Woah, yeah
– Vay, evet
First order of business, dawg, I gotta thank my mama
– İlk iş olarak anneme teşekkür etmeliyim dostum.
Second order of business, share the blessings, no more trauma
– İkinci dereceden iş, nimetleri paylaş, daha fazla travma yok
Third order of business, do good deeds and get good karma
– Üçüncü iş sırası, iyi işler yapın ve iyi karma elde edin
First order of business, get this money to my shorty
– İlk iş olarak, bu parayı bücürüme ver.
Loyalty and gratitude, the only thing you swear me
– Sadakat ve şükran, bana yemin ettiğin tek şey
Will you be the person that’s gon’ love me in my 40s?
– 40’lı yaşlarımda beni sevecek kişi sen olacak mısın?
First order of business, dawg, I gotta shake the toxic
– İlk iş emri, dostum, zehirden kurtulmam lazım.
All this back and forth, it’s weighing heavy on my conscience
– Bütün bunlar ileri geri, vicdanıma ağır geliyor.
When I met your sister, she said, “This nigga’s obnoxious”
– Kız kardeşinle tanıştığımda, “Bu zenci iğrenç” dedi.
Fuck the ones comin’ for me
– Olanlar geliyor bana Fuck
Can’t focus on the petty, they’ll come back and destroy me
– Küçüklere odaklanamazsam, geri dönüp beni yok edecekler.
Why she speakin’ anyway? She fuckin’ her employees
– Neden konuşuyor ki? Çalışanlarını sikiyor
I ain’t even asked, but the room was way too noisy
– Sormadım bile ama oda çok gürültülüydü.
Yeah
– Evet
First order of business, dawg, I gotta thank my mama
– İlk iş olarak anneme teşekkür etmeliyim dostum.
Second order of business, share the blessings, no more trauma
– İkinci dereceden iş, nimetleri paylaş, daha fazla travma yok
Third order of business, do good deeds and get good karma
– Üçüncü iş sırası, iyi işler yapın ve iyi karma elde edin
First order of business, get this money to my shorty
– İlk iş olarak, bu parayı bücürüme ver.
Loyalty and gratitude, the only thing you swear me
– Sadakat ve şükran, bana yemin ettiğin tek şey
Will you be the person that’s gon’ love me in my 40s?
– 40’lı yaşlarımda beni sevecek kişi sen olacak mısın?
Wake up in the morning, brush my teeth before I see my queen
– Sabah uyan, kraliçemi görmeden önce dişlerimi fırçala.
Wow, who are you? (Ka-boom) Bitch, I’m two-phone Baby Keem
– Vay canına, kimsin sen? Kaltak, ben iki telefonlu Bebeğim Keem.
I think you’re selfish, I like soul food
– Bence sen bencilsin, ruh yemeğini severim.
Pussy taste like soul food, that’s why you’ve been my go-to
– İşte bu yüzden son zamanlarda soul food gibi kızların tadına, bunun için-
And that’s my whole thing (that’s my thing), I do whole things (that’s my thing)
– Ve bu benim her şeyim (bu benim işim), her şeyi yapıyorum (bu benim işim)
She go both ways (that’s my thing), you had a hoe phase
– Her iki yöne de gidiyor (bu benim işim), bir çapa evreniniz vardı
Pussy good, so I come through on my worst days
– Kedi iyi, bu yüzden en kötü günlerimde boşalıyorum
Like I should, tell me if I’m understood
– Anlamam gerektiği gibi, anladıysam söyle.
Yeah
– Evet
First order of business, dawg, I gotta thank my mama
– İlk iş olarak anneme teşekkür etmeliyim dostum.
Second order of business, share the blessings, no more trauma
– İkinci dereceden iş, nimetleri paylaş, daha fazla travma yok
Third order of business, do good deeds and get good karma
– Üçüncü iş sırası, iyi işler yapın ve iyi karma elde edin
First order of business, get this money to my shorty
– İlk iş olarak, bu parayı bücürüme ver.
Loyalty and gratitude, the only thing you swear me
– Sadakat ve şükran, bana yemin ettiğin tek şey
Will you be the person that’s gon’ love me in my 40s?
– 40’lı yaşlarımda beni sevecek kişi sen olacak mısın?
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.