çatallaştırma | * Çatallaştırmak işi. |
çatallaştırmak | * Çatallaşmasına yol açmak. |
çatallı | * Çatalı olan veya çatal durumunda olan. * İki veya daha çok ihtimali olan. * (ses için) Pürüzlü. |
çatallık | * Çatal konulan yer. |
çatana | * Filika büyüklüğünde, islimle işleyen deniz teknesi, küçük vapur, istimbot. |
çatanacı | * Çatana işleten kimse. |
çatapat | * Ayakla çiğnenince veya bir yere sürtülünce çat pat diye patlayan bir eğlence fişeği. |
çatı | * Bir yapının, bir evin damınıkuran parçaların bütünü. * Birbirine çatılmışçakılmışşeylerin bütünü. * Yapının tavanı ile damıarasındaki genellikle az kullanılan yer. * İnsan ve hayvanda iskeletin kuruluşu. * Barınılan, sığınılan yer. * Belli bir maksada yönelik kimselerin oluşturduğu kuruluş. * Özne veya nesne durumlarına göre, belirli çatıeklerinin fiil kök veya gövdelerine getirilen türev, bina: Sevinmek (sev-in-), sevdirmek (sev-dir-), sevindirmek (sev-in-dir-) gibi. * Bir yapıyıörten ve eğik yüzeyleri olan damın tahtadan iç yapısı. * Hikâye, roman, piyes gibi edebî türlerde olay kuruluşu, kurgu. |
çatıarası | * Tavanla çatıörtüsü arasında kalan boş bölüm, tavan arası. |
çatıekleri | * Fiil kök veya gövdelerinden dönüşlü, edilgen, işteş, ettirgen çatılar yapmaya yarayan ekler: (Sev-in-), (sev-il- ), (sev-iş-), (kapa-t-), (geç-ir-), (sev-dir-) gibi. |
çatıeteği | * Çatının, binanın dışduvarlarınıaşan, yağışlara karşıduvarın en üst bölümünü koruyan dışa uzanmışkısmı. |
çatıkaplayıcı | * İskele kurup ahşap çatıkaplamasınıve duvarlarıkeçe veya özel kâğıtlar ile kaplayan usta. |
çatıkatı | * Yapılarda çatı ile son kat arasında yapılan küçük kat. |
çatıkirişi | * Bir ucu tavanın üstüne bindirilen ve üzerine kiremit altıtahtalarının kaplandığı ana kiriş. |
çatıörtüsü | * Çatıların üstüne kiremit, çinko ve oluklu sac vb. ile kaplanan, tavana su geçmesini önleyen yapı bölümü. |
çatıpenceresi | * Tavan arasınıaydınlatmaya yarayan pencere veya camlıkapak. |
çatıcı | * Çatma işini yapan kimse. |
çatık | * Çatılmışolan. |
çatık çehre | * Çatık yüz. |
çatık kaş | * Kaşları birbirine çok yakın ve çatık olan (kimse). |
çatık surat | * Çatık yüz. |
çatık yüz | * Öfkeli yüz (çehre, surat). |
çatıklaşma | * Çatıklaşmak işi. |
çatıklaşmak | * Çatık duruma gelmek. |
çatıklık | * Çatık olma durumu. |
çatıldama | * Çatıldamak durumu. |
çatıldamak | * Çatık duruma gelmek. |
çatılı | * Çatısı olan (yapı). * Çatılmışolan. * Başına çatkı bağlanmışolan. |
çatılış | * Çatılmak işi veya biçimi. |
çatılma | * Çatılmak işi. |
çatılmak | * Çatmak işine konu olmak. |
çatınma | * Çatınmak işi. |
çatınmak | * Kaşlarınıçatıp surat asmak. |
çatır çatır | * Sert bir şey kırılırken, yanarken yerinden sökülürken veya sıkıştırılınca çıkan ses. * Zor kullanarak, baskıyaparak. * Güçlük çekmeden. |
çatır çatır çatlamak | * çok çatlamak. * çok kıskanmak. |
çatır çatır etmek | * çatır çatır ses çıkarmak. |
çatır çatır sökmek | * bir şeyi zorlayarak yerinden söküp çıkarmak. |
çatır çutur | * Bir şey kırılırken çıkan sesi anlatır. |
çatırdama | * Çatırdamak işi. |
çatırdamak | * Çatır diye ses çıkarmak. * Çökmeye, yok olmaya yüz tutmak, tehlikeli duruma düşmek. |
çatırdatma | * Çatırdatmak işi. |
çatırdatmak | * Bir şeyin çatır diye sesini çıkartmak. |
çatırtı | * Çatırdama sesi. |
çatırtılı | * Çatırtısı olan. |
çatısız | * Çatısı olmayan, üstü açık (ev, kulübe). |
çatış | * Çatmak işi veya biçimi. |
çatışık | * Birbirini tutmayan, birbirini çelen, birbirine uymayan, çelişik, mütenakız. |
çatışılma | * Çatışılmak işi. |
çatışılmak | * Çatışmak işi yapılmak. |
çatışkı | * Yasaların veya önermelerin kendi aralarında çelişikliği, antinomi. |
Kategoriler