ballı börek | * Çok lezzetli. |
ballı börekli olmak | * çok iyi anlaşmak. |
ballıpasta | * Bal ile yapılmışveya içine bal konmuşpasta. |
ballı baba | * Ballı babagillerden, beyaz çiçekli ve çok yıllık otsu bir bitki (Lamiumalbum). |
ballı babagiller | * Nane, lâvanta çiçeği, kekik gibi kokulu bitkileri içine alan ve iki çenekli bitişik taç yapraklılardan oluşan bir familya. |
ballıdarı | * İncir. |
ballık | * Bal konulan kap. * Bağlarda görülen külleme hastalığı. * Ballı baba. |
ballıklı | * Ballık hastalığı olan. |
balo | * Danslıve resmî giyimli gece toplantısı. |
balo vermek | * baloyu hazırlamak, düzenlemek. |
balon | * Isıtılmışhava veya havadan daha hafif bir gazla doldurulan, atmosferde uçabilen, küre biçiminde araç. * Hava veya gazla doldurulmuş, kauçuktan yapılan çocuk oyuncağı. * Karnıyuvarlak ve şişkin, boynu dar cam kap. |
balon lâstik | * Bisikletlerde kullanılan bir lâstik türü. |
balon uçurmak | * ilgililerin ne diyeceklerini ve nasıl davranacaklarınıanlamak amacıyla aslı olmayan bir haber yaymak. |
baloncu | * Balon satan kimse. |
baloncuk | * Küçük balon. |
balonculuk | * Balon yapmak veya satmak işi. |
balonvari | * Balona benzer, balon gibi. |
balotaj | * Bir seçimde adaylardan hiçbirinin, gerekli oyu sağlayamamasıdolayısıyla seçimin sonuçsuz kalması. |
baloz | * Gemici, işçi gibi kimselerin eğlenmek için gittikleri içkili, danslıyer. |
balsam | * Bazıağaçlardan elde edilen, parfüm ve ilâçların yapımında kullanılan reçine, belsem. |
balsamlı | * Balsam içeren, antiseptik ve besleyici özelliği olan (ilâç, merhem vb.). |
balsıra | * Yaprakların üzerinde oluşan bir tür küf. * Bir tür kudret helvası. |
balta | * Kesmek, yarmak, yontmak gibi işlerde kullanılan ağaç saplı, demir araç. |
balta değmemiş(girmemişveya görmemiş) | * içinden hiç ağaç kesilmemiş, sık ve gür (orman, koru). |
balta olmak | * direnerek bir şey istemek, vakitli vakitsiz tedirgin etmek, asılmak, musallat olmak. |
balta vurmak | * balta ile kesmek, parçalamak. |
baltabaş | * Baş bodoslaması omurga hattına dikey olarak çelik lâmadan yapılmış(gemi). |
baltacı | * Balta yapan veya satan kimse. * Odun kırıcı. * Yangın söndürme kuruluşlarında balta kullanan er. * Önceleri sefer sırasında çalılık ve ormanlık yerleri temizlemek, yol açmak, çadırlarıkurup kaldırmak, yükleri bindirip indirmekle; sonralarıkızlar ağasına bağlı olarak sarayıkorumak ve sarayın dışhizmetlerini yapmakla görevli kimse. |
baltacık | * Küçük el baltası. * Değirmen taşının ortasında bulunan haç biçimindeki alet. |
baltadan kurtulmak | * kesilmemek. |
baltalama | * Baltalamak işi, sabotaj. * Bilinçli ve kasıtlı olarak, bir işi veya bir durumu bozarak zarara yol açan harekette bulunma, sabote etme. |
baltalamak | * Balta ile kesmek. * Bir işi, bilinçli ve kasıtlı olarak bozacak veya yıkacak davranışta bulunmak, sabote etmek. |
baltalayıcı | * Baltalama hareketini yapan kimse. |
baltalayıcılık | * Baltalama işini yapan kimse. |
baltalı | * Baltası olan. * Yollarıaçma ve düzenlemede balta ile donatılmışasker sınıfı. |
baltalık | * Sık sık kesimi yapılan orman. * Bir köyün odun ihtiyacını sağlamasına izin verilen koruluk veya orman bölgesi. |
baltasıkütükten çıkmak | * bir engelden, bir sıkıntıdan kurtulmak. |
baltayıtaşa vurmak | * farkında olmayarak birine dokunacak sözler söylemek, pot kırmak. |
Baltık | * Baltık denizine kıyısı olan ülkeler ve bu ülkelerin halkı. |
Baltık dilleri | * Baltık ülkelerinde konuşulan Hint-Avrupa dil grubu. |
baltrap | * Atıcılıkta hedef vazifesi gören plâkalarıhavaya fırlatan yaylıalet. |
balya | * Çember ve demir tellerle bağlanmışticaret eşyası. |
balya makinesi | * Değişik tarım ürünlerini ip ya da çember ile balyalama veya denkleme işini yapan alet. |
balya yapmak | * balyalamak. |
balyalama | * Balyalamak işi. |
balyalamak | * Balya yapmak, denk yapmak. |
balyalanma | * Balyalanmak işi. |
balyalanmak | * Balyalamak işi yapılmak. |
balyemez | * Eskiden kara ve deniz savaşlarında kullanılan, orta çapta, uzun menzilli tunçtan top. |
balyos | * Osmanlıİmparatorluğu döneminde Frenk ve özellikle Venedik elçilerine verilen ad. |
Kategoriler