aliterasyon | * Şiir ve nesirde uyum sağlamak için söz başlarında ve ortalarında aynıünsüzün veya aynıhecelerin tekrarlanması. |
alivre | * Ürün daha tarladayken, yetiştiği zaman teslim edilmek üzere, önceden pey verilerek yapılan (satış). * Dağıtım, dağıtma. |
alivre satış | * Vadeli satış. |
aliyyülâlâ | * En güzel, en iyi, mükemmel. |
alizarin | * Kök boyası, kök kırmızısı. |
alize | * Tropikal bölgelerdeki denizlerde bütün yıl süresince düzenli esen birtakım rüzgârlar. |
Alka Evli | * Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri. |
alkali | * Alkali metallerin hidroksitleriyle amonyum hidroksitin genel adı. Bu maddelerde, asitlerin kırmızıya çevirmişolduğu bitkisel mavi rengi eski durumuna döndürme özelliği vardır. |
alkali metaller | * Oksitlenmelerini sodyum, lityum, potasyum, rubidyum, sezyum elementlerinin sağladığımetaller. |
alkalik | * Alkali ile ilgili olan veya içinde alkali bulunan, kalevî, antiasit. |
alkalimetre | * Bkz. alkalölçer. |
alkaloit | * Özellikleri ile alkalileri andıran organik madde. |
alkalölçer | * Alkalilerin saflık derecesini belirtmeye yarayan cihaz, alkalimetre. |
alkarna | * İstiridye, midye, tarak gibi kabuklu hayvanlarıavlamak için deniz dibini taramakta kullanılan, ağız kısmı demirden bir ağ. |
alkım | * Gök kuşağı. |
alkış | * Bir şeyin beğenildiğini, onaylandığınıanlatmak için el çırpma, alkışlama. |
alkışağası | * Padişahıalkışlamakla görevli kimse. |
alkışalmak | * çok beğenilmek. |
alkışkopmak | * birdenbire güçlü bir biçimde el çırpılmak. |
alkıştoplamak | * çok alkışlanmak. |
alkıştufanıkopmak | * sürekli ve coşkun alkış başlamak. |
alkıştutmak | * el çırparak veya topluca, yüksek sesle “yaşa”, “var ol” gibi sözler ile birini alkışlamak. * taraftar olmak belli bir görüşten yana olmak. |
alkışçı | * Alkışlayan (kimse). * Şakşakçı, dalkavuk, yüze gülücü, yağcı. |
alkışçılık | * Alkışçı olma durumu. |
alkışlama | * Alkışlamak işi. |
alkışlamak | * Bir şeyin beğenildiğini, onaylandığınıanlatmak için el çırpmak. * Beğenmek, takdir etmek. |
alkışlanma | * Alkışlanmak işi. |
alkışlanmak | * Alkışlamak işine konu olmak. |
alkil | * Alkol kökü. |
alkol | * Bira, şarap gibi sıvıların veya pancar, patates nişastasının şekere dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan glikoz çözeltilerin mayalaşmışözlerinin damıtılmasıyla elde edilen, kokulu, uçucu, yanıcı, renksiz sıvı, C2H5OH, ispirto, etanol, etil alkol. * Her türlü alkollü içki. |
alkolik | * Alkollü içkilere aşırıderecede düşkün olan (kimse). |
alkolizm | * Alkollü içkilere hastalık derecesinde düşkün olma durumu. |
alkollü | * Alkolden yapılmışveya içinde alkol bulunan. * İçkili. |
alkolölçer | * Sıvılardaki alkol oranınıölçmeye yarayan cihaz. |
Allah | * Kâinatta var olan her şeyin yaratıcısı, koruyucusu olduğuna ve tek olduğuna inanılan yüce ve üstün varlık, Yaradan, Tanrı, Rab, Mevlâ. * Allah adı bazı isim tamlamalarında tamlanan kelimeyi güçlendirir. * En büyük, en usta. |
Allah Allah! | * şaşma veya can sıkıntısıanlatan bir ünlem. * Türk askerinin hücum narası. |
Allah (bin bir) bereket versin | * bir kazanç karşısında durumundan hoşnut olmayı belirtir. |
Allah (seni) inandırsın | * inanılmasıpek kolay olmayan bir şey anlatılırken yemin yerine söylenir. |
Allah (veya Allahım) | * bir şey karşısında hayranlık veya yakarma bildirir. |
Allah acısınıunutturmasın | * Tanrı bu acıyıunutturacak daha büyük bir acı göstermesin. |
Allah akıl fikir versin (veya Allah akıllar versin) | * akılsızca bir davranışta bulunanlar için kullanılır. |
Allah aratmasın | * yakınılacak bir durumda “Tanrıdaha kötüsünü göstermesin” anlamında kullanılır. |
Allah artırsın | * (gerçek veya alay anlamında) Tanrıdaha çoğunu versin. |
Allah aşkına | * birlikte söylendiği sözün anlamına göre ant vermek veya yalvarmak için “Allah’ınıseversen” anlamında, şaşma, usanç bildirir. |
Allah bağışlasın | * (çocuğunu, sevdiğini) Tanrıkazadan, belâdan korusun, esirgesin. |
Allah bahtından güldürsün | * (evlenecek kız için) mutluluk dileğini belirtir. |
Allah bana, ben de sana | * şimdi sana borcumu ödeyecek param yok, kazanırsam öderim. |
Allah belâsınıversin | * ilenme sözü. |
Allah beterinden saklasın (veya esirgesin) | * Tanrıdaha kötü duruma düşürmesin. |
Allah bilir | * belli değil. * bana öyle geliyor ki. |
Kategoriler