Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 15

ballı börek * Çok lezzetli.
ballı börekli olmak * çok iyi anlaşmak.
ballıpasta * Bal ile yapılmışveya içine bal konmuşpasta.
ballı baba * Ballı babagillerden, beyaz çiçekli ve çok yıllık otsu bir bitki (Lamiumalbum).
ballı babagiller * Nane, lâvanta çiçeği, kekik gibi kokulu bitkileri içine alan ve iki çenekli bitişik taç yapraklılardan oluşan bir
familya.
ballıdarı * İncir.
ballık * Bal konulan kap.
* Bağlarda görülen külleme hastalığı.
* Ballı baba.
ballıklı * Ballık hastalığı olan.
balo * Danslıve resmî giyimli gece toplantısı.
balo vermek * baloyu hazırlamak, düzenlemek.
balon * Isıtılmışhava veya havadan daha hafif bir gazla doldurulan, atmosferde uçabilen, küre biçiminde araç.
* Hava veya gazla doldurulmuş, kauçuktan yapılan çocuk oyuncağı.
* Karnıyuvarlak ve şişkin, boynu dar cam kap.
balon lâstik * Bisikletlerde kullanılan bir lâstik türü.
balon uçurmak * ilgililerin ne diyeceklerini ve nasıl davranacaklarınıanlamak amacıyla aslı olmayan bir haber yaymak.
baloncu * Balon satan kimse.
baloncuk * Küçük balon.
balonculuk * Balon yapmak veya satmak işi.
balonvari * Balona benzer, balon gibi.
balotaj * Bir seçimde adaylardan hiçbirinin, gerekli oyu sağlayamamasıdolayısıyla seçimin sonuçsuz kalması.
baloz * Gemici, işçi gibi kimselerin eğlenmek için gittikleri içkili, danslıyer.
balsam * Bazıağaçlardan elde edilen, parfüm ve ilâçların yapımında kullanılan reçine, belsem.
balsamlı * Balsam içeren, antiseptik ve besleyici özelliği olan (ilâç, merhem vb.).
balsıra * Yaprakların üzerinde oluşan bir tür küf.
* Bir tür kudret helvası.
balta * Kesmek, yarmak, yontmak gibi işlerde kullanılan ağaç saplı, demir araç.
balta değmemiş(girmemişveya görmemiş) * içinden hiç ağaç kesilmemiş, sık ve gür (orman, koru).
balta olmak * direnerek bir şey istemek, vakitli vakitsiz tedirgin etmek, asılmak, musallat olmak.
balta vurmak * balta ile kesmek, parçalamak.
baltabaş * Baş bodoslaması omurga hattına dikey olarak çelik lâmadan yapılmış(gemi).
baltacı * Balta yapan veya satan kimse.
* Odun kırıcı.
* Yangın söndürme kuruluşlarında balta kullanan er.
* Önceleri sefer sırasında çalılık ve ormanlık yerleri temizlemek, yol açmak, çadırlarıkurup kaldırmak,
yükleri bindirip indirmekle; sonralarıkızlar ağasına bağlı olarak sarayıkorumak ve sarayın dışhizmetlerini yapmakla
görevli kimse.
baltacık * Küçük el baltası.
* Değirmen taşının ortasında bulunan haç biçimindeki alet.
baltadan kurtulmak * kesilmemek.
baltalama * Baltalamak işi, sabotaj.
* Bilinçli ve kasıtlı olarak, bir işi veya bir durumu bozarak zarara yol açan harekette bulunma, sabote etme.
baltalamak * Balta ile kesmek.
* Bir işi, bilinçli ve kasıtlı olarak bozacak veya yıkacak davranışta bulunmak, sabote etmek.
baltalayıcı * Baltalama hareketini yapan kimse.
baltalayıcılık * Baltalama işini yapan kimse.
baltalı * Baltası olan.
* Yollarıaçma ve düzenlemede balta ile donatılmışasker sınıfı.
baltalık * Sık sık kesimi yapılan orman.
* Bir köyün odun ihtiyacını sağlamasına izin verilen koruluk veya orman bölgesi.
baltasıkütükten çıkmak * bir engelden, bir sıkıntıdan kurtulmak.
baltayıtaşa vurmak * farkında olmayarak birine dokunacak sözler söylemek, pot kırmak.
Baltık * Baltık denizine kıyısı olan ülkeler ve bu ülkelerin halkı.
Baltık dilleri * Baltık ülkelerinde konuşulan Hint-Avrupa dil grubu.
baltrap * Atıcılıkta hedef vazifesi gören plâkalarıhavaya fırlatan yaylıalet.
balya * Çember ve demir tellerle bağlanmışticaret eşyası.
balya makinesi * Değişik tarım ürünlerini ip ya da çember ile balyalama veya denkleme işini yapan alet.
balya yapmak * balyalamak.
balyalama * Balyalamak işi.
balyalamak * Balya yapmak, denk yapmak.
balyalanma * Balyalanmak işi.
balyalanmak * Balyalamak işi yapılmak.
balyemez * Eskiden kara ve deniz savaşlarında kullanılan, orta çapta, uzun menzilli tunçtan top.
balyos * Osmanlıİmparatorluğu döneminde Frenk ve özellikle Venedik elçilerine verilen ad.

Bir yanıt yazın