Kategoriler
C SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük C Sayfa 26

curnal * Bkz. jurnal.
curnata * Bıldırcın sökünü.
cuşiş * Coşkunluk, coşma.
-cü * Bkz. -cı/ -ci.
cübbe * Hukukçuların, üniversitede belli bir aşamaya ulaşmış bilim adamlarının elbise üstüne giydikleri uzun,
yanları geniş, düğmesiz giysi.
cübbe gibi * çok genişve uzun (giysi).
cübbeci * Cübbe yapan ve satan kimse.
cübbeli * Cübbe giymişolan.
cüce * Boyu, normalden çok daha kısa olan (kimse).
* Gelişmemiş.
cüceleşme * Cüceleşmek durumu.
cüceleşmek * Cüce durumuna gelmek.
cücelik * Cüce olma durumu.
cücük * Filiz, tomurcuk.
* Kümes hayvanlarının yavrusu, civciv.
* Kuşyavrusu.
* Soğan, marul gibi katmerli bitkilerin en iç bölümü.
* Bir şeyin küçüğü veya onu andıran bir parçası.
cücüklenme * Cücüklenmek işi.
cücüklenmek * Filizlenmek.
cücükleşme * Cücükleşmek durumu.
cücükleşmek * Filizlenme durumu almak.
cüda * (yurt, baba ocağı gibi çok sevilen şeylerden) Ayrılmışolan, uzak kalmışolan.
cüda etmek * ayırmak.
cühelâ * Bilgisizler, cahiller.
-cük * Bkz. -cık /-cik.
-cül * Bkz. -cıl /-cil.
cülûs * Hükûmdarlık tahtına çıkma, tahta oturma.
cülûsiye * Hükümdarların cülûs törenlerinde dağıttığı bahşiş.
* Şairlerin tahta çıkan padişah için yazdığışiir.
cümbür cemaat * Toplu olarak, hepsi birden, cumhur cemaat.
cümbüş * Eğlenti.
* Maden gövdeli, tambura benzer bir saz.
* Canlılık, coşku.
cümbüşyapmak * toplu hâlde eğlenmek.
cümbüşçü * Cümbüşçalan (kimse).
cümbüşlü * Eğlentili, hareketli.
cümle * Dizge, sistem.
* Bir yargı bildirmek için tek başına çekimli bir fiil veya çekimli bir fiille kullanılan kelimeler dizisi, tümce.
* Bütün, hep, herkes.
cümle âlem * Herkes.
cümle bilgisi * Bir cümleyi oluşturan kelime ve kelime gruplarıarasındaki ilişkiyi inceleyen ve sınıflamalar yapan, dil
bilgisinin ana bölümlerinden biri, tümce bilgisi, söz dizimi.
cümle kapısı * Yapılarda ana kapı.
cümlecik * Önerme.
* Küçük cümle.
cümlenin ögeleri * cümlenin kuruluşunda başlıca görevleri yüklenmişolan kelimeler, özne, tümleç, yüklem.
cümlesi * Hepsi.
cümleten * Hep birden.
cümudiye * Buzul.
cünha * Cürüm derecesindeki suç, kabahatten ağır ve cinayetten hafif olan suç.
cünun * Delilik.
cünüp * Cinsel ilişkiden sonra, dinin buyurduğu biçimde henüz yıkanmadığı için temiz sayılmayan (kimse), cenabet.
cünüplük * Cünüp olma durumu.
cüppe * Bkz. cübbe.
cür’et * Yüreklilik, ataklık, cesaret.
* Düşüncesizce, saygıyıaşan davranış.
cür’et etmek * ataklık etmek, yüreklilikle davranmak.
cür’etkâr * Atak, cür’etli.
cür’etkârlık * Cür’etkâr olma durumu.
cür’etlenme * Cür’etlenmek durumu.
cür’etlenmek * Cür’etli davranmak.
cür’etli * Cür’eti olan.

Bir yanıt yazın