Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 56

bez * Pamuk veya keten ipliğinden yapılan dokuma.
* Pamuktan, düz dokuma.
* Herhangi bir cins kumaş.
* Herhangi bir işiçin kullanılan dokuma.
* Gelişigüzel kumaşparçası, çaput.
* Bezden yapılmış.
bez * İçinden geçen kandan veya öz sudan bazımaddeler ayırarak salgı oluşturan organ, gudde.
bez bağlamak * bebeklere altlarınıkirletmesinler diye bez koymak.
bez tüyler * Bitkilerde salgıçıkaran tüyler.
bezci * Bez yapan veya alıp satan (kimse).
bezcilik * Bezcinin işi veya mesleği.
bezdirici * Usanç veren.
bezdirilme * Bezdirilmek işi veya durumu.
bezdirilmek * Bezmesine sebep olmak, bezmesine yol açmak.
bezdirme * Bezdirmek işi.
bezdirmek * Bıktırmak, usandırmak, bıkkınlık vermek.
beze * Yara veya çı ban sebebiyle vücudun herhangi bir yerinde oluşan şişkinlik.
* Bez (I).
beze * Hamur topağı, pazı.
beze * Yumurta akıve pudra şekeri ile yapılan bir çeşit kuru pasta.
bezek * Süs, ziynet.
* Bir eseri süslemeye yarayan motiflerin her biri.
bezekçi * Duvar ve tavanları boyayıp birtakım resim veya şekillerle süsleyen kimse, nakkaş.
* Gelinleri süsleyen kadın.
bezekleme * Bezeklemek işi.
bezeklemek * Süslemek, bezemek.
bezekli * Bezeği olan, süslü, süslenmiş.
bezeleme * Bezelemek işi.
bezelemek * Hamur topağıyapmak.
bezeli * Bezeği olan, bezekli.
bezelye * Baklagillerden, yurdumuzun her yanında yetiştirilen, tırmanıcı bir bitki (Pisum sativum).
* Bu bitkinin yuvarlak tanesi.
bezeme * Süsleme, tezyin.
* Süs, süsleyen şey.
bezemeci * Bezeme yapan oymacıveya nakkaş.
bezemecilik * Bezemecinin yaptığı iş.
bezemek * Süslemek, donatmak, tezyin etmek.
bezemeli * Süslü, dekoratif.
bezen * Bezek, süs.
bezeniş * Bezenme işi veya biçimi.
bezenme * Bezenmek işi veya durumu.
bezenmek * Bezemek işine konu olmak, süslenmek.
* Kendini bezemek, süslenmek.
bezetme * Bezetmek işi.
bezetmek * Bezeme yaptırmak, süsletmek.
bezeyici * Bezekleme yapan ressam, dekoratör.
bezeyiş * Bezeme işi veya biçimi.
bezgi * Süs, bezek.
bezgin * Yaşama veya işgörme isteğini yitirmiş.
bezginleşme * Bezginleşmek işi.
bezginleşmek * Bezgin duruma gelmek.
bezginlik * Bezgin olma durumu, usanç, yorgunluk.
bezi herkesin arşınına göre vermezler * genel kurallar kişilerin isteklerine göre bozulmaz.
bezik * İki, üç veya dört kişi arasında 96 kâğıtla oynanan bir çeşit iskambil kâğıdı oyunu.
bezilme * Bezilmek işi.
bezilmek * Bezmek işine konu olmak, bezmek durumuna gelinmek.
bezir * Keten tohumu.
* Bkz. bezir yağı.
bezir yağı * Keten tohumundan çıkarılan ve yağlı boya yapmak için içine renkli maddeler katılan, çabuk kurur bir yağ.
bezirgân * Tüccar.
* Alışverişte çok kâr amacını güden kimse.
* Mesleğini sadece kazanç için kullanan kimse.
* Yahudilere verilen ad.
bezirgânbaşı * Padişahın kullanacağıçuha, bez, tülbent gibi eşyaları sağlamak ve bunlarıkorumakla görevli kimse.
* Bir çocuk oyunu.
bezirgânlık * Bezirgâna yakışır davranış.

Bir yanıt yazın