MIKA – Grace Kelly 英語 歌詞 土耳其 翻譯

I wanna talk to you
– Seninle konuşmak istiyorum
The last time we talked, Mr. Smith, you reduced me to tears
– En son konuştuğumuzda Bay Smith, beni gözyaşlarına boğdunuz.
I promise you it won’t happen again
– Bir daha olmayacak söz veriyorum

Do I attract you? Do I repulse you with my queasy smile?
– Seni çekiyor muyum? Kusacak gibi gülümsemem sana itici mi geliyorum?
Am I too dirty, am I too flirty? Do I like what you like?
– Çok mu kirliyim, çok mu cilveliyim? Beğendiğin şeyi beğendim mi?
I could be wholesome, I could be loathsome, I guess I’m a little bit shy
– Sağlıklı olabilirim, nefret dolu olabilirim, sanırım biraz utangaçım.
Why don’t you like me, why don’t you like me, without making me try?
– Neden benden hoşlanmıyorsun, neden denememe neden olmadan benden hoşlanmıyorsun?

I tried to be like Grace Kelly, mmh
– Grace Kelly gibi olmaya çalıştım.
But all her looks were too sad, aah
– Ama bütün bakışları çok üzgündü.
So I tried a little Freddie, mmh
– Ben de biraz Freddie’yi denedim.
I’ve gone identity mad!
– Kimliğimi deliye çevirdim!

I could be brown, I could be blue, I could be violet sky
– Kahverengi olabilirim, mavi olabilirim, mor gökyüzü olabilirim
I could be hurtful, I could be purple, I could be anything you like
– İncitici olabilirim, mor olabilirim, istediğin her şey olabilirim
Gotta be green, gotta be mean, gotta be everything more
– Yeşil olmalı, acımasız olmalı, her şey daha fazla olmalı
Why don’t you like me, why don’t you like me?
– Neden benden hoşlanmıyorsun, neden benden hoşlanmıyorsun?
Why don’t you walk out the door?
– Neden kapıdan çıkmıyorsun?

Getting angry doesn’t solve anything
– Sinirlenmek hiçbir şeyi çözmez.

How can I help it, how can I help it? How can I help what you think?
– Ne yapabilirim, nasıl yardımcı olabilirim? Düşündüğün şeye nasıl yardım edebilirim?
Hello my baby, hello my baby, putting my life on my brink
– Merhaba bebeğim, merhaba bebeğim, hayatımı eşiğime koyuyorum
Why don’t you like me, why don’t you like me? Why don’t you like yourself?
– Neden benden hoşlanmıyorsun, neden benden hoşlanmıyorsun? Neden kendinden hoşlanmıyorsun?
Should I bend over, should I look older, just to be put on your shelf?
– Eğileyim mi, daha yaşlı görüneyim mi, sırf senin rafına konayım diye?

I tried to be like Grace Kelly, mmh
– Grace Kelly gibi olmaya çalıştım.
But all her looks were too sad, aah
– Ama bütün bakışları çok üzgündü.
So I tried a little Freddie, mmh
– Ben de biraz Freddie’yi denedim.
I’ve gone identity mad!
– Kimliğimi deliye çevirdim!

I could be brown, I could be blue, I could be violet sky
– Kahverengi olabilirim, mavi olabilirim, mor gökyüzü olabilirim
I could be hurtful, I could be purple, I could be anything you like
– İncitici olabilirim, mor olabilirim, istediğin her şey olabilirim
Gotta be green, gotta be mean, gotta be everything more
– Yeşil olmalı, acımasız olmalı, her şey daha fazla olmalı
Why don’t you like me, why don’t you like me?
– Neden benden hoşlanmıyorsun, neden benden hoşlanmıyorsun?
Walk out the door!
– Kapıdan çık!

Say what you want to satisfy yourself, hey
– Kendini tatmin etmek istediğini söyle, hey
But you only want what everybody else says you should want
– Ama sen sadece herkesin istediğini söylemesini istiyorsun.
You want
– İstiyorsun

I could be brown, I could be blue, I could be violet sky
– Kahverengi olabilirim, mavi olabilirim, mor gökyüzü olabilirim
I could be hurtful, I could be purple, I could be anything you like
– İncitici olabilirim, mor olabilirim, istediğin her şey olabilirim
Gotta be green, gotta be mean, gotta be everything more
– Yeşil olmalı, acımasız olmalı, her şey daha fazla olmalı
Why don’t you like me, why don’t you like me?
– Neden benden hoşlanmıyorsun, neden benden hoşlanmıyorsun?
Walk out the door!
– Kapıdan çık!

I could be brown, I could be blue, I could be violet sky
– Kahverengi olabilirim, mavi olabilirim, mor gökyüzü olabilirim
I could be hurtful, I could be purple, I could be anything you like
– İncitici olabilirim, mor olabilirim, istediğin her şey olabilirim
Gotta be green, gotta be mean, gotta be everything more
– Yeşil olmalı, acımasız olmalı, her şey daha fazla olmalı
Why don’t you like me, why don’t you like me?
– Neden benden hoşlanmıyorsun, neden benden hoşlanmıyorsun?
Walk out the door!
– Kapıdan çık!

Uuh, ah
– Ah, ah
Humphry, we’re leaving
– Humphry, gidiyoruz.
Ca-ching!
– Ca-ching!




Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın