Kategoriler
G SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük G Sayfa 49

gözü kapalı * Düşünmeden, duraksamadan.
* Çevresinde olanlardan haberi olmayan.
gözü kapalı olmak * çevresinde olup bitenin farkına varmamak, ilgisiz kalmak.
gözü kara * Korkusuz.
gözü kaymak (veya kaçmak) * gözünde hafifçe şaşılık bulunmak.
* istemeyerek bakıvermak.
gözü keskin * Çok iyi gören.
gözü kesmek * bir işi yapabilme konusunda kendisine veya başkalarına güvenmek.
gözü kesmemek * bir işi yaparken kendine veya başkalarına güvenmemek.
* beğenip seçmemek.
gözü kızmak * gözü hiçbir şey görmeyecek ölçüde öfkelenmek.
gözü korkmak * daha önce geçirdiği kötü bir denemeden sonra birinden veya bir şeyden zarar gelebileceği kanısına varmak.
gözü kör olsun * bazızorunlu durumlarda zararı istemeyerek kabullenmeyi anlatır.
* ihtiyaç duyulan şeyin yokluğu karşısında söylenir.
gözü olmak * bir şeyi ele geçirmek isteği beslemek.
gözü olmamak * bir şeye sahip olmayı istememek.
* heves beslememek, fazla önem vermemek.
gözü önünde * yanında, mevcudiyetinde.
gözü pek * Korkusuz, yürekli, cesur.
gözü pek olmak * korkmamak, yılgınlık göstermemek, çok cesur olmak.
gözü sönmek * kör olmak.
gözü su içmemek * güvenmemek.
gözü sulu * Çok önemsiz olaylarda bile gözyaşlarınıtutamayan.
gözü takılmak * dikkati çeken bir şeyden bakışlarınıayıramamak.
gözü tok * Paraya, mala düşkünlük göstermeyen, aç gözlülük etmeyen.
gözü toprağa bakmak * ölmek üzere olmak.
gözü tutmak * güvenmek, beğenmek.
gözü tutmamak * güvenmemek, beğenmemek.
gözü uyku tutmamak * uyuyamamak.
gözü yememek * bir işi yapacak güç ve yeteneği kendinde bulamamak.
gözü yılmak * daha önceden denediği için o durumla karşılaşmaktan korkmak, o işe girişmekten çekinmek.
gözü yolda (veya yollarda) kalmak * birinin gelmesini merak istek veya özlemle beklemek.
gözü yüksekte (veya yükseklerde) olmak * bulunduğu durumdan çok üstün olan bir duruma ulaşma amacını gütmek.
gözükme * Gözükmek işi.
gözükmek * Görünmek.
gözüm çıksın (veya kör olsun) * bir şeyin doğruluğuna inandırmak için edilen ant.
gözüm görmesin * bana hiç görünmesin, yüzünü görmek istemem.
gözüm! (veya gözümün nuru) * sevgi anlatan bir seslenme.
gözün aydın! * sevinçli bir olay dolayısıyla kullanılan bir kutlama sözü.
gözünde * bir kimseye göre, nazarında, indinde.
gözünde büyümek * bir şey bir kimseye olduğundan güç veya önemli görünmek.
gözünde büyütmek * bir kimseyi olayıveya şeyi abartmak.
gözünde olmamak * herhangi bir üzüntü veya zor durum dolayısıyla o şeye değer verecek durumda bulunmamak.
gözünde şimşek çakmak * sert ve şiddetli darbe yüzünden göz önünde yıldızlar oluşmak.
* çok sevindiğini belli etmek.
gözünde tütmek * çok özlemek.
gözünden kaçmak * görememek, dikkat edememek.
gözünden kaçmamak * dikkatle izlemek.
gözünden kıskanmak * üzerine titremek, kollayıp gözetmek.
gözünden sürmeyi çalmak * Bkz. gözden sürmeyi çalmak.
gözünden uyku akmak * çok uykulu olmak.
gözüne bakmak * Bkz. gözünün içine bakmak.
gözüne batmak * çok gelmek, tedirgin etmek.
gözüne çarpmak * görünür olmak, dikkati çekmek.
gözüne dizine dursun * nankörlük eden kimseye söylenen bir ilenme.
gözüne girmek * sevgi ve ilgisini kazanmak.

Bir yanıt yazın