Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 16

adınıanmak (veya anmamak) * birinden söz etmek (veya etmemek).
adını bağışlamak * bir başkasından adınısöylemesini istemek.
adını bozmak * andına uymamak, andına aykırıdavranmak.
adınıkirletmek (veya lekelemek) * adının kötüye çıkmasına yol açmak.
adınıkoymak * karşılığınıveya fiyatınıkararlaştırmak.
adınıtaşımak * birinin adıyla anılmak, sahip olduğu adın sorumluluğunu yüklenmişolmak.
adınıvermek * birinin adını bildirmek.
* biri tarafından salık verildiğini söylemek.
adıyla sanıyla * bilinen ün ve niteliğiyle.
adî * Sıradan, hiçbir özelliği olmayan.
* Aşağılık, bayağı, alçak.
adî adım * Adımda uygunluk, beraberlik gerektirmeyen ve grup olarak yapılan bir tür yürüyüş.
adî defter * Bir işletmenin veya ticarethanenin yaptığı işlemlerinin muhasebe kayıtlarının geçirildiği ticarî defter.
adî kesir * Bayağıkesir.
adî suçlu * Basit suçları işleyen kimse.
adil * Adaletle işgören, adaletten, haktan ayrılmayan, hakkıyerine getiren, adaletli.
* Hakka uygun, haklı.
adilâne * Adalete uygun olarak, hakça.
adîleşme * Adîleşmek durumu.
adîleşmek * Adî bir duruma girmek, bayağılaşmak.
adîleştirme * Adîleştirmek işi.
adîleştirmek * Adîleşmesine yol açmak.
adîlik * Bayağılık, düşüklük, aşağılık.
adisyon * (lokanta, otel gibi yerlerde) Hesap.
adlandırılma * Adlandırılmak işi.
adlandırılmak * Ad vermek işi yapılmak.
adlandırma * Adlandırmak işi.
adlandırmak * Bir kimseyi veya bir şeyi kullanarak belli etmek, ad vermek, ad koymak, tesmiye etmek.
* Ad koyma, ad vermeyi sağlamak, tesmiye etmek.
adlanma * Adlanmak işi.
adlanmak * Kendisine ad verilmek.
* Kötü ün kazanmak.
adlaşma * Adlaşmak durumu.
adlaşmak * Ad durumuna gelmek.
adlaştırma * Adlaştırmak işi.
adlaştırmak * Ad durumuna getirmek.
adlı * Adı olan.
* Ünlü.
adlıadıyla * herkesin bilip tanıdığı biçimde.
adlısanlı * Ünlü.
adlî * Adaletle ilgili.
adlî makam * Adalet işlerinin görüldüğü ve sonuca bağlandığı kamuya ait yönetim yeri.
adlî merci * Adaletle ilgili sorunların çözümü için başvurulan resmî daireler.
adlî polis * Adliye içerisinde güvenliği sağlayıp adlî işlere yardımcı olan kolluk gücü.
adlî sicil * Bir kimsenin mahkûmiyetinin olup olmadığının anlaşılması için konulmuşolan kayıt yöntemi.
adlî tabip * Adlî tıpta görevli doktor.
adlî tatil * Her yıl 20 Temmuz ile 5 Eylül tarihleri arasında, kanunda yazılıdurumların dışında, hiçbir adlî işlemin
yapılmadığı süre.
adlî tıp * Tı bbın adalete yardım eden kolu; adaletin bu işle uğraşan kuruluşu.
adlî yıl * Mahkemelerin bir yıl içindeki çalışma süresi.
adlî zabıta * Bir suç sonrasısanığıve suç delillerini adlî yetkililere sunan kolluk kuvveti.
adliye * Hukuk ve adalet işlerini gören devlet kuruluşları.
* Hukuk ve âdalet işlerinin görüldüğü resmî yapı.
adliye encümeni * Adalet komisyonu.
adliye mahkemesi * Anayasa mahkemesi, genel mahkemeler, askerî ve idarî mahkemeler dışında kalan ve denetim mahkemesi
olan Yargıtay ile hüküm mahkemeleri.
adliye nezareti * Osmanlıİmparatorluğunda adliye teşkilâtının bağlı olduğu en üst makam.
adliye teşkilâtı * Yargı organlarıve bu organların birbirleriyle olan ilişkilerini, derecelerini, görev ve yetkilerini düzenleyen
ve yürüten mekanizmanın bütünü.
adliye vekâleti * Adalet bakanlığı.

Bir yanıt yazın