürmez)
And life moves so fast (Life moves so fast)
– Ve hayat çok hızlı hareket ediyor (Hayat çok hızlı hareket ediyor)
I’d never ask who was better (I’d never ask who was better)
– Kimin daha iyi olduğunu asla sormazdım (kimin daha iyi olduğunu asla sormazdım)
‘Cause she couldn’t be (Couldn’t)
– Çünkü o olamazdı (Olamazdı)
More different from me (Different)
– Benden daha farklı (Farklı)
Happy and free in leather (Happy)
– Deride mutlu ve özgür (Mutlu)
And I know that you love me (You love me)
– Ve beni sevdiğini biliyorum (Beni seviyorsun)
You don’t need to remind me (Remind me)
– Bana hatırlatmana gerek yok (Hatırlat bana)
Wanna put it all behind me, but baby
– Hepsini geride bırakmak istiyorum ama bebeğim
I see her in the back of my mind (Back of my mind)
– Onu aklımın arkasında görüyorum (Aklımın arkasında)
All the time (All the time)
– Her zaman (Her zaman)
Feels like a fever (Like a fever), like I’m burning alive (Burning alive)
– Ateş gibi hissediyorum (Ateş gibi), canlı yanıyormuşum gibi (Canlı yanıyor)
Like a sign
– Bir işaret gibi
Did I cross the line?
– Çizgiyi aştım mı?
You say no one knows you so well (Oh)
– Kimsenin seni bu kadar iyi tanımadığını söylüyorsun (Oh)
But every time you touch me, I just wonder how she felt
– Ama bana her dokunduğunda nasıl hissettiğini merak ediyorum
Valentine’s Day, cryin’ in the hotel
– Sevgililer Günü, otelde ağlamak
I know you didn’t mean to hurt me, so I kept it to myself
– Beni incitmek istemediğini biliyorum, bu yüzden bunu kendime sakladım
And I wonder
– Ve merak ediyorum
Do you see her in the back of your mind in my eyes?
– Onu zihninin arkasında, benim gözlerimde görüyor musun?
You say no one knows you so well
– Kimsenin seni bu kadar iyi tanımadığını söylüyorsun.
But every time you touch me, I just wonder how she felt
– Ama bana her dokunduğunda nasıl hissettiğini merak ediyorum
Valentine’s Day, cryin’ in the hotel
– Sevgililer Günü, otelde ağlamak
I know you didn’t mean to hurt me, so I kept it to myself
– Beni incitmek istemediğini biliyorum, bu yüzden bunu kendime sakladım