Kategoriler
G SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük G Sayfa 23

geveleyiş * Gevelemek işi veya biçimi.
geven * Baklagillerden, çok yıllık, dikenli bir çalı; bazıtürlerinden kitre denilen zamk çıkarılır, keven (Astragalus).
gevenlik * Geveni çok olan yer.
geveze * Çok konuşan, çenesi düşük, lâfçı, lâfazan.
* Sır saklamayan, boş boğaz.
gevezelenme * Gevezelenmek işi.
gevezelenmek * Gevezelik etmek.
gevezelik * Geveze olma durumu, lâfazanlık.
* Düzensiz, gelişigüzel konuşma, yazma.
gevezelik etmek * saçma sapan konuşmak.
* yârenlik etmek.
gevher * Cevher.
geviş * (hayvan için) Çiğneme.
gevişgetirenler * Çift parmaklıhayvanların, sindirim organları gevişgetirmeye uygun olan alt takımı.
gevişgetirmek * yutmuşolduğu yiyeceği midesinden ağzına çıkarıp yeniden çiğnemek.
gevişgetirmeyenler * Çift parmaklılar takımına giren, mide yapıları basit olan bir alt takım.
gevme * Gevmek işi.
gevmek * Ağızda katı bir şey çiğnemek, gevişgetirmek.
gevrecik * Çok gevrek veya incecik.
* Çok taze, yumuşacık.
gevrek * Kolayca kırılıp ufalanan.
* (gülüşiçin) Şen, neşeli.
* Ağzın içinde kolayca parçalanıp dağılacak biçimde hazırlanmış bir tür çörek.
gevrek gevrek gülmek * kendine güvendiğini veya karşısındakini hafifsediğini anlatır.
gevrekçi * Gevrek yapan veya satan kimse.
gevrekçilik * Gevrekçinin işi veya mesleği.
gevreklik * Gevrek olma durumu.
gevreme * Gevremek işi.
gevremek * Kolay kırılır duruma gelmek.
* Ekin olgunlaşmak.
gevretilme * Gevretilmek işi.
gevretilmek * Gevremek işi yapılmak.
gevretme * Gevretmek işi.
gevretmek * Bir şeyin gevremesini sağlamak.
gevşek * Sıkıveya gergin olmayan, gevşemişolan.
* İlgisiz, kayıtsız.
* Cansız, hareketsiz, iradesiz.
gevşek ağızlı * Geveze, boş boğaz.
gevşek vurgu * Üzerinde vurgu olan bir ünlüden sonra, ünsüzle başlayan bir hecenin gelişiyle zayıflayan vurgu.
gevşeklik * Gevşek olma durumu.
* İlgisiz, kayıtsız davranış.
* Uyuşukluk, kesiklik, rehavet.
gevşeme * Gevşemek işi.
* İsteğin, çabanın, ciddiyetin azalması.
* Yüreğin atmasında kasılmadan sonra gelen dinlenme ve içine kan dolma dönemi.
* Gerilen kasların veya öfke, kaygı, korku gibi coşkularla artan ruhî gerilimin normal duruma gelmesi.
* Gerilmişvücut bölümlerinin, direnci olmadan, kendi ağırlıklarıyla, bazı hareketlerle yeniden kendi
durumuna gelmesi, gerilme karşıtı.
* Para piyasasında değer yitimi.
gevşemek * Sertlik ve gerginliği bozulmak.
* Çözülmek.
* Yumuşamak, yatışmak, sakinleşmek.
* Para piyasasında değer yitirmek.
* Sevmek, hoşlanmak.
gevşetilme * Gevşetilmek işi.
gevşetilmek * Bir şeyin gevşemesini sağlamak, bir şeyi gevşek duruma getirmek.
gevşetme * Gevşetmek işi.
gevşetmek * Sertlik ve gerginliğini bozmak.
* Rahatlatmak, sakinleştirmek.
gevşeyiş * Gevşemek işi veya biçimi.
geyik * Geyikgillerden, erkeklerinin başında uzun ve çatallı boynuzları olan memeli hayvan (Cervus elaphus).
* Karısının veya bir kadın yakınının ihanetine uğramışerkek.
geyik böceği * Geyik boynuzunu andıran sağlam çeneleriyle, orman ve tarım ağaçlarınıkemirerek beslenen, 20 ile 60 mm
boyunda kın kanatlı böcek (Lucanus cervus).
geyik böcekleri * Geyik böceği ve benzerlerini içine alan kın kanatlılar familyası.
geyik dikeni * Bkz. akdiken.
geyik etine girmek * (genç kız) erginlik çağına ermek.
geyik muhabbeti * Boşkonuşma.
geyik otu * Sedef otugillerden, bahçelerde süs olarak yetiştirilen ıtırlı bir bitki (Dictamnus fraxinella).
geyikdili * Eğrelti otugillerden, Kuzey ve BatıAnadolu’nun kıyıkesimlerinde yetişen, yapraklarıuzunca dil biçiminde
çok yıllık otsu bir bitki (Scolopendrium officinale).
geyikgiller * Gevişgetirenlerden geyik, alageyik, karaca gibi hayvanları içine alan bir familya.
geyikler kırkımında * hiçbir zaman olmayacak işler için söylenir.
geyşa * Dansçıve şarkıcıJapon kadını.
* Özel olarak konuk ağırlamak için yetiştirilmişJapon kadını.
gez * Okun, kirişe geçen ucundaki kertik.
* Tüfek, tabanca gibi ateşli silâhlarda namlunun gerisinde bulunan ve nişan alırken arpacıkla birlikte göz ile
hedef arasında aynıdoğru üzerine getirilen kertik.

Bir yanıt yazın