Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 11

bakiye * Artık, artan, kalan, geri kalan.
* Kalıntı.
bakkal * Yiyecek, içecek ve başka ihtiyaç maddelerini perakende olarak satan kimse.
* Bu gibi şeylerin satıldığıdükkân.
bakkal çakkal * Bakkal ve benzeri işlerle uğraşan esnaf için küçümseme sözü.
bakkal defteri * Karışık, düzensiz yazılarla dolu defter.
bakkal kâğıdı * Kalın ve kaba kâğıt.
bakkala bırakma! * bir işi “bakalım!” diyerek savsaklamak isteyenlere söylenir.
bakkaliye * Bakkal dükkânında satılan şeyler.
* Büyük bakkal dükkânı.
bakkallık * Bakkalın işi.
bakkam * Bkz. bakam.
bakla * Baklagillerden, yurdumuzun her yerinde yetiştirilen, taneleri badıç içinde bulunan bir bitki (Vicia faba).
* Bu bitkinin yeşil ürünü veya kuru tanesi.
* Bir zinciri oluşturan halka veya parçalardan her biri.
bakla çiçeği * Sarımtırak eflâtuna çalan beyaz renkte olan bitki.
* Bu renkte olan.
bakla dökmek (veya atmak) * bakla ile fala bakmak.
bakla falı * Bakla taneleri ile bakılan bir fal türü.
bakla ıslanmamak * Bkz. ağzında bakla ıslanmamak.
bakla kadar * (bit, pire gibi küçük böcekler için) çok iri.
bakla kırı * Beyazıçoğalmış, beyazlamaya yüz tutmuşrenk.
* At donlarından koyu ve iri lekeli kır.
bakla oda nohut sofa * Bkz. nohut oda.
baklagiller * Bakla, fasulye, akasya, keçiboynuzu gibi, badıçlıpek çok sebze ve ağaçları içine alan, iki çenekli ayrıtaç
yapraklılardan büyük bir bitki familyası, bakliye.
baklalı * Baklası olan.
baklalık * Bakla tarlası.
baklamsı * Bakla biçiminde olan.
baklamsımeyve * Bkz. badıç.
baklan * Anguta benzeyen kırmızırenkli bir çeşit yaban kazı(Otis tarda).
baklava * Çok ince yufkadan yapılarak arasına kaymak, fıstık, ceviz, badem gibi şeyler konulan tatlı.
* Eşkenar dörtgen biçiminde olan nesne.
baklava açmak * baklava yapmak için gerekli olan ince yufkalarıhazırlamak.
baklava börek * (bir başka şeyle karşılaştırıldığında) çok kolay ve zevkli (iş).
* çok tokluk durumunda “baklava börek olsa yemem” biçiminde kullanılır.
baklava dilimi * Eşkenar dörtgen biçiminde olan.
baklavacı * Baklava yapan veya satan kimse.
baklavacılık * Baklava yapma veya satma işi.
baklavalı * İçinde baklava bulunan.
* İçinde baklava desenleri olan.
baklavalık * Baklava yapımında kullanılan veya baklava yapmaya elverişli olan.
baklayıağzından çıkarmak * sabrıtükenip o zamana kadar söylemediği şeyleri söylemeye başlamak.
* açık söylemekten kaçındığı bir sorunu sonunda açıklamak.
bakliyat * Baklagillerden elde edilen ürün.
bakliye * Bkz. baklagiller.
bakma * Bakmak işi.
bakmak * Bakışı bir şey üzerine çevirmek.
* Aramak.
* (yer için) Yüzü bir yöne doğru olmak.
* Bir şeyin gelişmesi veya iyi bir durumda kalması için emek vermek.
* Beslemek, geçindirmek.
* (bir iş) Birinden beklenmek.
* (hasta için) Muayene etmek, tedavi etmek.
* Yoklamak, incelemek, denemek.
* Bir işi yapmak, bir işi yapmakla görevli olmak.
* Yapılabilmesi bir şeye bağlı bulunmak.
* Gözetmek, ilgilenmek.
* Renklerde, Benzemek, andırmak.
* Önem vermek, önem vererek üzerinde durmak.
* Anlamak, farkına varmak.
* Başka bir şeyle ilgilenmeyip elindeki veya önündeki işle uğraşır olmak.
bakraç * Çoğunlukla bakırdan yapılan küçük kova.
* Bir bakracın alabildiği miktar.
baksana! baksanıza! * seslenme için kullanılır.
* dikkat çekmek sözü.
bakteri * Toprakta, suda, canlılarda bulunan, çürüme, mayalanma veya hastalıklara yol açan, küresel, silindirimsi,
kıvrık biçimde olan, bölünerek çoğalan, klorofilsiz, tek hücre canlı.
bakteridi * Şarbon hücresi gibi hareketsiz bakteri.
bakterigiller * Bakterilere verilen ad, bakterileri içine alan canlılar.
bakterisit * Canlıların vücudunda veya laboratuar deneylerinde bakterileri fiziksel, kimyasal etkiyle öldüren (etken).
bakteriyel * Bakterilerle ilgili.
bakteriyolog * Bakterilerle ilgili, bakteriyoloji alanında çalışan kimse.
bakteriyoloji * Bakterilerin ve genel olarak mikropların biçimlerini, niteliklerini inceleyen bilim.
bakteriyolojik * Bakteri bilimi ile ilgili.
bakteriyoskopi * Bakterilerin mikroskopla incelenmesi işlemi.
baktıkça alır * güzelliği birdenbire göze çarpmayan.
baktırma * Baktırmak işi.
baktırmak * Bakmasına yol açmak, bakmasını sağlamak.

Bir yanıt yazın