çizgisel | * Çizgi ile gösterilmiş. |
çizgisiz | * Üzerinde çizgi olmayan. |
çizi | * Çizgi. * Saban demirinin toprakta bıraktığı iz. * Tutum, davranış. |
çizici | * Çizen. * Tarlada haşhaşkozalaklarınıafyon almak için çizen kimse. |
çizicilik | * Çizicinin işi. |
çizik | * Çizilmiş. * Çizgi. |
çizik çizik | * Çizikle dolu. |
çizikli | * Çizikleri olan. |
çiziktirme | * Çiziktirmek işi. |
çiziktirmek | * Çabucak çizmek. * Baştan savma yazmak. |
çizili | * Çizilmişolan. |
çiziliş | * Çizilmek işi veya biçimi. |
çizilme | * Çizilmek işi. |
çizilmek | * Çizmek işine konu olmak. |
çizim | * Belli bir kurala göre ve genellikle yalnız cetvel ve pergel yardımıyla bir şeklin çizilmesi. |
çizimci | * Çizim yapan kimse. |
çizin çizin | * Çizgi durumunda, sırayla. |
çizinti | * Ufak sıyrık. * Bir yazıda üzeri çizilen yer. |
çiziş | * Çizmek işi veya biçimi. |
çizme | * Koncu diz kapaklarına kadar çıkan bir çeşit ayakkabı. |
çizme | * Çizmek işi. |
çizmeci | * Çizme yapan veya satan kimse. |
çizmecilik | * Çizme yapma veya satma işi. |
çizmeden yukarıçıkmak | * bilmediği, aklının ermediği, yetkisi dışındaki bir işe karışmak. |
çizmek | * Çizgi çekmek. * Resmini yapmak, resmetmek. * Çizgiler hâlinde belirtmek, desenini yapmak. * Çizgi hâlinde berelemek. * Geçersiz kılmak için üzerine çizgi çekmek. |
çizmeleri çekmek | * bir işe girişmek. |
çizmeli | * Çizmesi olan. |
çoban | * Davar, koyun, keçi, sığır, manda sürülerini güdüp otlatan kimse. * Bkz. Çulpan. |
çoban aldı bağa gitti, kurt aldıdağa gitti | * malını, varlığını başkalarıkullandı, kendisine bir şey kalmadı. |
çoban böreği | * Haşlanmışpatateslerin sütle püre hâline getirilmesi, malzemenin doğranmışsoğanla kavrulması, üzerine et suyu, kıyma ve nane eklenerek pişirilmesiyle hazırlanan börek. |
çoban kebabı | * Taşkebabına benzeyen yoğurtlu et yemeği. |
çoban köpeği | * Sürüyü koruyan iri cins köpek. |
çoban kulübesinde padişah rüyası görmek | * içinde bulunduğu duruma uygun düşmeyen düşler kurmak. |
çoban merhemi | * Terementi ve mum yağı ile yapılmışyara merhemi. |
çoban salatası | * Domates, salatalık ve biberler küçük küçük doğranarak yapılan soğanlısalata. |
Çoban Yıldızı | * Venüs, Çulpan. |
çobanaldatan | * Çobanaldatangillerden, kanatlarısivri, kuyruğu uzun bir kuştürü, keçisağan, dağkırlangıcı(Caprimulgus europeus). |
çobanaldatangiller | * En iyi bilinen türü çobanaldatan olan, kuşlar sınıfının gök kuzgunumsular takımının bir familyası. |
çobançantası | * Turpgillerden, yemişleri torbayıandıran bir yaban bitkisi (Capsella bursa pastoris). |
çobandağarcığı | * Turpgillerden yabanî bir bitki, kuşekmeği (Thlaspi). |
çobandeğneği | * Kara buğdaygillerden, beyaz veya pembe çiçekli, yürek biçimi yapraklı, otsu bir kır bitkisi (Polygonum aviculare). |
çobandüdüğü | * İki çeneklilerden, sap ve yapraklarında keskin bir koku ve acı bir tat olan, nemli yerlerde yetişen bir bitki, meyhaneci otu (Asarum europaeum). |
çobanın gönlü olursa tekeden yağ(süt veya köremez) çıkarır | * bir işi bitirecek kişi, isterse olmayacak gibi görünen işlere çözüm yolu bulur. |
çobaniğnesi | * Itır çiçeği cinsinden kokulu bir bitki (Geranium). |
çobanlama | * Kır yaşantısının ve özellikle çobanların aşk ve yaşayışlarınıanlatan edebiyat türü, pastoral. |
çobanlık | * Çoban olma durumu veya çobanın gördüğü iş. * Çobana verilen ücret. |
çobanlık etmek | * çoban olarak çalışmak, hayvan gütmek. |
çobanpüskülü | * Çobanpüskülügillerden, bir süs bitkisi (llex aquifolium). |
çobanpüskülügiller | * İki çeneklilerden, örnek bitkisi çobanpüskülü olan bitki familyası. |
çobansüzgeci | * Yoğurt otu. |
Kategoriler