Sam Hunt – Breaking Up Was Easy In The 90’s İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları

Lay it on, lay it on me
– Uzat, uzat beni

Bartender looks at me like
– Barmen bana şöyle bakıyor
“Pony up, man, we’re closin’ down”
– “Midilli Yukarı, dostum, aşağı iniyoruz”
I paid the tab, and I turned around
– Hesabı ödedim ve arkamı döndüm
Got on that phone on the way home
– Bu telefonda eve gelirken aldım
And ended up down the rabbit hole again
– Ve yine tavşan deliğinden aşağı indi

It’s funny how you haven’t changed a bit
– Hiç değişmemen çok komik.
But you’re twice as pretty
– Ama sen iki kat daha güzelsin.
Glad you finally got to see New York City
– Sonunda New York’u gördüğüne sevindim.
And I know it’s not a race
– Ve bunun bir yarış olmadığını biliyorum
But it looks like you’re gettin’ over me
– Ama görünüşe göre beni unutuyorsun.
Faster than I’m gettin’ over you
– Seni unutmamdan daha hızlı
But hey, what you gon’ do?
– Ama hey, ne yapacaksın?

I’m sick of sittin’ at the house, dyin’ on my phone
– Evde oturmaktan, telefonumda ölmekten bıktım.
Wishin’ I was somewhere I can be alone
– Keşke yalnız kalabileceğim bir yerde olsaydım.
Try to let you go, somethin’ always reminds me
– Gitmene izin vermeye çalış, bir şey bana her zaman hatırlatıyor
I bet breakin’ up was easy in the ’90s
– Bahse girerim 90’larda ayrılmak kolaydı.

I’m tired of gettin’ drunk, tired of bein’ free
– Sarhoş olmaktan yoruldum, özgür olmaktan yoruldum
Tired of seein’ pictures I don’t wanna see
– Görmek istemediğim resimleri görmekten yoruldum.
Girl, you’re everywhere, everywhere but behind me
– Kızım, her yerdesin, her yerdesin ama arkamdasın
I bet breakin’ up was easy in the ’90s
– Bahse girerim 90’larda ayrılmak kolaydı.

Back then, I could’ve convinced myself
– O zamanlar kendimi ikna edebilirdim.
That maybe you called when I was out
– Belki ben dışarıdayken aramışsındır.
But you didn’t know what to say, so you didn’t leave a message
– Ama ne söyleyeceğini bilmiyordun, bu yüzden mesaj bırakmadın
And that you’re probably at home right now, sound asleep
– Ve muhtemelen şu anda evdesin, uyuyor gibisin
‘Cause goin’ out isn’t really your thing
– Çünkü dışarı çıkmak sana göre değil.
And I wouldn’t have a clue what you been up to lately
– Ve bir ipucu için neler yapıyordun son zamanlarda olmazdı
Or who you been up to it with
– Ya da kiminle uğraştığını
But when I don’t miss your calls, I miss you callin’
– Ama aramalarını kaçırmadığım zaman, aramanı özlüyorum.
And I go ’round and ’round again
– Ve yine ‘yuvarlak ve’ yuvarlak gidiyorum

I’m sick of sittin’ at the house, dyin’ on my phone
– Evde oturmaktan, telefonumda ölmekten bıktım.
Wishin’ I was somewhere I can be alone
– Keşke yalnız kalabileceğim bir yerde olsaydım.
Try to let you go, somethin’ always reminds me
– Gitmene izin vermeye çalış, bir şey bana her zaman hatırlatıyor
I bet breakin’ up was easy in the ’90s
– Bahse girerim 90’larda ayrılmak kolaydı.

I’m tired of gettin’ drunk, tired of bein’ free
– Sarhoş olmaktan yoruldum, özgür olmaktan yoruldum
Tired of seein’ pictures I don’t wanna see
– Görmek istemediğim resimleri görmekten yoruldum.
Girl, you’re everywhere, everywhere but behind me
– Kızım, her yerdesin, her yerdesin ama arkamdasın
I bet breakin’ up was easy in the ’90s
– Bahse girerim 90’larda ayrılmak kolaydı.

Modern love, it’s the modern hearts breakin’
– Modern aşk, modern kalpler kırılıyor
I’m just a product of my generation, and I
– Ben sadece kendi neslimin bir ürünüyüm ve ben
‘Bout had enough, watchin’ you gettin’ on with your life
– Bu kadar yeter, hayatına devam etmeni izlemek.

Baby, I’m sick of sittin’ at the house, dyin’ on my phone
– Bebeğim, evde oturmaktan, telefonumda ölmekten bıktım.
Wishin’ I was somewhere I can be alone
– Keşke yalnız kalabileceğim bir yerde olsaydım.
I try to let you go, and somethin’ always reminds me
– Gitmene izin vermek istiyorum … bir şeyler hatırlatır
(I bet breakin’ up was easy in the ’90s)
– (Bahse girerim 90’lı yıllarda ayrılmak kolaydı)

I’m tired of gettin’ drunk, tired of bein’ free
– Sarhoş olmaktan yoruldum, özgür olmaktan yoruldum
Tired of seein’ pictures I don’t wanna see
– Görmek istemediğim resimleri görmekten yoruldum.
Girl, you’re everywhere, everywhere but behind me
– Kızım, her yerdesin, her yerdesin ama arkamdasın
I bet breakin’ up was easy in the ’90s
– Bahse girerim 90’larda ayrılmak kolaydı.

Hearts breakin’
– Kalpler kırılıyor
I’m a product of my
– Ben bir ürünüm
Oh, a product of my generation, oh, and I
– Oh, benim neslimin bir ürünü, oh, ve ben
My baby, my baby
– Bebeğim, bebeğim




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın