Video Klip
Şarkı Sözleri
I’ve been thinking
– Düşünüyordum
That I got no idea what you’re thinking
– Ne düşündüğün hakkında hiçbir fikrim olmadığını
Are you happy? Are you sad?
– Mutlu musun? Üzgün müsün?
Are you always gonna hate me for that night in Tokyo?
– Tokyo’daki o gece için benden hep nefret mi edeceksin?
When it ended, I kinda hoped that it’d be open-ended
– Bittiğinde, açık uçlu olacağını umuyordum
But you never looked back
– Ama asla arkana bakmadın
Well, I guess you can’t hold on to something once you let it go
– Sanırım bir şeyi bıraktıktan sonra elinde tutamazsın.
But I know a place where we can be us
– Ama biz olabileceğimiz bir yer biliyorum
I know it ain’t real, but it’s real enough
– Gerçek olmadığını biliyorum, ama yeterince gerçek
From sun going down to sun coming up
– Güneşin batışından güneşin doğuşuna
It’s like you’re here with me
– Sanki burada benimle birliktesin
Whenever I close my eyes
– Ne zaman gözlerimi kapatsam
It’s taking me back in time
– Beni zamanda geriye götürüyor
Been drowning in dreams lately
– Son zamanlarda rüyalarda boğuluyorum
Like it’s 2019, baby
– Sanki 2019’daymış gibi bebeğim
Whenever I’m missing you
– Ne zaman seni özlesem
Call you up, but I can’t get through
– Seni çağırayım ama geçemiyorum.
Don’t know where you sleep lately
– Son zamanlarda nerede uyuduğunu bilmiyorum
But I’ll see you in my dreams, maybe
– Ama seni rüyalarımda göreceğim, belki
We can catch up, drive down our old street
– Arayı kapatıp eski sokağımıza gidebiliriz.
If all that we were is all that we’ll ever be
– Eğer olduğumuz tek şey, olacağımız tek şeyse
It’s bittersweet
– Acı tatlı
At least a girl can dream
– En azından bir kız hayal edebilir
I guess that I’m taking what I can get
– Sanırım alabileceğimi alıyorum.
‘Cause I don’t get nothing new from your friends
– Çünkü arkadaşlarından yeni bir şey alamıyorum.
If you got the harder side of the break
– Eğer molanın daha zor tarafına sahip olursan
Then why is it harder for me to take?
– O zaman neden almak benim için daha zor?
There’s so much I might never get to say-ay
– Asla söyleyemeyeceğim o kadar çok şey var ki -ay
But I know a place where we can be us
– Ama biz olabileceğimiz bir yer biliyorum
I know it ain’t real, but it’s real enough
– Gerçek olmadığını biliyorum, ama yeterince gerçek
From sun going down to sun coming up
– Güneşin batışından güneşin doğuşuna
It’s like you’re here with me
– Sanki burada benimle birliktesin
Whenever I close my eyes
– Ne zaman gözlerimi kapatsam
It’s taking me back in time
– Beni zamanda geriye götürüyor
Been drowning in dreams lately
– Son zamanlarda rüyalarda boğuluyorum
Like it’s 2019, baby
– Sanki 2019’daymış gibi bebeğim
Whenever I’m missing you
– Ne zaman seni özlesem
Call you up, but I can’t get through
– Seni çağırayım ama geçemiyorum.
Don’t know where you sleep lately
– Son zamanlarda nerede uyuduğunu bilmiyorum
But I’ll see you in my dreams, maybe
– Ama seni rüyalarımda göreceğim, belki
We can catch up, drive down our old street
– Arayı kapatıp eski sokağımıza gidebiliriz.
If all that we were is all that we’ll ever be
– Eğer olduğumuz tek şey, olacağımız tek şeyse
It’s bittersweet
– Acı tatlı
At least a girl can dream
– En azından bir kız hayal edebilir
I know it’s only in my mind (Ooh)
– Sadece aklımda olduğunu biliyorum (Ooh)
Playin’ three nights on the stereo
– Müzik setinde üç gece çalıyorum
Like a movie scene, DiCaprio
– Bir film sahnesi gibi, DiCaprio
Oh, I put my makeup on just to fall asleep (Ah)
– Oh, sadece uykuya dalmak için makyajımı yaptım (Ah)
It’s like you’re here with me
– Sanki burada benimle birliktesin
Whenever I close my eyes
– Ne zaman gözlerimi kapatsam
It’s taking me back in time
– Beni zamanda geriye götürüyor
Been drowning in dreams lately
– Son zamanlarda rüyalarda boğuluyorum
Like it’s 2019, baby
– Sanki 2019’daymış gibi bebeğim
Whenever I’m missing you
– Ne zaman seni özlesem
Call you up, but I can’t get through
– Seni çağırayım ama geçemiyorum.
Don’t know where you sleep lately
– Son zamanlarda nerede uyuduğunu bilmiyorum
But I’ll see you in my dreams, maybe
– Ama seni rüyalarımda göreceğim, belki
We can catch up, drive down our old street
– Arayı kapatıp eski sokağımıza gidebiliriz.
If all that we were is something we’ll never be
– Eğer olduğumuz tek şey asla olamayacağımız bir şeyse
It’s bittersweet
– Acı tatlı
Can we be friends at least?
– En azından arkadaş olabilir miyiz?
