Kategoriler
Ç SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük Ç Sayfa 9

çamur kalemi* Heykeltıraşların çamura biçim verme sırasında kullandıklarışimşir araç.
çamura bulaşmak (veya batmak)* kirli ve uygunsuz bir işe karışmak.
çamura taşatmak* 343 çirkefe taşatmak.
çamura yatmak* borcunu ödememek, sözünü yerine getirmemek.
çamurcuk* Sazangillerden, sazandan küçük, eti tatsız bir göl ve bataklık balığı(Chrondrostoma nasus).
çamurcun* Anadolu ve Kuzey Afrika’da yaşayan bir tür ördek.
çamurdan çekip çıkarmak* birini kötü veya onurunu tehlikeye düşüren bir durumdan kurtarmak.
çamurlama* Çamurlamak işi.
* Yanmaya elverişli cevherin bir bölümünün eski üretim alanlarında bırakılmasısonucunda çıkması
muhtemel yangının önlenmesi işi.
çamurlamak* Çamur sürmek, çamurla sıvamak.
* Kötülemek.
çamurlanma* Çamurlanmak işi.
çamurlanmak* Üzerine çamur sürülmek.
çamurlaşma* Çamurlaşmak işi.
çamurlaşmak* Çamur durumuna gelmek.
* Sataşmaya koyulmak.
çamurlatma* Çamurlatmak işi veya biçimi.
çamurlatmak* Çamur sürdürmek, çamurla sıvatmak.
çamurlu* Çamur bulaşmış, üstünde veya içinde çamur bulunan.
çamurluk* Çamuru çok olan yer.
* Paçalarıçamurdan korumak için giyilen tozluk.
* Taşıtlarda tekerleklerin üst bölümünü örten parça.
* Ayakkabıların çamurunu kazımak için yapılarda girişkapısının önünde, yere çimento veya betonla
tutturulan, demirden yapılmıştürlü biçimlerdeki ayakkabısileceği.
çamurlukçu* Araçların çamurluklarınıyapan veya onaran kimse veya işyeri.
çamurlukçuluk* Çamurlukçunun işi veya mesleği.
çamursuz* Çamuru olmayan, üstünde çamur bulunmayan.
çamuru karnında, çiçeği burnunda* Bkz. çiçeği burnunda, çamuru karnında.
çan* İçinden sarkan tokmağının kenarlara vurmasıyla ses çıkaran madenden araç, kampana.
çan çalmak* herkese bildirmek.
çan çan* Çan sesine benzer ses çıkararak.
* Sürekli ve yüksek sesle edilen gevezelik.
çan çan etmek (ötmek veya konuşmak)* yüksek sesle sürekli gevezelik etmek.
çan çiçeği* Çan çiçeğigillerden, süs bitkisi olarak ekilen ve çiçekleri çan biçiminde olan bir bitki cinsi, Meryem ana
eldiveni (Campanella).
çan çiçeğigiller* Bitişik taç yapraklılardan, örneği çan çiçeği olan bir bitki familyası.
çan kulesi* İçinde çan bulunan uzun, yüksek yapı, kule.
çanak* Toprak, metal vb. den yapılmışyayvan, çukurca kap.
* Çiçeğin en dışında bulunan yeşil yaprakların tümü.
* Göz çukuru.
* Çevresine göre alçakta bulunan ve genellikle geniştekne biçiminde yer.
çanak ağızlı* Büyük ağızlı.
* Sırsaklamaz.
çanak anten* Belirli frekanslarda uzaydaki aktarıcıdan yapılan radyo ve televizyon yayınlarınıalmaya yarayan tepsi
biçiminde anten.
çanak çömlek* Topraktan yapılmıştürlü kaplar.
çanak tutmak (veya açmak)* davranışlarıveya sözleriyle kötü bir karşılığa yol açmak.
çanak üzengi* Basılan yeri, tabanın büyük bir bölümünü kaplayacak kadar genişüzengi.
çanak yalamak* dalkavukluk etmek.
çanak yalayıcı* Dalkavuk.
çanak yalayıcılık* Dalkavukluk.
çanak yalayıcılık etmek* dalkavukluk etmek.
çanak yaprağı* Çanağı oluşturan yaprakların her biri.
çanakçı* Çanak yapan veya satan kimse.
çanakçılık* Çanak yapma veya satma işi.
çanaklık* Gemi direklerindeki gözetleme yeri.
çanaksı* Çanağa benzeyen, çanak gibi.
çanaksıhücreler* Salgı olacağıvakit şişen ve belirli bir hacme geldiklerinde içlerindeki sıvısalgısını boşaltan bez hücreleri.
çancı* Çan yapan veya satan kimse.
* Çan çalmakla görevli kimse.
çancılık* Çancının işi veya mesleği.
çandı* Çivisiz, birbirine geçirilme yöntemine göre hazır kesilmişkereste.
* Tahta kapak veya tavan.
çandır* Karışık, melez.
* Aşılanmamış, yaban.
çangal* Ayakta güreşirken karşı güreşçinin koltuğu altından bir kolu sokarak bir ayakla o güreşçinin bir bacağına
çengel taktıktan sonra onu öne doğru eğip başıüzerinden atma oyunu, çelme takma.
çangal* Dallı budaklıağaç.
* Fasulye sırığı, sırık.

Bir yanıt yazın