donam | * Bir evin kapı, pencere, tavan, döşeme gibi bölümleri. * Gemi ve sandalların donatılması. |
donama | * Süsleme, tezyin. |
donamak | * Süslemek, tezyin etmek. |
donanım | * Bir gemi direğine, bir yelkene veya başka bir parçaya bağlı bulunan halat ve makara gibi manevra araçları. * Tesisat, döşem. * Bir bilgisayarda bulunan fiziksel birimler. |
donanım kilidi | * Bilgisayarda bazıprogramların izinsiz kullanılmasınıengelleyen kilit. |
donanma | * Donanmak işi. * Bir devletin deniz kuvvetleri, savaşgemileri. * Belli bir amaçla kullanılan gemilerin bütünü. * Bayramlarda, sevinçli günlerde bayrak, ışık kullanarak, fişek yakarak yapılan şenlik. |
donanmak | * Giyinip kuşanmak, süslenmek. * Yayılıp kaplanmak. * Işıklıduruma gelmek, ışıklarla bezenmek. * Gerekli nesneler vb. bir araya getirilip süslenmek, gösterişli duruma getirilmek. |
donatı | * Donatmaya yarayan şeyler, teçhizat. |
donatılma | * Donatılmak işi. |
donatılmak | * Donatmak işine konu olmak veya donatmak işi yapılmak. |
donatım | * Donatma, teçhiz. * Bir fabrikayı, bir hava alanını, bir spor kuruluşunu veya bir askerî birliği etkinlik göstermesi için gerekli araç ve gereçlerle donatma. * Bir sanat eserinde ikinci derecede olan ayrıntılar, yardımcıögeler. |
donatımcı | * Bir film veya tiyatro eseri için gerekli sahne donatımı işini yöneten kimse. |
donatış | * Donatmak işi veya biçimi. |
donatma | * Donatmak işi, teçhiz. |
donatmak | * Birinin giyimini sağlamak. * Göz alıcışeyler kullanarak gösterişli bir duruma getirmek, süslemek. * Bir şeyin işgörebilmesi için gereken nesneleri, gereçleri katmak, teçhiz etmek. * Sövmek veya azarlamak. |
donattırma | * Donattırmak işi veya durumu. |
donattırmak | * Donatmak işini yaptırmak. |
donduraç | * Derin dondurucu, dipfriz. |
dondurma | * Dondurmak işi. * Şekerli sütün veya meyve sularının dondurulmasıyla hazırlanan soğuk yiyecek. |
dondurmacı | * Dondurma yapan veya satan kimse. * Dondurma satılan yer. |
dondurmacılık | * Dondurmacı olma durumu. * Dondurma yapma ve satma işi. |
dondurmak | * Donmasını sağlamak. * Bir şeyi değiştirilemez durumda tutmak. |
dondurucu | * Donmaya yol açan, donduran. * Çok soğuk, çok üşüten. |
dondurulma | * Dondurulmak işi. |
dondurulmak | * Dondurmak işine konu olmak veya dondurmak işi yapılmak. * Değişmez duruma getirilmek. |
dondurulmuş | * Buz durumuna getirilmiş. * Soğukta korunmuş, soğuktan katılaşmış. |
done | * Bkz. veri. |
donkişotluk | * Gereği yokken kahramanlık göstermeye kalkışma durumu. |
donlu | * Donu olan. |
donma | * Donmak işi. |
donma derecesi | * Bir maddenin akışkan durumdan katıduruma geçtiği (santigrat) derece. |
donma noktası | * Suyun donmaya başladığıderece. * Eriyik hâlde bulunan bir metalin kendi özelliğine bağlı olarak donmaya başladığı andaki ısıderecesi. |
donmak | * Soğuğun etkisiyle katıduruma gelmek, buz tutmak. * (canlılar) Yaşamınıyitirmek, soğuktan ölmek. * Çok üşümek. * (bitki için) Soğuktan zarar görmek; yararlanılmaz duruma gelmek. * Kimyasal bir etki ile katılaşmak. * Eriyik hâlde bulunan bir metalin katıhâle geçmeye başlamasıhâli. * Beklenmedik bir durum karşısında birden hareketsiz kalmak. * Gelişmemek, yeniliklere açık olmamak. |
donmuşsebze | * Daha sonra kullanılmak üzere bir kap içinde dondurulmuştaze sebze. |
donra | * Saç kepeği, kaşkonağı. * Kalınlaşmış, tabaka durumuna gelmişkir. |
donsuz | * Don giymemişolan. * Yoksul; serseri. |
donuk | * Parlaklığı olmayan, mat. * (göz için) Canlılığı olmayan, fersiz. * Canlılığı az olan, durgun, uyuşuk. |
donuk donuk | * Canlılığı olmayarak. * Rengini ve parlaklığınıyitirmiş, mat. |
donuklaşma | * Donuklaşmak durumu. |
donuklaşmak | * Donuk duruma gelmek. |
donuklaştırma | * Donuklaştırmak işi. |
donuklaştırmak | * Donuk duruma getirmek. |
donukluk | * Donuk olma durumu. |
donuna etmek | * donuna küçük veya büyük abdestini yapmak. |
donuna kaçırmak | * istemeyerek donuna küçük veya büyük abdestini yapmak. |
donuna yapmak (veya doldurmak) | * (çocuk) küçük veya büyük abdestini donuna etmek. * çok korkmak. |
donup kalmak | * Bkz. donakalmak. |
dopdolu | * Büsbütün dolu. |
doping | * Bir spor yarışmasısırasında vücuda üstün hareket ve enerji sağlamak için kullanılan uyarıcı ilâç. |
doping yapmak | * bazı bedensel özellikleri değiştiren veya çok artıran bir uyarıcımaddeyi çok az miktarda vermek. * uyarıcıetkide bulunmak. |
Kategoriler