Kategoriler
D SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük D Sayfa 34

dertli * Derdi olan.
dertlilik * Dertli olma durumu.
dertop * Bir araya getirilerek, büzülerek.
dertop etmek * bir araya getirmek, toparlamak.
dertsiz * Derdi olmayan.
dertsiz başınıderde sokmak * bir derdi yokken gereksiz yere üzüntü veren bir işe girişmek.
dertsizlik * Dertsiz olma durumu.
deruhte * Üzerine alma, üstlenme.
deruhte etmek * üstlenmek.
derun * İç, içeri, öz.
* Gönül, yürek, ruh.
derunî * İçle ilgili, içten.
derviş * Bir tarikata girmiş, onun yasa ve törelerine bağlıkimse, alp eren.
* Alçak gönüllü ve her şeyi hoşgören kimse.
* Yoksulluğu, çilekeşliği benimsemişkimse.
* Kırlangıç balığının pek küçüğü.
dervişane * Dervişgibi, dervişe yakışan biçimde.
dervişçe * Dervişe yakışır (biçimde), dervişgibi; hoşgörülü.
dervişin fikri ne ise zikri de odur * insan, önem verip düşündüğü şeyi konuşmaktan kendini alamaz.
dervişlik * Dervişolma durumu.
derya * Deniz.
* Bilgili kimse.
* Bir şeyin bol olduğu yer.
derya gibi * çok bilgili.
* pek çok.
deryadil * Her şeyi hoşgören, çok sabırlı.
derz * Duvar taşlarının veya tuğlalarının harçla doldurulup üzerinden mala çekilerek düzeltilen aralığı.
Descartes’çı * Bkz. Dekartçı.
Descartes’çılık * Bkz. Dekartçılık.
desen * Tahta, çini, kumaş, kâğıt gibi yüzeylerin üzerinde varlıkları, nesneleri belirli çizgilerle gösterme, tasvir.
* Görsel bir etki yaratmak amacıyla yapılmışçizgi resimlerin hepsi.
* Desen yapma sanatı.
desenci * Desen ile uğraşan kimse.
desencilik * Desencinin işi veya mesleği.
desenleme * Desenlemek işi.
desenlemek * Desen yaparak çizmek.
desenli * Desenlerle süslü olan.
desenli kaplama * Ağacın yıl halkalarının kaplama yüzeyinde güzel görünüşlü çizgiler oluşturmasıyla elde edilen bir kaplama
türü.
desensiz * Üzerinde desen bulunmayan.
desibel * İşitme duyarlığınıölçmekte kullanılan bir âlet.
desigram * Bir gramın onda biri, dg.
desikatör * Kurutma kabı.
desilitre * Bir litrenin onda biri, dl.
desimetre * Bir metrenin onda biri, dm.
desinatör * Mesleği desen yapmak olan kimse.
* Endüstri, mimarlık vb.de desen yapan kimse.
desinatörlük * Desinatörün yaptığı iş.
desise * Aldatma, oyun, düzen, hile, entrika.
desister * Bir sterin onda biri, dst.
deskriptif * Tasvirî.
despot * Bir ülkeyi zora ve baskıya dayanarak yöneten kimse, müstebit.
* Ortodoks Rumların din başkanlarına verilen ad.
* Her istediğini ve dilediğini yaptırmak isteyen kimse, tiran.
despotça * Despota yakışan biçimde, despot gibi.
despotik * Despotça.
despotizm * Despotluk, istibdat.
despotluk * Despot olma durumu, müstebitlik, istibdat, despotizm.
* Bir ülkeyi zora, baskıya ve keyfe bağlıyönetme.
dessas * Düzenci, entrikacı.
destan * Tarih öncesi tanrı, tanrıça, yarıtanrıve kahramanlarla ilgili olağanüstü olaylarıkonu alan şiir, epope.
* Bir kahramanlık hikâyesini veya bir olayıanlatan, koşma biçiminde, ölçüsü on bir hece olan halk şiiri.
* ÇağdaşTürk edebiyatında biçim ve içerik yönünden, geleneksel destanlardan ayrılık gösteren uzun
kahramanlık şiiri.
destan düzmek * kahramanlık hikâyesi veya herhangi bir olayıanlatan şiir yazmak.
destan gibi * uzun yazılmış(mektup).
destan yaratmak * olağanüstü kahramanlık göstermek, yararlık göstermek.

Bir yanıt yazın